bugün

entry'ler (215)

dam üstüne çul serer

Söylemeyi çok sevdiğim, bunun için kayda girecek kadar tutkunu olduğum bir türküdür. http://www.youtube.com/watch?v=ICApUFvwJFU

frank

irlanda yapımı çok şahane bir filmdir.


rank 2014'te vizyona giren, Lenny Abrahamson yönetmenliğindeki komedi-drama türünde bir film... Domhnall Gleeson, Maggie Gyllenhaal, Scoot McNairy oynuyor. Filme adını veren karakteri Michael Fassbender canlandırıyor.

Filmin hikayesi ingiliz punk grubu The Freshies'in üyelerinden ilham alıyor.

Film Birleşik Krallık yapımı. Ama ben irlanda yapımı demeyi tercih ediyorum.

Oyunculukların etkileyiciliğini daha ilk anlarından itibaren fark etmeye başlayacaksınız. Hele ki Micheal Fassbender'in bir takma kafayla oynaması ve hiç mimiklerini görmeden mimiklerini hissettiğiniz bu film sırf bu haliyle bile insanı alıyor, sürüklüyor.
Filmde diğer bir dikkat çekici özellik izleyeli çok olmasına rağmen hala kafamın içinde çalıp duran müzikleri... Bunun için de Stephen Rennicks'in aklına sağlık demek gerek. Filmdeki var olan tüm duyguları sadece müzikle anlatsalar yine izlenir. Aynı haz da alınır. izlediğinizde bunun aşırı iddialı bir söz olmadığını daha iyi anlarsınız.

Film umutsuz ve yeteneksiz bir müzisyenin, tanıştığı müzik grubuyla girdiği müzisyenlik yolculuğu anlatılıyor. Grubun kurucusu Frank, başına geçirdiği takma bir kafayla yaşıyor.

Film içindeki sürprizleriyle, komik dokusuyla, duygusal, yer yer sert işleyişiyle müthiş bir denge sunuyor. Sinema severlerin, hatta mesleği müzisyenlik olanların mutlaka izlemesi gereken bir film...
Konusunu da biraz özletleyelim.

Frank (Michael Fassbender), çok iyi ve üretken bir müzisyendir, liderliğini yaptığı müzik grubu üyeleri de her biri ayrı ayrı yetenekli kişilerden oluşmaktadır. Ancak klavyeci konusunda bir türlü dikiş tutturamamışlardır. Son klavyecileri kendisini denizde boğmaya çalışırken, grup arkadaşları orada olanları izlemektedir. Polisin engel olmaya çalıştığı intihar girişimi sırasında deniz kıyısına yakın oturan Jon da o gün tesadüfen deniz kenarındadır. Durumu grup elemanlarına sorar. Sonra birden kendini grubun içinde bulur. Çünkü çok yakında bir konser vardır ve klavyeci gerekmektedir.

Evet. Sinema hakkındaki bu ilk yazımı özellikle bu filme ayırdım. Çünkü sevdim. Çok sevdim. Siz de seveceksiniz.

der nanny

Der Nanny Alman yapımı bir komedi-dram… Matthias Schweighöfer’in yönetmenliğini yaptığı, Murmel Clausen ile birlikte senaryosunu yaptığı, yapımcısı olduğu ve de Clemens rolüyle başrol oyunculuğunu yaptığı film, tipik bir komedi-dramdan çok daha fazlası…

Matthias Schweighöfer’in 35 yaşında olup bu yaşına kadar 4 film yönettiğini, 2 filmin senaryosunu yazdığını, 1 filmin yapımcısı olduğunu ve 28 filmde de çeşitli ağırlıkta roller aldığını söylemeden geçmeyelim. Görülen o ki gelecekte adından çokça söz ettirecek.

Bu filmi izlediğinizde oyunculukların sahiciliği sizi etkileyecek ilk unsur... Sonra konusu sizi daha bir yaklaştıracak filme…

Matthias Schweighöfer ile başrolü paylaşan Rolf rolüyle Milan Peschel’in kendini buzdolabına zincirlemesiyle başlar film. Evinin bir kentsel dönüşüm projesi uğruna yıkılmasına karşı tek başına direnir. Ancak başarılı olamaz.

Clemens ise ortağı August (Joko Winterscheidt) ile bu büyük inşaat projesinin başındadır. Ancak bunun için zengin bir iş kadını olan Helen Nielsen’in sermayesine ihtiyaç duymaktadırlar. Onu yatağa atma planları yaparlar.

