bugün

yusuf halaçoğlu

belge fetişizminden bir türlü kurtulamayan katıldığı programlarda elinde belgelerle kesin doğruluklarla konuşan tarih felsefesinden habersiz olan kafatasçı tarihçi. tarihi belger konusunda edward h. carr "tarih nedir" kitabından aktaracak olursak:

'Bir kere tarihin olguları bize hiçbir zaman arı olarak gelmezler, çünkü arı bir biçimde varolmazlar ve varolamazlar: Her zaman kayıt tutanın zihninden kırılarak yansırlar. Bundan şu sonuç çıkar ki, bir tarih eserini alınca, ilk ilgileneceğimiz, içindeki olgular değil, onu yazan tarihçi olmalıdır.' (Edward Carr, Tarih Nedir? s.26)

edward h. carr üstadında belirttiği gibi tarihi belgeler onu oluşturanın zihninde kırılarak oluşurlar. yani en yakın bir örnek verecek olursak 1974 kıbrıs savaşı türkiye ye göre farklıdır, yunanistan a göre farklıdır. adadaki bir türk e veya rum a göre farklıdır. dünya nn geri kalanına görede farklıdır. bu kesimlerin ürettiği video, belge vs... de farklı farklıdır. 300 yıl sonraki bir tarihçi sadece türkiye den aldığı tarihi belgelerle olayı anlatırsa vereceğı sonucu da bir düşünün artık ne kadar kesin doğru.