bugün

selman ı farisi

muhammed'in o da ehli beytimdendir dediği selman-ı farısi, hem i̇slam'a etmiş olduğu hizmetler, hem de ali ile olan adeta 'yoldaşlığı' ve peygamberin onu da ali'nin soyu gibi ehli beytten sayması, peygamberin ölümünden sonra ali'nin safında yer alması gibi nedenlerle alevilik ve şii i̇slam inancında önemli bir yeri vardır. aleviler, onu hem yedilerden biri,hem de kırklar meclisi'nin pek azının kimliği bilinen erenlerinden biri sayarlar. şiiler ve alevilerce önde gelen ali yandaşlarından (erkân-ı erbaa[dört direk]) biri sayılır.
öte yandan sünni i̇slam anlayışında ise salman-ı farısi'nin i̇slam'a etmiş olduğu hizmetlerden ve onun sahabe oluşundan kaynaklı önemli yeri vardır.
dönemin anadolu'sunda ankara'ya egemen olan ahiler onu pirleri kabul ederler. arap alevileri (nusayri) ise geleneksel allah-muhammed-ali sözünde allah'ın ali'nin vücudunda tecelli ettiğine inanarak bu sözü ali-muhammed-selman olarak okur ve kendilerine örnek olarak selman'ı işaret ederler.[1] selman-ı farısi diğer ehli beyt önderleri ile birlikte yedi ulu ozan'ın deyişlerinde anlatılır ve övülür. selman-ı farısi'nin yaşamına dair bilgiler, ali ile selman-ı farısi'nin anılarını anlatan fuzûlî'nin 'hazret-i ali divanı' kitabının 1. cilt 396-397 sayfa'sında geçmektedir. ayrıca selman-ı farısi'nin i̇slam'a hizmetleri ve ali ile arasında geçen dini menkıbeler ehli beyt tarafından bugüne yazılı ve sözlü kanallarla ulaştırılmı