bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

inanmıyordum sevileceğimi, ve de güvenmiyordum aşka hiç. çünkü terkedilmekten ve hayallerimin yıkılmasından bıkmıştı artık ruhum.
ama yine de az da olsa bir umut vardı içimde, karşına biri çıkar ve şükredersin bir gün allah'a diyordum bazı bazı.
ve çıktı, şükürler olsun.

dünyanın en güzel öğretmeni.

13 kasım 2011, seni hiç unutmayacağım. nefret ederdim sonbahardan, üşürdüm soğuktan. ama artık üşümeyeceğim, o soğuk bana bahar mevsiminin ılık meltemi gibi geliyor artık. ruhumu serinleten ve ferahlatan bir meltem. gözlerimi kapatıp kuşların ve böceklerin tatlı seslerini duyabiliyorum nihayet.

seni çok seviyorum esmerim

kalkıp gelmişti beni görebilmek için başka bir şehirden, utanarak ama tebessüm dolu parlayan gözlerle hoşgeldin ve ellerimizi hafifçe sıkmamız ile başlayan tanışma. avuçlarımızın içindeki o sıcaklığı unutmak mümkün mü.gülümseyerek yere bakışını ve omzuma yaslanmanı unutamıyorum. işte hayatının kadını karşında, ne bekliyorsun sarıl ona.

savaşacağım senin için, inan

zor zamanlarımızda birbirimizin destekçisi oluşumuz, bazen tatlı kıskançlıklarımız, kimi zaman ise senin için sarhoş oluşum. son defa sarhoş olmuştum o gün.
çünkü sözümü asla tutmamazlık yapmam ki. ama ne yalan söyleyeyim, en güzel sarhoş oluşumdu o gün. her yudumum sana olan aşkımın ve sevginin şerefineydi.

tavuk burger de yeriz ki

bazı melodiler vardır her dinlediğimde aklımda sen geliyorsun, o an yüreğimde bir güneş doğar. sesini duydukça bir yağmur başlar ve ferahlayan ruhumda yeşeren toprak ve açan çiçekler bir cennet bahçesi gibi en güzel manzara resmini oluşturur adeta bir ressama.

yok yok, bu kelimelerle ifade edemiyorum aşkımın büyüklüğünü sana birtanem, peki şuna ne dersin;
evlenelim mi biz
sormama gerek yok ki, zaten evleneceğiz esmerim.