bugün

bir zamanlar anadolu da

bu film türkiye'de az izlenmiş diye; türk insanını "sanattan anlamıyor" diye yargılamak çok yanlış olur. filmler kişisel beğenilerin yanı sıra toplumsal beğeni olarak da değer görür. hem topluma hitap eden, hem sanatsal filmler yapılabilir. (bkz: afred hitchcock) ama topluma hitap etme konusunda; örneğin; fransızların genel olarak toplumunun beğenisini kazanmış bir sanat filmi, türk toplumu tarafından beğenilmeyebilir, sıkıcı bulunabilir ki bence asıl problem burda, nuri bilge ceylan türk halkına, kültürüne uygun film yapmıyor. nuri bilge filmleri; türk toplumunun sıcak, hareketli,ılımlı yapısına, teknik olarak ders düşüyor. daha çok uzun çekimleriyle, durgun görüntülerle daha kuzey, soğuk ülkelerde,"özellikle rus filmleri gibi" çekilebilecek ,sevilebilcek filmler yapıyor. örn: bir kustrica filmi birebir balkan kültürünü yanısıtyor, eminim orda da sevilerek izleniyordur. bir fransız filmini, rus filmini, iran filmini seversin/sevmezsin ama görür görmez tanırsın. ama nuri bilge filmleri daha çok rus filmi gibi , türk filmi olmasını benimseyemiyorum.

kişisel birikim gerektirecek/sanat filmleri de bence toplum tarafından sevilebilir. çünkü insanların, bulunduğu toplumun kültürüyle doğru orantılı; tam anlamıyla ifade edemedikleri, bazı detayları kaçırdıkları halde ; içgüdüsel bir göz zevki, kalitenin farkındalığı vardır. elbette daha birikimli bir insan daha fazla zevk alır, daha detaylara dikkat eder. ama sanat filmi yaptım, çoğu insan zaten beğenmez/anlamaz demek topluma haksızlıktır,bencilliktir .

bu filme gelicek olursak filmde bütünüyle en çok beğendiğim şey kesinlikle oyunculuklardı. bir tane bile sakil duran, sırıtan oyunculuk yoktu. oyuncu seçimi, rol dağılımı mükemmeldi. tabi bunda yönetmenin de başarısını inkar etmemek gerekir. filmin genelinde konu olarak basit ama içerik olarak doyurucuydu. çekimler genel olarak mükemmeldi zaten çekimlerin profosyonelliğinden, kalitesinden ziyade çok uzun olması insanı rahatsız eden. yani "bence" nuri bilge, gereğinden fazla uzun çekimler ve filmin süresiyle gene türk izleyicisini sıkmayı başarmış. kim bilir belki biraz daha montajla daha çok kişiye hitap edebilir...

neticede, sadece ödülü yalnız ülkeye armağan etmek, ülkeyi bir daha yalnız bırakmaktır. amacın birşey armağan etmekse, ülkeye armağan edebileceğin filmler yapıcaksın. nitekim yılmaz güney, şerif gören; teknik ve içerik olarak, hem halk tarafından benimsenmiş, beğeni görmüş, hem de ülke dışında ödüllendirilmiştir...