bugün
- jose mourinho34
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali8
- kendini bir görsel ile anlat19
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak9
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein14
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü13
- icardi190555
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak15
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- xdearm9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal22
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
ankara bayındır 2 sokakta bulunan, eskiden sadece gezgin isminde ahmet özcan'ın işlettiği, ankaranın uzunca süredir kitap mezatlarına ev sahipliği yapan, yegane ilim, ahlak yuvası.
şuan sahibi olan nebi abi hakkında bir kaç kısa kelam buyrun ;
NEBi SULTAN
Nebi sultan, hiçbir tarafıyla çarşı içindeki hiçbir dükkan sahibine benzemezdi. Yolunu belirleyen Gezgin gelenek, hepsinden başkalığını, ilk bakışta bile herkesin anlayacağı şekilde ortaya koyardı.
Her kıvrımı üzerinde titizlikle durulmuşa benzeyen açığa kaçan kahverengi saçları,kendine has bir giyim kuşam sergilemedeki cesaret devamlılığı,ayaklarındaki doğallığının tamamlayıcısı sürekli değişen ayakkabıları ile kılığının tümü titiz, temizlik ve düzene düşkün bir çelebiyi anımsatırdı.
Konuşurken iki iri uzatma işareti gibi havaya kalkan kaşlarının altından bakan kahverengi gözlerinden, masal dünyasını seyreden çocuksu bakışların duru hayranlığı ışıldardı.
Canlı, ince uzuna yakın ,sakalsız bir yüzü vardı. Hamarat bir el ile oturtulmuş düzlükteki burnunun altında,dudakları daima ,derin düşüncelere dalmışçasına büzüşmeye hazır dururdur.
ince narin parmaklarıyla, dükkanına zaman zaman poşetler ve çuvallar ile gelen kitapları, kendi ruh düzenini yansıtarak oluşturduğu raflara dizerken görünce onu, toprağı altına çevirmenin yollarını arayan ortaçağ simyagerlerinden sanılabilirdi.
Nebi Sultanın yaptığı işi de yaşamı da iki boyutluydu.Dükkanında sahaflık yapardı.Pasajın içine doğru bakan vitrininde, dikkatle dizilmiş ve her gün itina ile tozu alınan kitaplar ,yaşadıkları dönemin sahipsiz tanıkları olan fotoğraflar, geçirdikleri onca yıpranmaya inat sağlammış gibi görünen belgelerden başka oyuncaklar, teneke kutular dizili görünürdü.
Sağ tarafındaki duvar boyunca yükselen raflarda, hazır ol nizamında, teftişe hazırlanan askerler kadar düzenli kitaplar sıralanmıştı.Gözü keskin dükkan müşterilerinden ciddi okur-yazar olanlar bunların önceleri yabancı dildeki kitaplardan, zamanla Türkçe ve nadir bulunan kitaplara sessizce dönüşümünü fark etmişlerdir.
Nebi Sultan öteki esnaf gibi herkesle yarenlik etmez, aralarında yaptıkları ipe sapa gelmez şakalara katılmazdı. Müşterisi gelmediği zamanlarda bile boş oturmazdı. Ya kitaplarının, raflarının tozunu alırdı, fiyatlarını güncellerdi, yada kendisinin de farkına varılmadan yerleri değiştirilen kitapları durmaları gereken yerlerine koyardı.
Tabi bütün boş zamanını huzur bozan düzensizlikleri yoluna koymayla geçirmezdi. Yaz günleri bulunduğu pasaja bir durgunluk çöktüğü vakitlerde, sağındaki küçük tabureye sırtı raflara dayanacak şekilde yerleşir, eline sevdiği kitaplarında birini alırdı. Bacaklarını rahatça uzattıktan sonra, sayfaları incitmekten korkarcasına itinayla çevirip, satırlar arasında kaybolurdu.
Nebi Sultan müşterileri arasında öyle çocuk, yetişkin, zengin, yoksul, ayrımı yapmazdı.Okul ödevi için gelen küçük kıza da “buyrun ne aramıştınız” diye sorardı. Onun için iki sınıf müşteri vardı.Birincisi her hangi bir ihtiyacı için lazım olanı kitabı arayanlar, ötekiler de kitap hastası oldukları için her hangi bir kitabı aramayıp her kitaba müşteri olabilecek olanlardı.
Müşteri birinci sınıftansa ayakta yardımcı olmaya çalışıp lafı fazla uzatmadan, birkaç sözle yardımcı olmaya çalışırdı. Onun önemsediği, asıl ehl-i kütüb olan, gerçek kitap meraklısı her türlü cemiyetten dükkana gelenlerdi. Gelen resimden, felsefeye, tarihten, edebiyata bin bir türden konudan bahsedince hemen görünüşü değişiverirdi. Gözlerine başka türlü bir ışıltı belirir,ağır ve ölçülü hareketleri canlanırdı.
