bugün

0 dan 100 e

celal pir ve saffet üçüncü ikilisinin kendi çalıp, kendinin oynadığı program.

şimdi mantık şöyle olmalı değil mi? madem televizyon programı yapıyorsunuz, seyirciyi bilgilendirecek, (burada bahsettiğim saffet üçüncü'nün verdiği tarih bilgisi ya da teknik bilgi değil pratik bilgidir.) günlük hayattaki otomobil kullanımında işine yarayacak bilgiler vermek olmalı ki biz de oturup izleyelim ve öğrenelim. ama öyle değil maalesef.

öncelikle adamlar birçok kimsenin ulaşamayacağı otomobilleri getirip kurcalıyorlar. mesela son birkaç programda inceledikleri araçlara göz atalım.

subaru vx, porsche 911 carrera s, audi q3, audi a4-s4, scania tır, chevrolet aveo, elektrikli renault fluance, range rover evoque.

bu araçlardan sadece bir iki tanesi sokaktaki alıcıyı ilgilendirecek nitelikte. geri kalanı ya tamamen şov amaçlı getirilen üst düzey spor otomobiller ya yine fiyatı yüksek olan arazi araçları suv tipi araçlar, ya da tamamen alakasız tır, tekne gibi araçlar.

ikincisi, sevgili saffet abi* teknik anlamda hakikaten bilgili biri olmasına rağmen, arabanın farından başlayıp egzosunda biten çizginin güneşte duruşunda oluşturduğu birbirinden farklı renkleri ya da motorunun bilmem ne parçasının sol alt köşedeki kıvrımını filan anlatıyor çoğu zaman. yahu kardeş, iyi güzel de ben araç alırken ona mı bakıyorum? baksam bile tasarım zevki izafi bir şey. sen beğenirsin ben beğenmem. sen bana aracın pratik kullanımdaki iyi ya da kötü taraflarını anlatsana.

üçüncüsü, değil sadece doğuş grubu araçlarını, hiçbir aracı kötülediklerini görmedim ben. birader hiç mi kötü tarafı yok bu araçların? hepsi mi kusursuz?

son olarak da kendi aralarındaki diyalog da ayrıca sinir bozucu bence. kendi aralarında espriler şakalaşmalar filan. bir programda en az 4-5 kez "çak..!" yaparak garaja girip çıkmaları. saffet bey'in her soruya "memnuniyetle celal" diyerek cevap vermeye başlaması filan. bunlar, benim biraz bu tip şeylere takıyor olmamla da alakalı olabilir gerçi ama yine de gereksiz şov bana kalırsa.