bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

içimden geçenler içimden geçip gidiyor uzun zamandır,ama bir sebebi var
zor günler yaşıyorum.
belki aynı anlama gelen farklı bir cümle de kurabilirdim,ama sonuç değişmiyor,her seferinde aynı cümleyi kurarak özetliyorum işte:
zor günler yaşıyorum.nasıl zor günler açıklamak gerekirse anlatmaya halimin kalmadığı kadar..
aslında önemli olan yaşadığımın "zor günler" olması değil,sonu umutsuzca biten her deneyimde hepimizin yaşadığı o kendi görmek istemediğimiz kötü yanlarımızı görüşümüz,kendi çatışmalarımızla nasıl başa çıkamadığımızı farkedişimiz,kullandığımız savunma mekanizmalarının nasıl çöktüğünü,nasıl da ilkel,nasıl yardıma muhtaç,belki de içten bir dost omzuna ne kadar da ihtiyaç duyduğumuzu anlayışımız.
bir dahaki sefere böyle olmaz diye geçiştirip bir daha ki onlarca sefer de değişmediğimi üzülürek farkeden belliki ben değilimdir sadece.sanki zorla biraraya getirilmiş puzzledan bir çerçeveymişcesine,olmayacak sorunlara gereğinden fazla önem verip,taşlarımı yerinden oynatacak en küçük sarsıntıda çöküyor hayata olan bağlılığım.geri dönülmez,sert,olağanüstü kararlar alıyorum;en fazla ertesi gün devam ettirebildiğim.
mutluluk pamuk ipliğine bağlıymış gibi geliyor bazen.mutlu olabildiğim zamanlarda durmadan gülen yüzüm,sanki bu kısa sürebilecek zaman dilimini sonuna kadar kullanabilme isteğimden.
üzülerek farkediyorum ki sen; hakettiğinden çok daha fazlasını oluşturuyorsun hayatımın,haberin bile olmadan üstelik.demekki diyorum hayatım boyunca okuduğum tüm kitaplarlarla,dinlediğim her şarkıyla,izlediğim eleştirdiğim her filmle sana hazırlanmışım ben,tüm deneyimlerimle bir gün karşına çıktığımda tüm biriktirdiklerimi beraber paylaşalım diye
senin öyle bir düşüncenin olmaması ne acı