bugün

türk basketbolu

şu anki milli takım kadrosuyla avrupa'nın en önemli ülkeleri arasında yer almaktayız. hidayet türkoğlu, şu an sakat olan mehmet okur, ersan ilyasova, semih erden, ömer aşık ve enes kanter gibi nba oyuncularına sahip. diğer oyuncularımız ise avrupa'nın en önemli oyuncuları arasında yer almakta. tabi bu önemli oyuncular arasına kadroya yeni dahil olmuş isimleri koymamız yanlış olur, örneğin izzet türkyılmaz gibi. ama onun da ilerde önemli işler yapacağı ortada.

göründüğü üzere türk basketbolu uzun anlamında iyi ve kaliteli oyuncular çıkarıyor, çıkarmaya devam edecektir de. bu yüzden uzun rotasyonunda hiç bir problemimiz yok. ama oyun kurucu pozisyonunda sadece milli takımın değil türk basketbolunun yani türk oyun kurucu yetiştirememenin eksikliğini yaşıyoruz. aslında yetiştirmekten ziyade alt yağıda önemli işler yapmış, gelecek vaad eden oyuncuları profesyonel takımlara sokamıyoruz, adapte edemiyoruz. oyuncular da basketbolun beyni kabul edilen pozisyonda ancak geç yaşlarda tecrübe kazanıyorlar. sırbistan gibi ekol olmuş bu ülkeler bu konuda çok başarılı. örneğin milos teodosic 23 yaşında dünya şampiyonası yarı finali oynadı ve takımın liderliğini üstlendi, hem de 23 yaşında. bu olmayacak iş değil, önemli olan kulüp takımlarının altyapıda yetişen oyuncularına şans tanıması.

şimdi ligimize bakıyoruz. kulüpler genelde yabancı tercihini şutör guard mevkine yapıyor. zaten alınan şutör guardlar genelde amerikalı oluyor ki amerikalılar da bu mevkide işlerinin ehli sayılır. şutör guard takıma gelince genelde 20-25 sayı gibi bir ortalama yakalıyorlar ve antrenörlerin öncelikli tercihi oluyor. sakın yanlış anlaşılmasın amerika basketbolu ile türk basketbolunu kıyaslamıyorum. antrenörlerin bu tercihi ise altyapıdan yeni a takıma çıkan oyuncunun ise daha az süre almasına neden oluyor ve oyuncu belki de tecrübe kazanacağı en güzel dönemde oyunu köreliyor, oyununu geliştiremiyor.

zaten durum ortada. türk basketbolunda şu an kerem tunçeri, ender aslan, sakat olan engin atsür, barış ermiş ve tutku açık guardlar var. hiç birinin ise şutör anlamında iyi olduğu söylenemez. doğuş balbay altyapıdan geliyor ama o da savunma anlamında çok iyi iken yine hücum anlamında isteneni verecek düzeyde değil.

diyeceğim o ki altyapıdan yeni a takıma çıkan genç guardlara daha çok şans verilmesi yönünde. yoksa hala kerem tunçeri'nin eline bakacaz. yanlış anlaşılmasın kerem tunçeri'yi asla kötülemiyorum. ama onun da süresi elbet bir gün dolacak. işte asıl mesele ondan sonra ne olacağı.