Clemens karısı öldükten sonra iki yaramaz çocuğunun bakımı için sıklıkla dadı değiştirmek zorunda kalır. Çünkü çocuklar çok haylazdır. Haylaz onların yaramazlığını anlatmakta yetersiz kalır. Onlar… Psikopattır. Hem de tam bir korku filmi psikopatlığında çocuklardan bahsediyoruz.

Evi yıkılan Rolf en sonunda Clemens’in karşısına çıkmaya karar verir. Clemens’e yumruk atıp ondan intikamını almayı planlayan Rolf birden kendini çocukların dadısı olarak bulur. Ve hikayemiz buradan sonra hızlı, keyifli ve heyecanlı bir sürece girer.

2015 yapımı bu film günümüzün paradan başka hiçbir şeyi önemsemeyen inşaat sektörüne yönelik doğrudan bir eleştiri… insanın yaşamını önceleyen ve toplumu bu konuda uyandıran bir yapım… Bana soracak olursanız, sanki biraz Gezi’den ilham almış yanı da var. izlerken siz de görebilirsiniz.

Filmde çocuk karakterlerin başarısı da es geçilemez tabii ki. Ayrıca karikatürize karakterler Keil ve oğlu Manni’nin komediye kattığı naif tat size de keyif verecek. Kaba kuvvetin değil, diyalogun güzelliğini de fısıldayan bu film, toplumsal harekete bakışınıza bir ufuk açabilir.

Der Nanny (Dadı) filmini izleyin, izletin. Önümüzdeki günlerde Sinema TV’de yayınlanacak. Yeni altyazısını yazdım da oradan biliyorum. iyi seyirler.

koruncuk bağış kampanyası

Koruncuk Vakfı korunmaya muhtaç çocuklar için faaliyet gösteren bir vakıf… Vakıfla ilk tanışmam 2005 yılının Haziran ayında oldu. Tesadüftü. Askerden geldikten sonra askerlik arkadaşımla buluşup Bolluca Çocuk Köyü’ne gitmiştik. Bir sivil toplum örgütünde çalışan arkadaşım aynı zamanda Koruncuk gönüllüsüydü.
Oraya giderken bir incik boncuk alışverişi yapmıştık. Ağırlıkta küpe yapacak malzemeler aldık. Çocukların yanına gidip onlarla takı yapacak, onlara takı yapmayı öğretecektik. Ben atladım tabii. Bildiğim yerden çıktığında affetmiyorum.
Bolluca’ya vardığımızda çocuklarla hemen kaynaştık. Arkadaşım daha fazla alışık olduğundan onun önderliğini kabul etmiştim. Ama kısa sürede çocuklardan oluşan bir kolonim oluştu. Bol bol küpe yapıp çocuklara hediye ediyordum, onların yapmasına yardım ediyordum.
Hayatımın en keyifli ve anlamlı günü bittiğinde hayatım boyunca unutamayacağım bir anıya dönüşmüştü.
Bolluca Çocuk Köyü ve Koruncuk Vakfı’yla ilgili bugüne kadar bir daha hiçbir faaliyetim olmadı. Ancak yıllar sonra bir arkadaşımın doğum gününde ona hediye olarak vermek için yeniden takı yapmaya başladım. Geçtiğimiz Nisan ayıydı. Elimi yeniden sürünce buna devam etmeye karar verdim. Bol miktarda bileklik üretmeye başladım.
Takı tasarımı işinde henüz bir ay geçmişti ki Koruncuk Vakfı’nın 50 TL’den fazla bağış yapan bağışçılara sertifikayla birlikte bileklik göndereceğini öğrendim. Bildiğim yerden çıktığında affetmediğimden hemen atladım tabii.
Kampanyanın sahibi Çelik Erdoğan’ın şu mailiyle başladı her şey.
“Bu yıl 14 Haziran 2015 Pazar günü özel izinleri alınmış bir organizasyon ile Edirne merkezden başlayıp, sınırı geçerek Yunanistan’ın bize komşu ilk yerleşim birimi olan Kastanies’e kadar koşacağım. Orada Türk Yunan Dostluk Derneği tarafından karşılanacak ve yeniden Türkiye’ye dönerek başlangıç noktam olan Selimiye Camii önünde koşumu tamamlayacağım.
Bu koşumu istanbul Bolluca köyünde bulunan Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na adıyorum.
Vakfın bir çocuk köyü konumunda yer alan çalışmalarına bağışlarınız da, benim bu çabalarıma ortak olmanız, destek vermeniz anlamına gelecektir.”
Velhasıl durum şu… 10 yıl önce yüzlerine, hayatlarına, kalplerine dokunduğum o çocuklar büyüdü. Onların kardeşlerinin de yüzlerine, hayatlarına, kalplerine dokunmaya bir şekilde devam ediyorum. O koşunun vesile olacağı bağışların sahiplerine benim bilekliklerim gönderiliyor.
Hayat beni hiç çaba sarf etmeden iyiliğe vesile olmaya itiyor. iyi ki itiyor.
Bolluca Çocuk Köyü’nün bazı ihtiyaçları var elbet. Bağış yapmak ya da ayni destek olmak isterseniz internet adresinden iletişime geçebilir ya da hesap numaralarına bağış yapabilirsiniz.
Bağış yapmak isteyenler bu kampanyanın sonuçlarını görmemiz açısından yapılması gereken şu. Bağışın açıklama bölümüne AA/CERD/kendi ad soyadlarını yazmalılar.
Gördünüz mü? Nereden nereye… Sevgiyle tasarladığım bileklikler sevgiye hizmet ediyor yine…

