bugün

mehmet soyuer

10 Aralık 2011'de çıkan haber şöyleydi.

"Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki 3. Hudut Tabur Komutanlığı'na bağlı Kızılçat Karakolu'nda vatani görevini yapmakta olan bir asker cinnet geçirerek, 2 komutanını şehit etti."

işte o komutanlardan biriydi Mehmet Soyuer. Böyle söyleyince çok basit değil mi? Belki aşağıdaki cümleler onu daha iyi anlatır:

"Ben çok yakından tanımazdım Mehmet'i, ama bilirdim. Yıllar önce tanışıp da unutmadığım insanlardan biriydi, hani yine görsem konuşacak birçok şey bulabileceğim bir arkadaş...

Neden mi bunu hissediyorum? Çünkü eğer siz bir insanla hemen hemen aynı şeyleri yapıyorsanız, aynı kardeşlikleri, aynı dostlukları, aynı paylaşım ve heyecanları yaşıyorsanız, o kişiye bir şey oldu mu canınız kendinizden birine bir şey olmuş kadar yanar. Yanarmış. Ben bunu Mehmet ile öğrendim.

Şimdi benim arkadaşlarım askere gidiyor ya, benim de canım onlarla gidiyor. Çünkü ben 5 gün önce yan yana gelsek canım olacağını bildiğim birini kaybetmişim...

Eğer aynı denize baktıysanız uzaktan, eğer aynı teknenin belki aynı köşesinde birbirinizden habersiz dalış kıyafetini kuşandıysanız, belki de aynı yerde aynı orfozu gördüyseniz, kardeşlik nedir öğrendiyseniz, birbirinize uzaktan ve sessizce hep destek verdiyseniz sizin de canınız yanar...

Mehmet, benim sana diyeceklerim şunlardır arkadaşım;

Öncelikle senin aramızdan gitmen herkesi çok ama çok derinden etkiledi. Ben bile tüm hafta sana yazılanları okuyup, senin fotoğraflarına baktıysam ve canım bunca yandıysa, seninle bir akşam oturup da sohbet eden kişilerin vay haline arkadaş...

Sen bugüne kadar çok güzel şeyler yaşadın Mehmet, eminim... Güzel anıların, güzel dostlukların oldu, çünkü ben KOÜSAT'ın arkadaşlık anlayışını bilirim. Sana tüm güzellikleri doyasıya yaşattıklarını bilirim. Ve eminim ki, gün geçtikçe seni hiç ama hiç unutmayacak dostların var burada, her kadeh kaldırışlarında masaya da bir kez senin için vuracak dostların var..."