bugün

açık havada işemek

yazları yaptığım eylemdir.

yazın ben şehrin sıcağına dayanamam. amına koyim şehrin der köyüme giderim. ah ne güzeldir köy. yüksek rakımlı. sürekli rüzgar eser. adam kendine geliyor o rüzgarı yediğinde. köyde tabi tuvaletler evin dışında. kızmayın hemen oraya medeniyet gitmemiş mi diye. gitmiş tabi bütün oparatörler çekiyor. internet bağlantısı var. yani anlayacağınız son sistem teknoloji var köyümde.

çıkıp gezerim arkadaşlarımla. ama öyle onlarca erkek toplanıpta gezmem. bana ters o iş amına koyim. benle beraber en fazla üç kişi oluruz. gider balık tutarız. balıklarda kılçıklı olur. hiç sevmem o balıkları. ama benle gelen elemanlar severler geri zekalılar. onun neyini seviyorsunuz etten çok kemik var. neyse benim işemem gerekir. tabi tuvalet olmadığından dışarıda işeyeceğiz. dışarıda işemenin de çeşitleri var. ben burada sazlıkların arasına işerim. sazlıklara numara veririm. sırayla onları tutturmaya çalışırım. tavsiye ederim eğlencelidir.

şimdi gelelim diğer şekillere. ormanlık alanda işemenin tadı başkadır. yeşil doğanın kokusunu içine çekerek işersin. tadına doyum olmaz. kendini sınırlamıyorsun. etrafında duvarlar yok. artık özgürsün.

bir tepeye çıkıp işemekte çok eğlencelidir. tepenin ucuna gidersin. açarsın fermuarını işersin aşağılara doğru. esen rüzgar daşaklarını serinletir. için gıdıklanır. bir an her şeyi unutursun. hayatla bağlantın kesilmiştir artık. ve bir özgür an daha.

bu bende alışkanlık yaptı. artık kapalı alanda işeyemez oldum. şehre de gelmiştim. çıkıp bir duvar dibine işeyeyim dedim. balkondaki yaşlı teyzeler aaaa sapığa bak dediler. baktım etrafıma orada sadece ben vardım. siktirin gidin dedim. sanki burada adam sikiyoruz. bırakında rahat rahat işeyelim...