sözün özü yayınları

Salı günü Erciş’te yapılan deneme sınavında kullanılan B kitapçıklarında şok edici bir skandal var. Gezi eylemlerinde yaşamını yitirenlere devlet destekli saldırı ve karalamalar sürerken, Sözün Özü Yayınları tarafından hazırlanan ve bu yayıneviyle anlaşmalı okulların bütün Türkiye’de 6. sınıf öğrencileri için yaptığı deneme sınavı kitapçığındaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi testinde, “Namaz, başlama tekbiri, ayakta durmak, eğilmek (rükû), secde yapmak ve selam vermek gibi hareketlerden oluşur. Buna göre aşağıdaki görsellerde namazdaki hareketlerden hangisi yanlış gösterilmiştir” sorusuna yer verildi. Sorunun şıklarının üçünde çeşitli namaz pozisyonlarında çocuklar resmedildi. Ancak şıklardan birine Eskişehir’de polisler ve bir grup sivil tarafından dövülerek katledilen Ali ismail Korkmaz’ın otururken çekilmiş fotoğrafı şok edici bir manzaraydı. Yanlış şık olarak seçilmesi, çocukların beynini yıkamaktan başka bir şey de değil tabii ki...

kremalı ıspanak salatası

Mutfak Arsızı yeniden karşınızda...

Şimdi size yemeklerinizin yanında özellikle et ağırlıklı yemeklerle birlikte tüketebileceğiniz bir ıspanak salatası tarifi vereceğim.

Oldukça kolay bir tariftir.

Gerekli malzemelere bir göz atalım önce.

Yarım kilo temizlenmiş ayıklanmış ıspanak (çok iyi temizlenmeli)
100 ml krema (çırpıldığında 3 kat kadar artabiliyor)
istediğiniz kadar mısır tanesi (abartmayın tabi)
kurutulmuş domates
kırmızı soğan
tuz
karabiber
fesleğen (kuru)

Şimdi gelelim ilk önce yapılması gerekene... Ispanakların iyice temizlendiğinden emin olduktan sonra kendilerini suya atıp haşlamaya başlayın. Suyun önceden kaynaması gerekiyor tabi. Bu haşlama işlemi çok uzun sürmeyecek. Ispanağın makbülü her sebzede olduğu gibi az pişmiş olanı...

Haşlama işlemi sürerken bir küçük kırmızı soğanı küçük küçük doğrayın. Kırmızı soğan taneleriyle aynı miktarda olacak şekilde kurutulmuş domatesleri de küçük küçük doğrayın. Hepsini haşlanmakta olan ıspanağa boşaltın. Kısa bir süre de tencerede birlikte takılmalarına izin verin. Sonra tencereyi süzgece boşaltıp iyice süzün. Suyu dökmeyin sakın. Sonra güzel bir çorba yapımında kullanabilirsiniz. Hatta küçük bir tarif yine burada yer alacak. Merak etmeyin yarı yolda bırakmam. (Arsız olabilirim ama vefasız değilim)

Ispanaklar içindeki diğer dostlarıyla birlikte bekleyedursun, siz de kremanızı bir kasede çırpmaya başlayın. Unutmayın krema iyice soğutulmuş olmalı. Çırptığınız krema gözlerinizin önünde kocaman olacak. Ellere vermeye kıyamayacaksınız belki. Ama artık yapmanız gerekeni yapmak için öncelik ıspanakların içine haşlanmış mısır tanelerini boşaltın. Karıştırıp içine kremanızı dökün. Amanın... Kremanın içine ya da ıspanaklar haşlanırken tencereye tuz, karabiber de katın. Unutmadan söyleyeyim. Elde ettiğiniz karışım tam görsel şölen olacak. Bu şölenin üzerine kuru fesleğen de katarsanız salatanız hazır demektir.

