bugün

beş şehir

3 dakika boyunca adeta kendi kendisiyle konuşan şevket karakterini barındıran filmdir;

+ benimle buraya geldiğin için teşekkür ederim.
+ bu sabah kedi sana doğru söylemiş ben gerçekten de. yani kısa bir süre önce fark ettim seni.
+ ben aslında ailemle.
benim annem. annemi kaybettik geçen sene. babam zaten yok. kardeşim askerdeydi öldü. şehit diyorlar ona ama o elektrikçiydi. bir paşanın havuzunun tesisatını tamir ederken çarpılmış.
şehit sayılır mı sence?
bir ikisi vardı. annemle kardeşim yani. altı aydır onlar da yoklar.
+ ben öğrenciydim. belki de hala öğrenciyimdir bilmiyorum.
hukuk okuyorum. üçüncü sınıf. şiir miir dergi filan.
+ şiir okur musun? sever misin şiir?
+ sonra bir sabah seni gördüm. sonra bir sabah daha gördüm. sonra hep gördüm.
+ kedi de seni gördü. kedi seni çok seviyor biliyor musun? onunla takip ediyorduk seni. bazen izini kaybediyorduk ama onun bir sürü arkadaşı var. onlara soruyorduk.
+ sen öğrencisin aslında. resim okuyorsun. şekercide part time çalışıyorsun.
+ ben bir gün fenalaştım. hastaneye kaldırdılar beni. ölecekmişim. kanser. ilik.
ilik nedir biliyorsun. kemiğinde içinde. kemoterapiye başlayacaksın dediler.
+ bu tabancayı kedi verdi. oyun oynuyoruz biz bunla. bak, içinde bir tane kurşun var. bu tabancayla her sabah.. hani sabah oluyor ya? güneş filan.
böyle bunu çeviriyorum. sonra ağzıma sokup sıkıyorum. yok korkma şimdi sıkmam.
aslında çok mermim var benim. ana bir tane koyuyorum içine. çünkü sen varsın.

sonrasında dilek'in çıkışı,
şevket'in kısa bir süre afallaması,
akabinde aşık adam sınanmaz diyerek silahı bir kendine bir de dilek'e doğrultup sıkışı,
ve dilek'in bu durum karşısında bile tepkisiz kalışı..
her şeyiyle başkadır bu film.