bugün
- anın görüntüsü12
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi8
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- kur koruma ne demek14
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler9
- gideon reid morgan jj24
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması10
- kalp krizi8
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak11
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak9
- yalnguk oglu12
- hangi yazar hangi burç13
- herkesle iyi geçinmek12
- sokak köpekleri9
- magicovento25
- 25 yaşındaki kız 38 yaşındaki erkek ilişkisi15
- kız arkadaşı yüzünden kendini asan genç8
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması10
- özgür özel8
- lise mezuniyet törenleri10
- istanbul10
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması21
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu28
- su faturasının elektrik faturasını sollaması9
- sözlükten hatun kaldırmak19
- uzay pornosunun adı ne olmalı15
- ali koç da bizim aziz yıldırım da bizim22
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması13
- irem derici'nin erkek sevdası17
- akraba evliliği bir özgürlüktür19
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması16
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir15
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak16
- cinlerin musallat olma sebepleri20
- hiç yaşamadığın şeyi hatırlamak11
- ali koç12
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- ellerim bos gonlum hos9
- jose mourinho11
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
- meral akşener12
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği15
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı8
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi26
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
iyileşmeyen bir soğuk algınlığı bahane oldu bu laneti öğrenmeye. hastalık için üzülmek, erken teşhis için sevinmek. ne kadar arada bırakıyor insanı.
üstün körü muayeneler, ilaçlarla geçti 1 hafta. kimin aklına gelirdi ki böyle bir şey, nasıl kondurabilirsin. işe de gitmiyordu, basit bir soğuk algınlığı işte, geçer biter ama değilmiş işte. bir gün öksürürken ağzından kan gelince anladık durumun ciddiyetini ama yine de aklımızda o lanet kelime yok. ertesi gün daha kapsamlı bir hastanede daha kapsamlı bir muayene. yatışa aldılar hemen ama hala hastalığın adı yok. 1 hafta sonra yanında refakatçi kaldığım gün, ilk ben öğrendim. nasıl kötü bir durum. hani zaten söylenmiş olsa, herkes bilse tamam ama ilk bilen olmak, herkese söyleyecek olmak nasıl ağır gelmişti. doktoru çağırdı odasına, sen güçlüsün dedi, o yüzden ilk sana söylüyorum dedi. akciğer kanseri dedi. dondum kaldım. tepkisiz, kıpırtısız. sonra farkettim ağladığımı, daha doğrusu ağlamaya çalıştığımı. insan inanamadığı bir şeye nasıl ağlar ki. ağır bir yüktü doktorun verdiği.
ameliyat olması, kemoterapi gerekiyordu ama hastanın kanser olduğunu bilmemesi gerekiyordu. doktor öyle demişti. en azından şimdilik. ne diyecektik, kemoterapi der demez anlardı, anladı da. yalan söyledik. iltihap varmış, onu kurutmak için kemoterapi gerekiyormuş dedik. kanser mi dedi. hayır dedik, sadece genel adı kemoterapi. apseli dişi nasıl çekemezlerse iltihabı kurutmadan da tedavi olmazmış dedik, inandı ya da inanır gibi göründü.
3 hafta boyunca yattığı hastanede bizi istemedi. gelmeyin dedi, görmeyin beni böyle.
hastane çıkışı başka yere götürüldü. istanbul'un havasında duramazdı ve 1 yıllık ayrılık. bomboş ev. kemoterapi, ağrılar, kusmalar, geceleri uyuyamamalar, saç dökülmeleri. hiçbirinde yanında yoktuk ama hepsini biliyorduk. ara sıra yanına giderdik, her zamanki gibi soğuk kanlı davranırdı, sanki hiçbir şey yokmuş gibi. biz de öyle yaptık, hasta değilmiş gibi.
sigarayı anında bıraktı. canı bazen içki çekerdi. çok nadir gizli gizli bir tane içip sonra itiraf ederdi. kendine çok iyi baktı. herkesi herşeyi boşverdi ve kendine odaklandı. doktorlar sonraki muaneyenelerde tanıyamadı. şimdi çok şükür iyi ve hala kendine çok iyi bakıyor.
üstün körü muayeneler, ilaçlarla geçti 1 hafta. kimin aklına gelirdi ki böyle bir şey, nasıl kondurabilirsin. işe de gitmiyordu, basit bir soğuk algınlığı işte, geçer biter ama değilmiş işte. bir gün öksürürken ağzından kan gelince anladık durumun ciddiyetini ama yine de aklımızda o lanet kelime yok. ertesi gün daha kapsamlı bir hastanede daha kapsamlı bir muayene. yatışa aldılar hemen ama hala hastalığın adı yok. 1 hafta sonra yanında refakatçi kaldığım gün, ilk ben öğrendim. nasıl kötü bir durum. hani zaten söylenmiş olsa, herkes bilse tamam ama ilk bilen olmak, herkese söyleyecek olmak nasıl ağır gelmişti. doktoru çağırdı odasına, sen güçlüsün dedi, o yüzden ilk sana söylüyorum dedi. akciğer kanseri dedi. dondum kaldım. tepkisiz, kıpırtısız. sonra farkettim ağladığımı, daha doğrusu ağlamaya çalıştığımı. insan inanamadığı bir şeye nasıl ağlar ki. ağır bir yüktü doktorun verdiği.
ameliyat olması, kemoterapi gerekiyordu ama hastanın kanser olduğunu bilmemesi gerekiyordu. doktor öyle demişti. en azından şimdilik. ne diyecektik, kemoterapi der demez anlardı, anladı da. yalan söyledik. iltihap varmış, onu kurutmak için kemoterapi gerekiyormuş dedik. kanser mi dedi. hayır dedik, sadece genel adı kemoterapi. apseli dişi nasıl çekemezlerse iltihabı kurutmadan da tedavi olmazmış dedik, inandı ya da inanır gibi göründü.
3 hafta boyunca yattığı hastanede bizi istemedi. gelmeyin dedi, görmeyin beni böyle.
hastane çıkışı başka yere götürüldü. istanbul'un havasında duramazdı ve 1 yıllık ayrılık. bomboş ev. kemoterapi, ağrılar, kusmalar, geceleri uyuyamamalar, saç dökülmeleri. hiçbirinde yanında yoktuk ama hepsini biliyorduk. ara sıra yanına giderdik, her zamanki gibi soğuk kanlı davranırdı, sanki hiçbir şey yokmuş gibi. biz de öyle yaptık, hasta değilmiş gibi.
sigarayı anında bıraktı. canı bazen içki çekerdi. çok nadir gizli gizli bir tane içip sonra itiraf ederdi. kendine çok iyi baktı. herkesi herşeyi boşverdi ve kendine odaklandı. doktorlar sonraki muaneyenelerde tanıyamadı. şimdi çok şükür iyi ve hala kendine çok iyi bakıyor.
güncel Önemli Başlıklar