Yemek yapmak aşk işidir. Aşk da varsa lezzetinden şüphe etmeyin. Afiyet ola!

alageyik destanı

benim de sıklıkla çaldığım türkünün hikayesidir. Halil'in geyik avı tutkusunun işlendiği bir öykü... Ancak annesi ve nişanlısının bu av işinden rahatsız oluşu, geyik vurmanın uğursuzluk getireceğine inanması öykünün can alıcı kısmı... Annesinin yalvarmalarına kulak asmaz hiç. Nişanlısını da umursamaz. Bir gün bir güzeller güzeli bir alageyik yavrusu vurur. Anasının gözleri önünde yere serilir yavru. Anne alageyik ortadan kaybolur. Halil'se yüklenir yavruyu köye varır. Halil'in anası bir yavruyu anasından ayıran Halil'e çok kızar. Ancak olan olmuştur. Pandora'nın kutusu açılmıştır. Halil gittiği avlarda Alageyik tarafından çokça kandırılır. Gözden kaybolur Alageyik. Sonunda Halil avı bırakılır. Ta ki düğün gecesine kadar... Gerdek gecesi sırasında bir ses duyar Halil... Geyik sesidir. Nişanlısı Zeynep'i bırakıp tüfeğini kapıp dışarı fırlar. Geyiğin peşine düşer. Alageyik oyun oynamaktadır. Bir o kayada görülür bir bu kayada... Sonunda son bir hamle yapar Halil. Bir kayaya atlarken kendini uçurumu boylarken bulur.
Derler ki Halil'in geyik avlamaya tövbe edişidir bu türkü...

ak keçi

Melih Gökçek'in keçileri kaçıran vatandaşa takviye vaadidir.

senin önüne yatarım reza

iktidarın yolsuzluklarla mücadele yöntemidir.

hologram

Başbakanın kullanarak teknolojik anlamda ne kadar acayip bir boyut atladığını kanıtladığı bir yöntemdir. Bülent Arınç'a da önerilir. Sebepleri bu yazının içinde...

fatih altaylı

akp'nin medya sorumlusu olarak çalışan, gazetecilik meslek etiğini paraya dürüp yemiş bir kişidir.

kızlı erkekli aynı evde kalıyorlar

ilahiyatçı Hayrettin Karaman'ın çoğunluğun baskı uygulamasını hak olarak saydığı durumdur. Bu şahıs şiddet uygulama kadar gidecek olan bu baskıyı hak görerek nefret suçu işlemektedir.

kavak yelleri

bugünlerde Şamil Tayyar'ın kızlı erkekli ev hayatını özendirmiş bir proje olarak ilan ettiği televizyon dizisiydi.

kızlı erkekli aynı evde kalıyorlar

memlekette 12 milyon çalışanın kıdem tazminatı kaldırarak kul hakkı yiyen iktidarın, namus derdine düşerek ortalığı velveleye verdiği durumdur. hala kalkıp da böyle yaptığı için akp yi namus elçisi ilan edenler de vardır. akıl diye de bir şey vardır.

ebay

Yahudi soykırımı kurbanlarının özel eşyalarını açık arttırmaya çıkardıktan sonra gelen tepkiler üzerine satışları iptal edip özür dileyen e-ticaret sitesidir.

barış gemisi

özgürlükten arındırılmış barış elçilerinden oluşan gemidir.

leyla ile mecnun

ekibi gezi eylemlerine katılınca yayından kaldırılan televizyon dizisidir. Aynı ekip ben de özledim diye bir dizi yaptı ama leyla ile mecnun dan kopamıyor bir türlü.

diyanet

her alanda fetvalar veren ve çok yakında günlük yaşantıdan, siyasete, yaşam tarzından ekonomiye kadar pek çok konuda yasal belirleyici olacak kurumdur.

türbanlı milletvekilleri

olmasında hiçbir sakınca yoktur. milletvekillerinin milletvekilliği anlamında şu ana kadar bir şeye imza atmamış olması gerçeği daha önemlidir. ama türbanlı milletvekillerinin varlığı samimi bir özgürlük hareketi olarak lanse edilmemeli...

serdar ortaç ın ahmet kaya açılımı

Manisa'daki Cumhuriyet Bayramı konseri sırasında Ahmet Kaya posteri açılması ve sahneye çatal bıçak atılmasından anladığım kadarıyla başarısız olmuş bir açılımdır.