bugün

entry'ler (15)

üniversite arkadaşlığı

arkadaşlıkların kalitesi, sizin onlar için yaptığınız fedakarlıkla orantılıdır.
o yüzden kimse çıkıp da "boş işler yea" demesin. Hakettiğinizi bulmuşsunuzdur.

direksiyon sınavı

Bir türlü geçmeyi beceremediğim sınavdır.

Sadece kurallardan kaybediyor olabilirim.. Arkadaş köprü altından geçerken hız limiti 30 diyor. 30 nedir yahu? 50 ile giderken bile arkadan kornalar şunlar bunlar...
yok bu iş bana göre değil.

eşi olduğu halde rusa giden erkek

zımba makinesini kulağında denemek istediğim erkektir.

kadınları kızdırma yolları

"güzellik konusunu pek önemli değil, ama sen güzel değilsin" denilmesi.
Psikoloji yerin dibine göçüyor direkt.

çilek reçeli

kalori patlaması için, sarelle (genel olarak fındık kreması)'nin üstünde sürülüp tüketilebilen reçel çeşitidir.

cem yılmaz

bir adamın her söylediği mi motto olur da dillerden dillere aktarılıp, kabul görür?

aklıma gelen bazıları;
"biz bizinıstık, biz de mi öldük"
"mekan oynatıyor abi"
"götünüzden element uydurmayın"
"hani biz marjinaldik"
"s*kmeseler bari"

ve daha niceleri...

torture

günlük hayatta kullanılırken, akıllara sürekli olarak ispanyolcasını getirtir.
işin garibi, doğuştan bu dili konuşanlar bile "tortuuraa" diye telaffuz ederler.
internet ve yan etkileri. yakında tüm dünya aynı dili konuşacak. Yani 50 yıl sonra.

güneş gözlüğü

her sene özellikle nisan mayıs aylarında gazetelerin haftasonu ekinde mutlaka okuduğumuz yazıların baş rol oyuncusu.

"sakın kalitesiz güneş gözlüğü almayın"
tamam iyi hoş, okuduk bir kaç kere bu olayı. işte göz bebeklerinin büyümesine, filtre edilmemiş camlardan da bu sayede daha fazla zararlı ışının göze girmesine sebep olurmuş.

ama çözüm nedir? bir kişi de çıkıp açıladı mı ki kaliteli güneş gözlüğü şudur da kalitesizi budur?
yani tezgahtan 5 liraya alınan bir gözlüğü eğer gözlükçüden 200 ve üzeri bir fiyata almamamızın belirteci nedir? Bir kişi de bunları açıklasa ya?

of kötü oldum şimdi bak.

post it

benliğimde takıntı yapmama sebep olmuş iş yere gerecidir.

şöyle ki; ne zaman post-it kullanacak olsam, en üstteki kağıdın altına kalemimi sokarım. sonra kalemimi saat yönünün tersine doğru çevirir yapışkanın kalemime dolanmasını sağlarım.

böylece ne yapmış oluyoruz? post-it'i çekerken curve' oluşmasına ve bu sebepten kötü bir görüntüyü çıkmasına engel oluyoruz.

uludagsozluk

internet ortamında etkin olan tek tip düşüncelerin aksine pek çok düşünceyi okuyabileceğimiz sözlüktür.
ekşiyi bırakıp, buraya başlama sebebim de budur.

tek ki kaliteli yazarları olsaydı..
ne yapmalı? şikayet edeceğine bir tuğla da biz koyalım.

pazarlama

"satış yapmak her zaman satın almaktan daha üstündür" sözü ile gaza gelip, yıllar önce kariyer yapmaya başladığım keyifli ve inanılmaz yorucu departmanın ismidir.

plazada çalışmak

"nasıl böyle bir başlık olmaz?" dediğim ve beni sözlüğe üye yapmaya vesile olan eylemdir.

üretim sahasının tozlu, kirli ve bir o kadar itici koşullarındansa her üniversite mezunu gibi tercih edilendir. Ayrıca etrafındaki güzel giyimli insanlar sebebiyle kendilerini özel hissettirir insanlara.

moderin dünyanın en güzel getirilerinden biridir plazada çalışmak.

ya rayah

sürekli kendini tekrar eden şarkı diyenleri görünce çıldırıyorum. hayatında tek serdar ortaç'ı bilmiş zihniyete fazla bile.

yabancı müziğe kısıtlama koymalı bu insanlara karşı.

kız çocuğu olan baba

kız çocuklarıyla ilgili duyguları karşılıklı ise dünyanın en mutlu insanıdır. *

ailment

ing. ciddi olmayan rahatsızlık.

kullanım olarak da diseasein hafif olanına benzer.