bugün

sanctum

nefes darlığı yapan film.

--------- spoylır-------
amerikan sinemasında bir ekibin sikim gibi ortamlara girip sonra da teker teker öldükleri o kadar çok film var ki. 2011'de hala bu klişeyle senaryo yazmak denyoluğun bir tık üstüne tekabül ediyor kanımca. based on a true story diyorsunuz eyvallah diyoruz ama kimse de çıkıp demiyor ki bilader bu arkadaşlar neden periyodik olarak onbeş dakkada bir ölüyorlar? neden hiç aynı anda iki kişi birden ölmüyor mesela?

çünkü yönetmen film süresince ekiptekileri iktisatlı bir şekilde harcama gayreti içinde. topu topu 8-10 kişi var ekipte öyle har vurup harman savurmamalı. üç beş tanesini daha filmin başında paldır küldür öldürüp film boyunca başka kimse ölmezse seyirciler paramızı istiyoruz diye gişelere hücum ederler.

bir de can çekişen birini apar topar boğma durumları var bu arkadaşların. es kaza ayağınız falan kırılırsa sıçtınız. hemen hayırsever biri gelip boğuyor sizi. neymiş acı çekmeyecekmişiz. lan yarraam zaten canım yanıyor bir de ciğerlerimi patlatmanın manası var mı! kati surette uyulması gereken bir prosedür gibi uygulanıyor bu boğma işi.

bir de eldeki kısıtlı imkanlarla ekiptekileri öldürmek için baya bir kafa patlatmışlar belli ki. hatunun saçı makaraya takılıyor. eleman sırtüstü yere düşünce onun için özel olarak imal edilmiş bir dikit ciğerleri deliveriyor falan. şanssız devenin çölde bir kutup ayısına rastlama ihtimali bile daha fazla aslında. eldeki imkanlarla gerçekleştirilebilecek maksimum talihsizlik elde edilmiş.
bravo diyorum vallahi bravo. üç arkadaş gittik filme. bu dramatik hikayeyi izlerken gülmekten altımıza işiyorduk. tamam biz hafiften kafadan çiziğiz ama sizin filmde de bir y.raklık var gibi.

------------- sıpoylır bitti --------