bugün

entry'ler (227)

tavuk döner 1 tl

izmir bornava da hükümet konağı durağında yeni açılan bir mekanda yazan yazıdır. porsiyon servisinde +1 lira işler. yanma yaparmı henüz kesin bir bilgi yoktur.

2009 yılında hala aşık olabilen bünye

neden 2009 şeklinde düşünmemize sağlayan başlıktır. 2008 olsaydı aşık olmakta bir sorun olmaz mıydı? ayrıca aşık olabilen bünye kanı beyninde toplanmış bünyedir. başka* yerinde değil. halen insanlara insan olarak bakabilendir. sevişmeyi birlikte olmayı ruhuyla yapandır. bunları bilmeyenler ise kendisinin nasıl olduğunu unutanlardır. belkide bu yüzden 2009 yazmıştır başına. kendisine dokunmasın diye hiç birşey. evet aşık olmak daha da zorlaşmıştır ancak bu kadarda garipsenmeyecek bünyedir.

top havadayken maçın bitmesi

top iki takımın hakimiyetinde olmadığından adil bir oyun sonlandırma biçimi.

okula gitmekten hoşlanan öğrenci

okula gitmekten hoşlanan ama derse girmekten nefret eden öğrenci olabilir. okulun yolunu da sevebilir, okula kadar gider geri döner enterasandır.

herkese dokunarak derdini anlatmaya çalışan insan

bir samimiyet olgusu olarak algılanabilen bir olaydır. ancak saçmadır, tanımadığım yada yeni tanştığım adam bana niçin dokunsundur. hele birde aynı cins ise hiç katlanılmadığı görülmüştür.

son ders aşk ve üniversite

klasik bir ferhan şensoy filmi görünümündedir. siyasi giydirmeler, ince şakalar, hafiften geyik ile insanı sıkmadan ve sonunda da ana fikri açıklayan güzelden daha güzel olan film. film bittikten sonra ağızda kekremsi bir tat bırakır. lan acaba benim yapamadıklarım ne dedirtir insana, davanda yürüdüğün kardeşlerinden vaz geçmemen gerektiğini çarparak suratının tam ortasına.

korsan cd satıcısıyla diyaloglar

- abi naber?
++ oo hoşgeldin iyilik saol sen nasılsın?
- eh işte be abi okuldan geliyoruz, baskın varmış bu gün varmı kayıp?
++ yok yok bende birşey yok.
- iyi iyi, abicim geçmiş olsun çok! ben izninle kaçayım yorgunum biraz.
+ eyvallah saolasın...
(arkadan biraz sesli)
+ evdeki çocuklara selam söyle!
(el kaldırılarak selam alınır)
* ***

okullardaki eğitsel kollar çilesi

bunların en babası spor koludur. hakikaten öyledir. sürekli top peşinde koşturduğun resmi ağızlardan bilinir. sınıfta yoklama alındığında yok olmanızın herdaim bir nedeni vardır. bütün sportif organizasyonları düzenlemekten sorumlu olursunuz. dolayısıyla bunlar için biraz zaman ayırmak gerekmektedir. hem eğlenip hem kol faaliyeti adı altında çok güzel zamanlar geçirilebilir. özellikle lisedeyken tek sahip olunası koldur. birde kafanıza göre 3 5 arkadaş buluduğunuzda tadından yenmez. okulun en aktif ve eğlenceli kolunu yarattığınız içinde herkezler bu kola hücum eder o ayrı. tabi beden eğitimi öğretmeniyle birazcık iyi geçinmeniz gerekmektedir. 2 günde bir toplantı yapıp(ve hep matematik dersinde), antrenman saatleri ayarlanıp, sınıflar arası turnuva planları yapılıp, liseler arası müsabakalar için yapılması gerekenleri belirleyip, okulun sportif malzeme eksiklerini karşılayıp durursunuz. hep aynı sorundan toplanan üyeler, halısahada, voleybol sahasında ve basketbol sahasında 3 lük yarışması, hatta smaç vurma uğraşları içinde rastlanır. müdürünüzde birazcık spordan hoşlanıyorsa imza atmayı bırakıp sizinle takılır. ceketini de voleybol filesinin direğinde unutabilir. eğitsel kol böyle geliştirilir insanlar böyle eğitilir.

kişisel bilgilerini doğru veren yazar

sahte karakter yaratmayıp sözlükte goygoyculuk yapmayan yazardır. kendini olduğu gibi yansıtandır. normal hayatta da aynı sesi yükseltir, aynı konuşmaları yapar. gerçek dünya sında yapamadıklarını acizliklerini sözlük ortamına yansıtmayandır. yansıtmayacağından da emindir.

babayla grup sekse katılmak

çok ilginç olacak eylem.

arkadaşla msn de geyik yaparken aklıma geldi. nasıl yorumlar gelirdi acaba peder beyden, yada nasıl eleştiriler. baba oğul arasında soğuk savaşı düşündüm. babanın gururunu, yersiz sevincini, oğlun şaşkın gözlerle babasının neler yaptığına dikkat kesildiğini düşündüm. evladın babanın altındaki hatunu nasıl istesem düşüncesini, babanın hatunla oğlunun performansını tartışırken düşündüm. bir yandan sevindim, bir yandan üzüldüm.
garip diyaloglar geldi aklıma. ilginç kurallar ataerkil toplumdan, daha komik oldu. büyük başlamadan başlamayan evladı düşündüm...

