bugün

hayatın ne kadar ibne olduğunun anlaşıldığı anlar

--spoiler--
bazen çok düşünüyorum bu hayatı fazla mı ciddiye alıyorum yoksa fazla mı ciddiye almıyorum diye. bilmiyorum bana pek yaşanası gelmiyor burası, çekilecek gibi değil be abi. bazen işte bir kadın giriyor hayatına, işte o zaman unutuyorsun onu düşünmekten bazı şeyleri düşünmeyi. bir o zaman çekilir gibi geliyor burası. sonra o kadın gidiyor yine aynı şeyler hatta fazlası. zira bir nebze acına acı katıyor giden insanlar sonuçta. bir de becereksiziz ki sorma. o kadın arkadaştan öte olduktan sonraki tüm anlar tekrar arkadaşın olamıyor. hep eksiye gidiyoruz, hep kaybediyoruz yani. bir de şunu anladım ben, herkes fazlasıyla dertli. önceleri "ulan tüm dertli kadınları üstüme mi çekiyorum ben?" derdim. ama anladım ki herkes dertli. herkes geçmişteki dertleri yüzünden şimdi bile mutlu olamıyor, yarın da olamayacaklar. çünkü biz bu dertler yüzünden güzel bir şey yaşamıyoruz. geçen olaylara "geçti" diyemiyoruz. her gün bir dert ekleniyor dert dağarcığımıza.

ben çok şaşırıyorum biz insanlara. hani bu kadar dert sahibi olup, hala nasıl katlanabiliyoruz ki buraya? tamam gayet optimist insanlar da var ama bunlar azınlıkta, ben kalan kişiler için konuşuyorum. nasıl katlanıyoruz bu bataklık gibi bizi içine çeken yere. her yerimiz çamur oldu be arkadaş yeter, el insaf. biraz bize de temizlik ver.

hep dertliyiz, hep şikayet ediyoruz. ama biz insanlar çok dayanıklıyız he... maddi manevi tüm bu dertlere göğüs geriyoruz ya. kralı gelsin bizi kesmeye! o yeni bileylenmiş metale gülerek koşmayacaksak ben de bir bok bilmiyorum. gözümüzü o kadar dert bürümüş, o kadar korkusuzuz. hani cesur yürek'te savaş sahnesinde iskoçyalılar götünü açıp, düşman askerleri selamlıyordu ya. biz de götümüzle güleceğiz bir gün o kana susamış dertlerimiz karşısında.

heh... bir de şunlar döküldü lan ağzımdan, ilginç.

ah be kadın!
deniz çok güzel dalgalanıyordu.
şimdi seninle oturup,
o denizin kenarında simit yemek vardı,
martıları seyretmek vardı.
geçen vapuru görüyor musun kadın?
insanlar bir yerlere yetişme çabasında.
yetişmeye çalıştığı yer var ya,
işte tam burası kadın.
biraz sevgi, ardından biraz bulut,
birkaç martı ve deniz.
herkes mutluluğa yetişme çabasında kadın.
biz ise mutluluğu bulmuşuz, denize döküyoruz.
kim bilir belki de deniz bu yüzden bu kadar güzeldir.
bu deniz çok güzel kadın,
bu dalgaların muhabbeti çok iyi.
ben hep buradayım, kayalıklarda.
elimde simit, dilimde dalgalara anlatılacak birkaç kelam.
simiti koparıp martılara atan adam varya, o benim işte.
çabuk doyarım zaten ben.
deniz beni çağırıyor ama kadın.
olur da bir gün görmeye gelirsen beni ve yoksam.
dalgaların davetine icabet ediyor oluyorumdur.
eğer karnın aç olursa,
kayalıkların üstüne bıraktığım simit senindir.
sana almıştım zaten.
--spoiler--

kaynak: http://uc-noktam.blogspot...bne-oldugunu-anladgm.html