bugün

sitemkar

gökhan özen'in hıçkıra hıçkıra okuduğu, bu yönüyle sahibinin vermek istediği; aslında ayrılığın ardından kırılmış ama gurundan bunu dış dünyaya belli edemeyen aşık tavrını yansıtamadığı şarkı. nazan öncel bu parçayı daha naif ve daha kırılgan bir edayla kaleme almışken gökhan özen yorumu sanki ayrılığın ardından bağır çağır içindekileri püskürten bir aşığın dilinden çıkmış gibi yansıtıyor bize tabloyu. ha yine de "ne benimle ağır konuş, ne de beni buna mecbur et" kısmı oldukça vurucu gökhan'ın sesinden. parçayı daha sade bir düzenleme eşliğinde bir oktav alt tondan tarkan seslendirmiş olsaydı ikinci bir sen çoktan gitmişsin vakası yaşayabilirdik. ve sen çoktan gitmişsinde sezen'in yaptığı gibi nazan da bu şarkıda tarkana vokal yapmış olsaydı kulaklarımız müzikal orgazmı tadardı diye düşünmekteyim.

bir de son olarak belirtmeliyim ki nakaratın sözleri çok basit kaçmış, sen nakarata gelene kadar öyle incelikle seçilmiş cümleler kur, nakaratta çocuk tekerlemeleri gibi sözlere başvur. oldu mu nazan ablam oldu mu yaaa?

velhasıl güzel şarkı. yapanın, söyleyenin dinleyiciyle buluşturanın eline sağlık...