(bkz: bunu yapan insan olamaz)

çocukluk dönemi sanrıları

peynirin karnıbahardan yapıldığını düşünmek.

suların eski su kanallarının üstünden değilde geniş boşluklardan geçtiğini bilmek.

bilmiş bir tavırla,
- vaybe abla demek eskiden buralar hep suymuş!! demiştim. o cümleden sonra öğrendim gerçeği.* *

çekyatta yatıp uyumak

odam da iki kişilik yatağım olmuş, kuş tüğü yastık olmuş bir ehemmiyeti yok durumudur.

yanında yatılacak kişi olmadığından çekyatta yatılır birde üstüne üstlük uyunur. halbuse* yanında yatılası dayanamayıp yenilesi bir kişi, bir şahıs olsa kokusunda uyunsa, koltukta bırak uyumayı koltuga yatılmaz bile. kişinin dizi kullanılır aynı görevde...

dünyanın en güzel kokusu

bu aralar; avon'dan wish of love dır.

bazı eşyalarla kurulan duygusal bağ

çok güçlü bir bağdır.
geçmişinden bir şeyler taşıdığı için bu eşyalardan kopamaz insan. sürekli görmek ister, onsuz olduğu zamanlarda güvensizlik hissiyatı içinde çırpınırken bulur kendisini. yanına gittiği zaman kendisini bulur.

hertürlü eşya olabilir bunlar. benim bir koltuk mesela... çocukluğumun gıcırdayan 3 kişilik koltuğu, babamın tek başına ayaklarını uzatarak uzandığı. bazen çok rahat bazen çok rahatsız olmasına rağmen annemin evinden alıp istanbul dan izmir e getirdiğim olmazsa olmazım.

ilk okul sıralarındayken bir fabl yazmıştım. konuşturmuştum kendisini sonunda da çok güzel bir ders vermiştim. okurken de gözlerim dolmuştu. seviyorum ben koltuğu. evlendiğimde dahi taşımak istiyorum evime. geleceğimi onunla görmek istiyorum...

misafirlerin ayakkabilarini cevirmek

ayakkabıların çiftleri bir araya işaret ve orta parmak vasıtasıyla getirilir. bir çırpıda hoop döndürülür. çok iğrençtir, elalemin giydiği ayakkabıya parmak sokmak zorunda kalmışsınızdır. sürekli gelen misafirlerin ayak kokusu rahatlıkla tanınır...*

anani al git buradan

söze maruz kalan çifti emniyette göz altında tutuluyormuş. başbakan dan korumak için çiftçiyi. başbakan bir daha çiftçiye, köylüye saldırmasın, köylü rahatına baksın, yalandan davalar açılmasın güzelim köylüme çiftçime diye. aslında bütün ülkeyi tıkmak lazım emniyete sayın başbakandan korunmak için çünkü herkez her an anasınıda alıp kovulmak durumunda kalabilir. kimin ülkesinden kimi kovduğunu bilmeyenler tarafından.

bu gün bana yarın sana sözünü hatırlatırım. 3 yıl önce işi düştüğünde mersin e uğrayanlar yeniden işi düştüğünde başkalarına da yol verebilir. mersinliler yerinde olsam anasını da alıp gitmesini söylerdim mersinden, ülkeden, kıtadan, dünyadan...

(bkz: rabbime sordum mersin dedi)

gece yarısı uyanıp sabaha çok var diye sevinmek

bayram sabahı başının yanında yeni ayakkabıların kokusuyla uyanmaktır. sevgilinin elinin içindeki hayat çizgisini hissetmektir. annenin sırtını kaşıması, varmısın yokmusun da 500 bin almaktır...

var mısın yok musun

500 bin vermesi halinde izlenmek için orda burda reklam yapacağını düşündüğüm yarışmadır. haberlere kesin çıkardı acun. bu akşam büyük bir süprizimiz var deyu konuşurdu.heycana mahal vermeyin...

kendine sarmak

kafamı s*keyim bee!! cümlesiyle biten sarma işlemidir. bir kaç dakika sonra tekrar devam eder. saracak birini bulana kadar kısır döngüdür.

- gözlerimde pörtlek çıkmış, ulen sanki hatuna yavşıyorum, bu ne olum tacizci gibiyim lan!

seslerini ben duyar gibiyim ya siz?

gecede 5000 kez cinsi münasebette bulunan şeyh

şeyh olmak için inanç lazım, inanan adam ibadet eder, ibadetlerin içinde namaz var, 5 vakit namaz var, namaz kılmak için abdest almak lazım, yani yaklaşık 3 4 saat abdestli olman lazım. ne ara yemek yiyeceksin, hangi ara tuvaletine gideceksin, hangi ara nefes alacaksın.

erken boşalma sorunu olan bir şey olabilir. saniye başına 1 münasebet düşerse 5000 saniyede işlem tamamdır.

not: ayrıca çok şeyhden bir muhabbet oldu...