şuan sahibi olan nebi abi hakkında bir kaç kısa kelam buyrun ;
NEBi SULTAN
Nebi sultan, hiçbir tarafıyla çarşı içindeki hiçbir dükkan sahibine benzemezdi. Yolunu belirleyen Gezgin gelenek, hepsinden başkalığını, ilk bakışta bile herkesin anlayacağı şekilde ortaya koyardı.
Her kıvrımı üzerinde titizlikle durulmuşa benzeyen açığa kaçan kahverengi saçları,kendine has bir giyim kuşam sergilemedeki cesaret devamlılığı,ayaklarındaki doğallığının tamamlayıcısı sürekli değişen ayakkabıları ile kılığının tümü titiz, temizlik ve düzene düşkün bir çelebiyi anımsatırdı.
Konuşurken iki iri uzatma işareti gibi havaya kalkan kaşlarının altından bakan kahverengi gözlerinden, masal dünyasını seyreden çocuksu bakışların duru hayranlığı ışıldardı.
Canlı, ince uzuna yakın ,sakalsız bir yüzü vardı. Hamarat bir el ile oturtulmuş düzlükteki burnunun altında,dudakları daima ,derin düşüncelere dalmışçasına büzüşmeye hazır dururdur.
ince narin parmaklarıyla, dükkanına zaman zaman poşetler ve çuvallar ile gelen kitapları, kendi ruh düzenini yansıtarak oluşturduğu raflara dizerken görünce onu, toprağı altına çevirmenin yollarını arayan ortaçağ simyagerlerinden sanılabilirdi.
Nebi Sultanın yaptığı işi de yaşamı da iki boyutluydu.Dükkanında sahaflık yapardı.Pasajın içine doğru bakan vitrininde, dikkatle dizilmiş ve her gün itina ile tozu alınan kitaplar ,yaşadıkları dönemin sahipsiz tanıkları olan fotoğraflar, geçirdikleri onca yıpranmaya inat sağlammış gibi görünen belgelerden başka oyuncaklar, teneke kutular dizili görünürdü.
Sağ tarafındaki duvar boyunca yükselen raflarda, hazır ol nizamında, teftişe hazırlanan askerler kadar düzenli kitaplar sıralanmıştı.Gözü keskin dükkan müşterilerinden ciddi okur-yazar olanlar bunların önceleri yabancı dildeki kitaplardan, zamanla Türkçe ve nadir bulunan kitaplara sessizce dönüşümünü fark etmişlerdir.
Nebi Sultan öteki esnaf gibi herkesle yarenlik etmez, aralarında yaptıkları ipe sapa gelmez şakalara katılmazdı. Müşterisi gelmediği zamanlarda bile boş oturmazdı. Ya kitaplarının, raflarının tozunu alırdı, fiyatlarını güncellerdi, yada kendisinin de farkına varılmadan yerleri değiştirilen kitapları durmaları gereken yerlerine koyardı.
Tabi bütün boş zamanını huzur bozan düzensizlikleri yoluna koymayla geçirmezdi. Yaz günleri bulunduğu pasaja bir durgunluk çöktüğü vakitlerde, sağındaki küçük tabureye sırtı raflara dayanacak şekilde yerleşir, eline sevdiği kitaplarında birini alırdı. Bacaklarını rahatça uzattıktan sonra, sayfaları incitmekten korkarcasına itinayla çevirip, satırlar arasında kaybolurdu.
Nebi Sultan müşterileri arasında öyle çocuk, yetişkin, zengin, yoksul, ayrımı yapmazdı.Okul ödevi için gelen küçük kıza da “buyrun ne aramıştınız” diye sorardı. Onun için iki sınıf müşteri vardı.Birincisi her hangi bir ihtiyacı için lazım olanı kitabı arayanlar, ötekiler de kitap hastası oldukları için her hangi bir kitabı aramayıp her kitaba müşteri olabilecek olanlardı.
Müşteri birinci sınıftansa ayakta yardımcı olmaya çalışıp lafı fazla uzatmadan, birkaç sözle yardımcı olmaya çalışırdı. Onun önemsediği, asıl ehl-i kütüb olan, gerçek kitap meraklısı her türlü cemiyetten dükkana gelenlerdi. Gelen resimden, felsefeye, tarihten, edebiyata bin bir türden konudan bahsedince hemen görünüşü değişiverirdi. Gözlerine başka türlü bir ışıltı belirir,ağır ve ölçülü hareketleri canlanırdı.
güncel Önemli Başlıklar