bugün

sevdiği entry'ler

canyoldaş sabunları

naneli, çilekli ve kakolu olmak üzere 3 çeşit olan müthiş icat.

görsel

--spoiler--
şak şak şak
kimseler duymasın
şak şak şak
kimseler görmesin
canyoldaş sabunları
eller bilmez, canyoldaş bilir
erşan kuneri'nin birebir kalıbıyla
--spoiler--

imparator

Öztürk serengil, Seyyal Taner, Zeki Alasya, Sevda Karaca, Ömercik ve Mürüvvet Sim'in başrollerde oynadığı, aram gülyüz'ün yönettiği 1974 yapımı komedi filmi.

Serengil, çok fakir, tek başına yaşıyan bir insan olan "hamsi nuri" rolündedir. Film, nurinin sabah kahvaltısı için lor peynirinin içindeki kurtları ayıklamasıyla başlar. (- hoop sarı yeşil.. bu fenerbahçesiporr) Bu sırada kapı çalar. Gelen ev sahibidir, kirayı istemektedir. Aylarca ödemediği kirayı bu seferde veremeyince Nuri evden atılır. Cebinde hiç parası olmadan sokaklarda gezinir. Kızarmış tavuk satan dükkanın vitrininin önünde durur. Tavuklara bakarken ağzından bardak bardak su akar. Dükkan sahibi kovar.

Gezinirken çok sıkışır paralı tuvalete girer. Çıkışta, parası olmadığı için sahibinden tekmeyi yer. Sahibi o yerde yuvarlanırken "paran yoksa öl daha iyi" der. Bunu duyan serengil çok üzülür. Ağlamaklı bir şekilde uçurumun kıyısına gelir, intihar edecektir. Kafasında "paran yoksa öl daha iyi" lafı yankılanır.

Sonra "ey tanrım, noolurdu şu elimi pantolunumun cebine atsaydım da, mor bir binlik çıksaydı" der. Ardından şiddetli bir biçimde gök gürler. "bi beşyüzlük" der, tekrar gök gürler. Miktarı azaltır, en sonunda "hiç olmazsa 1 yüzlük" der ve gök gürlemez, güneş açar. Ama Nuri için bir anlam ifade etmez. Umutsuz bir biçimde uçurumun dibine bakar. Ellerini pantolonunun cebine sokar. Fakat o da ne ? Sağ cepte bir hışırtı. Elinle çeker ve cebinden bir yüzlük çıkar. Tekrar elini atar çıkartır, yine 100 lira. Tekrar tekrar dener her seferinde 100 lira çıkartır.

Duası kabul olur. Pantolonun cebinden her çekişte 100 lira çıkar. Zengin olmuştur artık. Bir süre sonra Nuri yerine, herkes "imparator" der ona. Aşık olduğu Lale* ve ömerciği*, meyhanelerde şarkı söylemekten, keman çalmaktan kurtaracaktır artık.

Filmin ilerleyen bölümlerinde, bazı zengin işadamları imparatorun bu servetinin kaynağını merak etmektedir. Öğrenmek üzere çok ünlü bir gazino şarkıcısı olan Okşan'ı* görevlendirirler. Servetin pantolonda olduğunu öğrenen işadamları Nurinin peşine düşer. En sonunda pantolonu ele geçirirler. Her bir tarafından çekiştirilen pantolon o karışıklıkta yırtılır, parça parça olur.

Nuri, üstünde ceket altında renkli paçalı donuyla kalakalmıştır. Servetinin kaynağını kaybetmiştir artık. ispirto necmi'den* pantolonunu vermesini rica eder. O da seve seve kabul eder. ispirto Necmi'nin pantolonunu giydikten sonra ellerini ceplerine sokar ve "ne kıyaktı dalgamız... elimizi cebimize atıp, çekiyorduk mangırları" der, sağ elini çıkartır. Ama para çıkmaz. "hey gidi günler hey" der. Fakat o da ne ? Sol cepte bir gariplik. Birkaç kez çeker ve sonunda mor birlik çıkar. Sahne donar, "en büyük sensin, sen imparatorsun" nidalarıyla film sona erer.

Filmde zeki alasya'nın seslendirmesini nedense metin akpınar yapmış. Ama komik olmuş ve filmde akpınar olmadığı halde güldüren ikili kalmayı başarmışlar yine.

http://www.youtube.com/watch?v=hsrqiPfWfjw
http://www.youtube.com/watch?v=nPmp9MN5N78