bugün

kesmeşeker

dipten ve derinden bir ses geldi. koşmak istedim, çıkmak istedim dışarı. kalabalığa karışmalıydım. ancak olmadı; izin vermedi yalnızlık. odamda tek başıma kalmaya mahkum etmişti beni acıların kralı. ses daha da yükseldi!! korktum!! karanlıktan korkan bebekler gibiydim. hayatın pistinde son tangomuyaptığımı hissettim, senin için. sonra biri gelecek sandım karanlıktan, bekledim olmadı, kimse gelmedi; anladımki tek kişiyim ben hala. denizin kokusunu duydum, bir kaptan çağırdı ve teknesine bindim. istanbul'dan gitmeliyiz dedi; bu karanlık seni çok yıprattı. ancak gidemem dedim; aşk ve para, yağmur oldu denizime, engelledi beni. kaptan: olmaz olmaz, aşklar bizi terketti, dedi. duramayız bu şehirde gidiyoruz hazır ol dedi. bakışlarımı ufka çevirdi, umutlandım. işte güneş dedi; sakin sularda engelimiz olmadan yüzeceğiz dedi. tamam dedim kaptan sensin ben bir yolcuyum, götür beni bu şehirden. birden uyandım rüyaydı hepsi. ama o da ne masamın üstünde bir avuç kum!!! gerçek olamazdı bu; rüyadaydım hala. yatağıma gömüldüm. kaptanı ulaşabilmenin umuduyla seslendim: hey!!! gitme kal, tut beni düşmeden!! ancak çoktan düşmüştüm, şehirden ayrılan gemiden. yatağımdan kalktım, kumu avuçladım, kokladım. o zaman herşeyi anladım. yatağımdan gelen sesle irkildim. kaptan sesleniyordu: yolculuk bitti.