bugün

halis ertürk

daha önce muhasebe dersini başka hocalardan tam 5 kez aldım. ben hiçbir şey anlamadığım için yine kalıyordum, ama sınıfın ortalaması 90'dı. kendimden şüphe etmeye başladım; zira ben dersten hiçbir şey anlamazken, sınıf arkadaşlarım muhasebenin çok kolay bir ders olduğunu, mantığını anlamam gerektiğini söylüyordu.

derken...
otomasyonda, diğer hocalardan farklı olarak halis ertürk'ü gördüm. taa 1. sınıftan kalan dersi vereyim artık dedim ve seçtim. açıkçası ilk ders çekine çekine gittim sınıfa. yine anlamayacağım diyordum. ancak halis hoca daha ilk dersten babacan tavırları ve sevecenliğiyle kendini sevdirdi, hatta tiksindiğim muhasebe dersini bile istekle dinlemeye başladım sayesinde. adam yılların profesörü, "ben bile muhasebenin her şeyini bildiğimi söyleyemem" dedi, orada takdirimi kazandı.
adam 200 kişilik sınıfa bir soru soruyor, sonra bütüüüün sınıfı tek tek gezip doğru cevaplamış mıyız diye defterlerimizi kontrol ediyordu. isimlerini dahi anmak istemediğim diğer hocalar gibi ezberletmiyor, işin mantığını anlatıyordu. öyle ki, yıllarca muhasebeden ölesiye nefret eden ben, sınav zamanı en çok muhasebeye çalışmaktan zevk alır olmuştum. halis hoca'nın ve asistanı funda hanım'ın anlatımları o kadar hoşuma gitmişti ki, aynı soruları defalarca çözdüm. keşke kırtasiyeden daha çok soru alsaymışım dedim.

ha, aa'yla falan geçemedim, nispeten düşük bir not aldım ama anlayarak geçtim. öğrenciyi hor görmeyen, kasmayan, yardımcı ve sevecen tavırları için halis hoca'ya ne kadar teşekkür etsem azdır. bi yerleri kalkık diğer hocalar da onun kadar olabilse, bu okulu sevebilirdim belki...