bugün

the doors

düşünüyorum taşınıyorum doors müziğinde çok da dahiyane şeyler bulamıyorum, yani akranları**** ile kıyaslıyorum müzikal olarak, yok, olmuyor. elimizde olan şey jim'in çığlıklarla süslü vokali ve ray abinin güzel klavyesi. yani tam anlatamadım galiba, diyorum ki bakıyoruz beatles'a dünyadaki pop/rock çizgisindeki hemen her müzik akımının öncüsü olmuş, bakıyorsun stones'a politik taşlamalar falan. doors ne politikaya bulaşmış ne yeni akımları yaratmış... (ama çok seviyorum orası ayrı)

ama işte aklımın yetmediği nokta zaten bu tespitlerden sonra başlıyor, geçen gece bilgisayarın başında dedim bir alem yapayım, açtım votkamı geçtim sandalyeye. açtım beatles'ı, çok güzel çerez merez yapmışım, bardaktan içiyorum... sonra bi kaç saat sonra bir baktım bardak yerde, çerez tabağını bulamıyorum, şişeden içmeye başlamışım farkında değilim. bir de baktım ki the doors çalmaya başlamış... işte böyle acaip bir ruhu var bu grubun, büyülerini anlamış değilim ama kesinlikle muhteşemlermiş.