bugün

evlenilecek erkek ile cikilacak erkek farki

delicesine testis geçilmesine rağmen, hayalperestliği kaldırmayan gerçek dünyada büyük bir sorundur aslında. hatta bir sorundan çok sorudur. ama soru kesinlikle çıkılacak erkek ile ilgili değil evlenilecek erkek ile ilgilidir. aynıdır bazen ikisi de, bazen ikisi de çok başkadır. seven erkek lazım gelir bu iş için. önce sevebilen erkek. ardından da kendini sevdiren erkek.

yalandır "çocuğuma iyi baba olsun, beni düşünsün, kibar olsun, hep düşünsün, az karışsın" sevdalarının çıktığı yollar. karar vermek şurdan başlar; ya "çocuğunun babası ile evleneceksin" ya da "evlendiğin adam çocuğunun babası olacak". aynı gibi görünse de farklıdır aslında kadın için ikisi. birisi hayatı kolay kılar, çocuğuna iyi bir baba sana da iyi bir koca olur. ama diğeri önce "sevgilin" olur, sana aşık kalır, evliliği seninle aynı evde yaşayabildiği için bir hediye sayar, hep seni önde tutar, beraber olmanın ne demek olduğunu bilir. bu adama seninle geçireceği bir saat yerine hilton otellerinin tüm hisselerini verseniz, ferrari fabrikasını tahsis etseniz, al bu havayolu şirketi artık senin deseniz, milyonlarca avro dökseniz ayaklarının dibine, sevdiği kadınla 1 saati seçer. çünkü bilir ki ölmeden bir kaç dakika önce ihtiyacı olan şey bir ferrari, para ya da uçak olmayacaktır. keşke fazladan 1 saatim daha olsaydı diyecektir... aşık olduğu kadını 1 saat daha fazla görebilmek için.