hayal degil ama bu ülkeden en kısa zamanda gitmeyi isterdim. dilini, rengini denizi bilmediğim bir ülkeye..

ugur mumcunun dediği gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ,sanrım en büyük problemimiz bir şeyleri bilmeden onunla ilgili fikirlerimiz olması. asıl sorun fikir sahibi bilgisizler oluşumuz.

en yakın arkadaşımla bir süredir konuşmuyoruz. her gün aynı yolda karşılaşıp hiç konuşmamak çok zor çok ağır, hayatında neler olup bitiyor bunları bilememek çok kötü. onunda yalnız ve mutsuz olduğunun farkındayım.
onunla geçirdiğim zamanı, tartışmalarımız ,kavgalarımızı, kahvaltılarımızı, saatlerce izleidiğimiz filmleri, saçlarımı çekmesini aslında ona dair her şeyi özlüyorum, çok arıyorum hatta onun gibi birini olmayacak diye kimse ile arkadaş bile olamıyorum. hatalı mıyım evet hatalı mı evet; kimin çok ya da az hatalı olduğu artık umrumda değil ama sanrım aramızda ki asıl sorun;
kimin gururuna kimin de kibirine galip geleceği.

hiçbir zaman dürüstlüğüne ve samimiyetine inanmadığım yakala, fırsattçı, iki yüzlü, karateri erozyona uğramış gazeteci hatun seni hiç sevmedim ölürsende allah rahmet eylesin diyebilecegimi hiç sanmıyorum.

ispanyolca şarkıları mükemmel yorumlayan, hakettiği yerde olmadığını düşündüğüm sesine aşık olunacak erkeklerdendir. bir sesin aynı anda insana tüm duyguları yaşata bilmesi oldukça takdire şayan.

kadın sünneti; kadınların cinselliğinin ve bedeninin erkek egemen kültür içerisinde kontrol altında tutulmasındır...

yahudi filozof ve teolog philo (ö. 54) kadın sünnetinin ilk hedefini şöyle açıklar: "zevkin kesilmesi zihni hayallere götürür. bütün zevkler içinde en başta geleni olan erkek ve kadının birleşmesi olduğundan, kanun koyucular şunu düşünmüşlerdir ki, cinsel birleşme organını yaralamak ve sakatlamak hem bu zevki, hem de bunun simgelediği ve kaynağı olduğu diğer bütün diğer zevkleri engeller."

"kesin olan az şey var; asla birlikte yaşayamayacak olmamız da bunlardan biri, aynı evde, beden bedene, aynı masada, asla aynı şehirde bile olamayacağız..."

franz kafka / milena'ya mektuplar.

sabırla okunduğunda sessizliğe ses verecek bir bekiroğlu eseridir;

"içimizdeki yangına bir ses ararken,
hep başkalarının sesiyle konuşuyoruz.
ödünç kelimelerle."

filmdeki yahudi propagandasını bir yana bırakırsak; çaresizlik, işkence, acı, ölüm, yoksulluk, merhamet gibi kavramların neleri ifade etiğinin "insan olma" kavramını en iyi şekilde anlatan,

"daha çok kurtarabilirdim, arabam kaç kişiyi daha kurtarırdı" cümlesi ile insanlık dersi veren bir başyapıt.

"tüm zamanların en iyi şarkıları" türü listelerde ismini her defasında görebileceğiniz soft rock şarkı.