bugün

entry'ler (947)

retrica kullanan erkek

retrica mı kaldı dedirten adam.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

yoruldum, her şey için çaba göstermekten, gösterdiğim çabanın azımsanmasından yoruldum. birinin yanında olmak isteyip ona tek bir adım atamadığım için de yorgunum.

gecenin cümlesi

kaybetmekten yenik düştüm.

sözlük kızlarının çirkin olduğu gerçeği

doğru önermedir. kendimden biliyorum.

sadece bana mı oluyor hissi

ben kimseyi aramazsam kimse beni aramıyor, beni tanımayan herkes beni seviyorken ne zaman tanıdıklaşmaya başlayınca uzaklaşıyorlar. sadece bana mı oluyor?

iç sıkıntısını giderme yolları

iç sıkıntısını gidermenin tek yolu anlatmaktır.

kızların bir erkekte hiç bakmadıkları yer

ne yazık ki beyni.

inanmak

çok meşakatli iştir.
kulaklarının sağır, gözlerinin kör olmasını gerektirir. kalbinde bir parça merhamet, tecrübelerinde de ihanet yoksa belki mümkün olabilir. ama aksi hâlde dünyadaki en meşakat gereken işlerdendir.

kış

geldiğine hem sevindiğim hem üzüldüğüm mevsim kardeşimdir. çok soğuk olmazsa yeridir.

turgut uyar

kırlardan geliyorlar, elbet kırlardan gelecekler diyen güzel ağbimiz. bir beştaş ın yapayaluğuzluğunu da papatyaya benzetir bir de yetmez kuş yemine benzetir. sümbülteber kokar elleri, canım elleri.

ikizler burcu erkeği

en iyi anlaştığım burç insanıdır.
çok konuşurlar ama sessiz bir insan olan bana iyi gelirler.
sağ olun canım ikizler burçları insanları.

her gün alkol almak

her gün alkol almak zengin olmayı gerektirir.

türkiye de olunması zor şeyler

insan olmak.
bu ülkede en zor şey insan olmaktır.
eğer iyi insan olursanız budala olursunuz, kötü olursanız gaddar. ortasını da bulmak öyle sanıldığı kadar kolay değildir. bu yüzden ne yaparsan yap insanlığına zeval getirir bu ülke.

dünyadaki en sevdiğin şey

kitaptır.

kitap klubu

önce kitap kulübü yazmayı öğrenmek ile başlayacak kulüp. eğer varsa benim de dahil olmak istediğim.

acun ılıcalı

kendisi toplumun afyonudur.

yazarların cüzdanlarının renkleri

niye diyerek cevap vermek istediğim.

ben bu yazıyı sana yazdım

ben bu yazıyı bu sefer sana diyecek kadar uzak olduğum kendime yazıyor olacağım. anlatmaya çalıştığım her dakika biraz daha sarpa sarıyor zihnimdeki karmaşa, çözme umuduyla kelimelere yanaşıyorum. yanına varmam ile yaptığım hatanın farkına varmam bir oluyor. kelimeleri birleştirerek bir yere varamıyorum. bazen ite kaka bu yaşa gelmiş olmama hayret ediyorum. herhangi bir şekilde yaşamışım sen de tesadüf eseri ben diyeyim bilinçsizlik, mamafih geri kalan zamanı da vur tut yitirmek istemiyorum. zaman kaygılarıma proustu şahit edip onu yanıma çekmek için binlerce sayfalık kitabını okuyorum. bu vademi doldurmam için vesile oluyor. sayesinde düşünmeyi erteliyorum. ancak her şey gibi proust da bitiyor, zaman onu da yitiriyor sürecinde. beni kendimle başbaşa bırakmak için akıyor zaman. soyutluğuna soyutluk katıyor her saniye. kinim büyüyor hayri irdala, halit ayarcıya. on sene sonra bu kayıp zamanlarımın hesabını kimden soracaksın diyorum kendime. cevap yok. tekinsiz bir sessizlik kaplıyor içimi zira ısırgan gibi batıyor sesler. cevap ararken zihnim kanıyor, bulaşıyor her yana anlamsız kelimeler... kendim ile bir yere varamıyorum.

bir kıza alınabilecek en güzel hediye

kitaptır.

yalnız olmak

uzun zamandır varlığından keyif duymama rağmen az evvel erkan oğur dinleyip koca odada yalnız olduğumu hissedince içime hüzünü çeken bir histir. içimdekileri anlatmak istiyorum ama kimse duymasın isteğiyle beraber hasıl oluyor bu istek. derin bir sızı ve çaresizlik örneği de denilebilir. anlatmak istiyorsun ama çevrende olan kimse seni, senin istediğin gibi dinlemeyecek. seni anlayacağını düşündüğün insanlar da sen aramadan seni aramayan insanlar... oğuz atay'ın beyaz mantolu adam hikayesindeki adam gibi boşluğa yürüme hissi ile birebir örtüşüyor bu çaresizlik.