bugün

civilization v

özellike müzikleriyle ön plana çıkan oyun. civ3 ve civ4'e göre oynayışının basitleştirilmesinin de sadeleştirilmesi ya da bakış açısının daraltılmasından çok serinin ilerledikçe eklenen ve saçaklanan konularının kontrolünün kolaylaştırılmasına yönelik bir düşünce olduğunu oyunu oynadıkça anlıyorsunuz. serinin önceki oyunlarıyla karşılaştırdığımda eleştirebileceğim tek nokta, oyun içinde ulusların askeri-ekonomik-kültürel... verilerin, karşılaştırmalı tablolarına oyun içinde çeşiti periyotlarla ya da oyun sonundaki gösteriminin çıkarılmış olması. oyunda savunmaya yönelik oynayanlara çeşitli avantajlar sağlanmış(şehir savunması, her altıgene max. 1 birim yerleşebilmesi vb). bu yüzden genel olarak savunma-bilim odaklı gelişmeye çalışıyorum. tabi büyük haritalarda bu şekilde zafer kazanmak çok zor. eğer büyük haritalarda oynuyorsanız küçük ve odaklanmış bir gelişmeden çok genişlemeci ve askerî bir yaklaşım sergilemeniz gerekecektir. çünkü her zaman cengiz kaan, bismarck gibi savaş manyağı psikopatların çıkıp ebenizi bellemesi kuvvetle muhtemeldir. alt seviyelerde oyun gerçekten de kolay, ancak normal düzeyinden sonra gerçekten de oyunu kazanmak için oyunun genel anlayışına ve ulusların yaklaşımlarına hâkim olmanız gerekiyor. oyunu zaman zaferiyle (2050 yılına en fazla puanla girenin kazandığı) bitirmek için genişlemeci (puana en çok katkı sağlayan öğeler: fethedilmiş alan ve dünya harikaları), bilimsel zaferi kazanmak için üretken ve savunmacı, askerî zaferle bitirebilmek için saldırgan, kültürel zaferle bitirebilmek için dengeli ve odaklanmış, diplomatik zaferle bitirebilmek için de uzlaşmacı ve ekonomik (altın kazancına yönelik) yaklaşımlarla ön plana çıkmak, daha da önemlisi bu yaklaşımlara uygun karakter ve uluslarla yola çıkmak gerekiyor. daha önce de dediğim gibi en kolay olan -ya da bana öyle gelen/becerebildiğim- kazanma şekli bilimsel ve diplomatik zaferler; ama her yiğidin cacığı da başka oluyor tabi.

sonuç olarak daha önce de dendiği gibi "koca bir satranç masası" bu oyun ve ya "bu ne ya ne sıkıcı bi oyun" deyip baştan bırakırsınız ya da benim gibi azmedip, gazetelerin bile x kupon karşılığında veremeyeceği "dev eser" civilopedia'yı elinizde sözlük, sular seller gibi içip hem oyunu oynarsınız hem de öğrenirsiniz; oyun aralarında hayatınızı yaşamaya devam edersiniz.