bugün

kuran da suların karışmama mucizesi

eğer müslümansanız ve kuran'dan şüphe etmek istemiyorsanız lütfen aşağıdaki entry'i okumayınız.

Şimdi ne diyor kuran bir görelim ilk önce;

Rahman suresinden ilgili ayetlerin Diyanet meali:

19. (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.
20. (Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.
21. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
22. O denizlerin her ikisinden de inci ve mercan çıkar.
23. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Aynı olaydan bahseden Furkan suresindeki ilgili ayet:

53. O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır.
--Deniz suları karışmaz mı?

Okullarda anlatılan fen derslerinde farklı sıcaklık ve yoğunluklara sahip (aynı türden) sıvıların karışmasının geciktiğinden bahsedilir. Denizlerde de aynı durum söz konusudur. Genel olarak daha tuzlu ve soğuk su derinlere çökerken daha sıcak ve tuzsuz su yüzeye yaklaşır. Kuran'a göre karışmıyorlar. yani şöyle;
görsel
yukarıdaki resimde iki su arasında perde vardır ve karışmazlar.

Aslında olan şudur;
görsel
tatlı ve tuzlu su yani soğuk ve sıcak su birbirine karışır. arada bir geçiş olması doğaldır. soğuk su genelde akıntılı olduğundan bu bu şekilde devam edip gider.

Eğer iki su kütlesi yeterince uzun süre aynı ortamda kalırsa tamamen homojenleşene kadar karışmaya devam edeceklerdir.

yani kuran'ın "kavuşmuyorlar" demesi sınıfta kaldı.

Alttaki resimde okuldayken bol bol sözü geçen Gulstream akıntısının termal resmi görülebilmektedir. En kırmızı olan kısımlar 25 derece civarı.

görsel

Rahman suresindeki iki deniz (tuzlu su gövdeleri)'in görünmeyen bir perdeyle karışmaması, ancak yeni karşılaşmış su gövdeleri için geçerlidir. Bu gövdelerin de arasında bir perde yoktur, şekildeki gibi homojenleşmeye başlamış bir ara kütle vardır. Bu kütle bir perde değil, karşılaşan iki suyun karışımı olan bir "ara form"dur
-- peki neden muhammed böyle bir yorum yaptı?

Aslında su kütlelerinin ayrıymış gibi görünmesi hadisesi gözlemlenebilir bir olaydır. Nehirlerin denize döküldüğü yerlerde nehir suyunun denizin içine doğru uzandığı gözlemlenebilir. Bu bilgi de Muhammed'den 600 sene önce yaşamış olan Büyük Pliny (Pliny the Elder)'ın Naturalis Historiae isimli eserinde bahsi geçen bir olaydır. Kendisi bu olaydan şu şekilde bahseder

(It is very remarkable that fresh water diye başlayan paragraf) :

Tatlı suyun denize borulardan akıyormuş gibi ulaşması muhteşemdir. Ancak suyun doğasıyla ilgili harika şeylerin sonu yok gibidir. Tatlı su deniz suyunun üstünde yüzer, şüphesiz ki daha hafif olması sebebiyle.

Eğer surelerin devamlarına bakarsak, sureler gözlemlenebilir olayları göstererek onların hepsinin Allah'ın işi olduğunu söylemektedir. Suların karışmaması hadisesi de bu yüzden anormal ya da dönemin insanlarına anlamsız gelmiş bir bilgi değildir, deniz görmüş her 7.yy arabının bildiği bir şey bile olabilir. Yoğunlukla ilgili bilgilerin MÖ 2.yy'da yaşamış olan Arşimed'e kadar uzandığını hatırlatmakta fayda var.
-- ya inci ve mercan?

Eğer Rahman suresindeki "iki deniz"; ifadesini tatlı ve tuzlu suya sahip iki ayrı kütle olarak algılasaydık burada bir başka problem ortaya çıkıyordu. O da tatlı sularda inci oluşabilse bile, mercanlar sadece tuzlu sularda oluşur.

Sonuç, yaz kızım;

Sonuç olarak
-- Muhammed zamanından çok önce, tuzlu ve tatlı suların karışmakta geciktikleri biliniyordu. Bu suların hiç karışmadıklarını söylediği için Kuran'da mucize değil hata bulunmaktadır.
-- Deniz suları ve tatlı sularının karışmasını tamamen ve kesin olarak engelleyen bir perde yoktur. Yüzey gerilimi burada belirleyici değildir.
-- Eğer Rahman ve Furkan surelerinde bahsedilen olay aynı olay ise Kuran tatlı sularda mercan yaşadığını iddia ederek bir hata daha yapmaktadır.
-- Kuran'ın ilahi ilhamla yazılmış olması olağanüstü bir iddiadır ve iki denizin karışması hadisesi daha olağan bir şekilde açıklanabildiği için bu olağanüstü iddiaya kanıt teşkil etmekten uzaktır.

Bir mucizenin daha sonuna geldik. Bir dahaki mucizede görüşmek üzere, esen kalınız.

edit: alıntılar için şüpheci melek'e teşekkürler.