bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

uyandım, uyumadığım her sabaha sırf sana inat olsun diye. sırf nefes aldığımı bil ve bir parça olsun mutlu ol diye uyandım. uyandığım her vakitte, gözlerimin morluğunu aldı gözyaşlarım. ben seni beklerken, gelmen için değil de gelmemen için ve afallamamak için beklerken o uyandığım gecelerde ; bir parça olsun mutlu olmanı istedim, ama hiç böylesini düşünmemiştim. yanında olmadığımı söylediğinde sadece 'git' demeni istedim kalbini kırmamak için. keşke elini sol yanına götürseydin sevgilim, kalbinin atışlarını hissetseydin. unutmadığım ve unutmamak için aklımın sınırlarını zorladığım zamanlar içinde, yine oradaydım. mabedim, gözlerimi açtığım ve ilk gözyaşlarımı döktüğüm yerdeydim. keşke dememek için, iyi'ki lerimi bir kenara bıraktım.

bir uçurtma gibiydim, küçük bir çocuğun ellerindeydim. ip sallandım. senin her gidişinde, ben bir kaç metre kare odamda bir o duvara, bir bu duvara çarptım. yara içindeydi ellerim, ama yine sallandım. boynuma geçirilmiş urgana bakıp hayallere daldım, celladım oldun aldırmadım. her gece bir iki duble rakı eşliğinde, bir kaç doz türk sanat müziği ışığında yine sana yazdım.