bugün

sevdiği entry'ler

seks için en uygun müzik

Massive attack - angel

kıps

https://youtu.be/hbe3CQamF8k

kafa dengiyim dediğiniz yazarlar

(bkz: antimatter) der ve susarım.

hişşşş

nasıl bir insansınız

Bataryam zayıf.

helen beard

Uzun süredir severek takip ettiğim erotik çizim üstadı ingiliz sanatçı. Buyurun eserlerinden birkaçı, hayli muhafazakar bir sözlük olduğumuz içün çaylak olmamak adına daha "müstehcen" olanları eklemiyorum* :

görsel
görsel
görsel
görsel

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Çocukluğumu özlüyorum, ön balkonda; büyük saksıda sarı gülün yanında oturup, çay içerken okuldan gelişimi izleyen dedemi özlüyorum.. okuldan sonra balkonlarda sıralı olan sardunyaları sulamayı özlüyorum..
Benim ismimin verildiği kiraz ağacını özlüyorum, arka balkonda asmanın altında çaya bisküvi batırıp yemeyi özlüyorum,
Ablamla rosalinda izlemeyi özlüyorum, gül yaprakları toplayıp gülsuyu yapmayı, sobanın başında kedilere sarılıp uyumayı, sobanın üzerinde yufka ekmeği arasında eriyen peynir kokusunu özlüyorum. karşı mahalleye yoğurt almaya giderken kardeşimle didişmeyi özlüyorum..
Hiçbirine kavuşamayacağımı bilerek, dedemin mezarı başındaki selvi ağacının dibinde hıçkıra hıçkıra saatlerce ağlamak istiyorum.
Bu sevgisiz, yapay ve tatsız dünyadan çok sıkıldım artık..

18 yaşındaki kız 55 yaşındaki adam ilişkisi

iki kişi de halinden memnunsa başkasına da bok yemek kalır. Eskortluk yada değil, bizi pek ilgilendiren bir durum değil rıza söz konusuysa.

fenerbahçe nin başarısızlığının nedenleri

öncelikle galatasaray üzerinden tanımlanması gereken sebeplerdir.

galatasaray mükemmeliyetçidir. tahammülsüzdür. takım tarihinin teknik kapasitesi en yüksek sağ beklerinden bir tanesi, son 2 senenin şampiyonluklarında çok büyük katkı sağlayan marianonun birkaç aylık kötü performansı yüzünden derhal takımdan kovulmasını ister. sezonu 3 kupayla tamamlayıp 4. yıldız apoletini takan hocanın vasat futbolcu sevdalısı olduğunu görür görmez kıçına teneke bağlayarak göndermiştir. 5 maç kazanamasa fatih terime bile giydirmekten çekinmez. başarısının sırrı buradadır. bu eleştiri kültürü sayesinde 3 başkan 2 teknik direktör değişen sezonda dahi şampiyon olur.

fenerbahçe ise başkan, teknik direktör, sportif direktör her kim olursa olsun gelir gelmez ağam paşam çeker. biatçıdır. tüm dünyanın onlara karşı olduğunu, başına gelen bütün müsibetlerin dış güçler tarafından doğduğuna inanır*. 2 metre yanındaki takım arkadaşının ayağına pas atabilen futbolcuyu tanrı katına çıkartır. vasat sevicidir. vasata o kadar alışmıştır ki falette'i, sadık the puyol çiftpınarı bile öven taraftarlar yüzünden başarısızlık yıllar yılı ilmek ilmek genlerine işlemiştir. büyük bir fikri devrim olmadığı müddetçe ki imkansıza yakın, muhtemelen önümüzdeki 10-15 yıl şampiyon olamayacak ve türkiyenin milanı kıvamına gelecektir.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

kader dediğimiz kırılmamış bir zincirdir ; ailelerimizden acılarını ve hatalarını da miras alırız. annem de babam da çeşitli acılarla yoğurularak büyümüşler, gün yüzü görmemişler tabiri caizse. bu yüzden anneme çok kızgınım, o zincirin halkası olmaya boyun eğip bir gün dahi mutlu olamayacağı bir evlilik yapmış. kızmakla birlikte anlıyorum onu, insan alıştığı düzeni arar daima. ezelden bozuk düzeni bozulacak diye korkar, başkasına akıl erdiremediği gibi başka türlüsüyle de rahat edemez.

babamsa bu yaşına dek başkaları için yaşamış bir insan. o da başka türlüsünü bilmez, daima başkalarını düşünür başkaları için çalışıp başkaları için kazanır. sorsan, altmış küsur yaşındaki bu adamın kendi için yaşadığı tek bir günü , kendin için ne yaptın bu yaşa dek desen verecek cevabı yoktur. sağ olsun, bize de bıraka bıraka bunu miras bıraktı ; borca harca dahi tavdık oysa.

doğar doğmaz başkaları için yaşamayı öğrendim ben de. küçüklüğümü anlatırken, sen hep büyük insan gibiydin, konuşmaya başladığında bile istanbul türkçesi konuşuyordun diye dalga geçerler. öyleydi de, daha el kadarken eşek kadar kuzenlerime içeri girin üşüteceksiniz diye çıkışır ; elimdeki oyuncağı ağlamasın diye görev gibi iliştirirdim ellerine. halen dünyada avutulmayı, sevilmeyi, mutlu olmayı hak eden başkalarıymış gibi gelir. ben öylesine, öleceğim günü beklemek için doğmuşum sanki.

annem de babam da hep çalışırlardı, küçücük evde onlarla tek bir hatıram yok desem yeridir ; arada kurcalarım hafızamı, uydurma anılar bulurmuşum gibi gelir. anneme mektuplar yazıp resimler çizerdim, hala saklar ; geçenlerde, ''tekrar okudum çok güzellerdi'' deyince, ben de bakayım deyip karıştırdım biraz ; okumaz olaydım. on yaşlarındayken, anne ben aslında ölmek istiyorum ama sen ve kardeşim için yaşıyorum yazmışım kağıda. öyle oturdu ki içime, ne o zaman sormuş kızım neden ölmek istiyorsun diye, ne yeniden okuyunca soracak cesareti bulmuş. bir de güzel bulmuş üstelik ! en acısı, küçücük bir çocukken dahi yaşamı kendime layık görmemişim. şimdi annemin karşısına çıkıp söylesem bunları, kızsam çocuk gibi kucağıma yatıp ağlar. neden ölmek istedin diye sormaz yine, ben iyi bir anne olamadım değil mi diye sorup teselli edilmeyi bekler.

ben de çıkardım bir küçüklük fotoğrafımı, pek de güzelmişim, ağlaya zırlaya özür diledim o çocuktan. sana sahip çıkamadım, yaşamayı bile öğretemedim diye af diledim; belki biraz da anneme benzedim.

https://youtu.be/tg994BPCOIo

Edit: bkz'ler parçaya ait.

(bkz: antony and the johnsons)
(bkz: edgar allan poe)

yazarların söylemek istedikleri

Bazı insanlar bu dünyaya ev kedisi olarak gelmeliydi. Onlardan beklenti olmamalıydı.

Mesela bir okul bitirmelerini yada meslek edinmelerini, ufak tamirat işlerinden anlamasını, bi bakkala gitmeyi, çöp atmayı filan beklememeliydik.

Hayattaki tek amaçları iyi proteinli mama, temiz WC ve sürekli uyuyabilecekleri alan. Canları istediğinde 5 dk sokulup sonra kaçarlardı uykularına.

kediler dile gelse söyleyecekleri ilk söz

görsel

sözlük yazarlarının itirafları

Kışın evimize misafir gelsin istemezdim. Evde yakacak bir şey olmadığı için utanırdım biri gelince. Sadece mutfakta otururduk bi kış boyu. Battaniyelerle, kötürüm bi elektrikli sobamızla. Montsuz gez bakalım evin içinde gezebiliyo musun.. Bir odadan diğerine geçerken ağzımızdan çıkan buğuları takip ederdik. Bir saat boyunca ısınmak için uğraştığımız yer bize dünyanın en huzurlu köşesi gelirdi. Yedi kişi aynı odanın içinde iç içe. Güneşi gördüğümüz zaman o günün diğer soğuk, kasvetli günler gibi geçmeyeceği gerçeği... Paha biçilemez. Bu yüzden yaz aylarını çok severim. Kış gelince yerim sıcak olsa da içimi kapkara bulutlar kaplar. Genelde mutsuzumdur kış ayları. O yedi kişi gelir aklıma. bir battaniyenin içine iki kişi girip ayaklarını birbirine saran kişiler gelir. Eve misafir gelince kızaran, mahcup olan yüzler gelir. "Arkadaşım bugün bizde ders çalışalım mı? " diyemeyen çocukluğum, kardeşlerim gelir.
Ha bide..
Herşeye rağmen buna da şükür diyen fazlası değil biraz huzur isteyen kişiler gelir.

babanın çöpçü olması

Gecesi gündüzü yoktur. Sabahın dördünde hayattan bıkmış bir halde gelir ve hangi Muhitten daha çok çöp çıktığını anlatır. Bir süre Sonra bu meslekte edindiği hastalıklar baş göstermeye başlar.
Annemle her gün tartışır işten geldiğinde üstü başı kirlendiği için.
Her gün çamaşırları yıkanır, ütülenir. Bir beyaz yakalı olmasa da...
Her gün o pisliğin içine girer ve Alnının akıyla çıkar. Hep ama hep gurur kaynağıdır. Biriciktir.

ahmet hamdi tanpınar

Tüm romanları bir yana, adını ne zaman görsem, duysam aklıma şu şiiri gelir:

"Bir gül bu karanlıklarda
Sükute kendini mercan
Bir kadeh gibi sunmada
Zamanın aralığından."

Tam bir Tanpınar özeti.