bugün
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı9
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı9
- nişanlı kalmanın saçma olması11
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım14
- karadeniz bölgesinde yaşamak8
- larisalisa'nın parayla şukulatması9
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- icardi190514
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- öpüşme ile bulaşan hastalıklar8
- en nefret edilen yazarlar9
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- anın görüntüsü14
- larisalisa18
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- en dindar özelliğiniz17
- chat sitesi kurmak9
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- embesil yazarlar9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı25
- doğum gününde hatırlanmamak12
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git13
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
entry'ler (4025)
bir tütün markası. bunu koklamak; çirkin ama sevimli insanın yüzüne bakmak gibi bir his.
sahteleri olabilen bir kağıt markası. tütün sarma mekanizması da üretiyor, filtre de. öncelikle diğer markalara bakalım:
rizla fena değil, çok çeşidini denemedim. şeffafa yakın bir modeli vardı; eh.
arap kağıdında yapıştırıcı olmadığı için daha doğal gibi ifadeler var onu anlamadım, ben içerken kağıt tadı almak istemiyorum. arap kağıdı bence rizla, ocb bulunmadığında kullanılabilir anca, beğenenlere bir şey diyemem.
ocb'ye gelirsek; çok çeşidi var aromalı vs. tekli (elli adet yani) ufak siyah kaplı olanlarında orijinal bulmak zor. sahtesi de fena değil ama neden yapılıyor bilemiyorsun. ikili olanları var (yüz tane içeren) onların turkuaz renkli olanları şeffaf ve gayet iyi. yapıştırıcısının doğal reçineden üretildiği belirtilmiş üzerinde. bence bu tercih edilmeli. geçenlerde kahverengi kaplı buldum (yine ikili, yüz adet) üzerinde "chanvre bio" yazıyordu. bu sanırım daha doğal, ve bence ideale en yakın olanı.
şeffaf kağıdın yani en ince olanın güzelliği, çekmediğiniz zaman kendi kendini tüketmemesi. birkaç keç yakmak gerekiyor ama o da olsun. bunun dışında mavi kaplı olanını kullandım, o bariz kalın; kağıdın rengi beyaz zaten. misal rizla'nın aynı kalınlıkta olanı daha iyi geldi bundan.
rizla fena değil, çok çeşidini denemedim. şeffafa yakın bir modeli vardı; eh.
arap kağıdında yapıştırıcı olmadığı için daha doğal gibi ifadeler var onu anlamadım, ben içerken kağıt tadı almak istemiyorum. arap kağıdı bence rizla, ocb bulunmadığında kullanılabilir anca, beğenenlere bir şey diyemem.
ocb'ye gelirsek; çok çeşidi var aromalı vs. tekli (elli adet yani) ufak siyah kaplı olanlarında orijinal bulmak zor. sahtesi de fena değil ama neden yapılıyor bilemiyorsun. ikili olanları var (yüz tane içeren) onların turkuaz renkli olanları şeffaf ve gayet iyi. yapıştırıcısının doğal reçineden üretildiği belirtilmiş üzerinde. bence bu tercih edilmeli. geçenlerde kahverengi kaplı buldum (yine ikili, yüz adet) üzerinde "chanvre bio" yazıyordu. bu sanırım daha doğal, ve bence ideale en yakın olanı.
şeffaf kağıdın yani en ince olanın güzelliği, çekmediğiniz zaman kendi kendini tüketmemesi. birkaç keç yakmak gerekiyor ama o da olsun. bunun dışında mavi kaplı olanını kullandım, o bariz kalın; kağıdın rengi beyaz zaten. misal rizla'nın aynı kalınlıkta olanı daha iyi geldi bundan.
ulkeler hakkinda yillik istatistiksel verilerin tutuldugu ve bu verileri kullanarak ulke profillerinin yayinlandigi bir site.
http://www.countrytalks.com/
bunu bircok site yapiyor ama digerlerin fakli olan noktalar sunlar:
1. bu verileri kullanarak garafikleme yapabiliyorsunuz
2. degisik kategoriler altinda toplanmis gostergelere gore ulkeleri siralayabiliyorsunuz ve bu siralamada istediginiz ulkeye tiklayarak ayni sayfada o ulkenin secilen gostergeye gore yil yil grafigini gorebiliyosunuz. (kategoriler : ekonomi, demografi, askeri, transport, communication, geography.) ornek bir link :http://www.countrytalks.com/economy/exports
3. comparison basligi altinda iki bolum var,
a. country comparison ile sectiginiz iki ulkeyi degisik 10 degisik gostergeye gore birbirleriyle kiyasliyabiliyosunuz. ornek link: http://www.countrytalks.c......united-states-vs-china
b. country reports bolumunde ise istediginiz herhangi 5 ulkeyi istedeginiz kritere gore grafikleyebiliyorsunuz. ustteki bolumden farki bunda 1 gostergeye gore farkli ulkeleri kiyasliyosunuz. ornek link: http://www.countrytalks.com/country-reports
http://www.countrytalks.com/
bunu bircok site yapiyor ama digerlerin fakli olan noktalar sunlar:
1. bu verileri kullanarak garafikleme yapabiliyorsunuz
2. degisik kategoriler altinda toplanmis gostergelere gore ulkeleri siralayabiliyorsunuz ve bu siralamada istediginiz ulkeye tiklayarak ayni sayfada o ulkenin secilen gostergeye gore yil yil grafigini gorebiliyosunuz. (kategoriler : ekonomi, demografi, askeri, transport, communication, geography.) ornek bir link :http://www.countrytalks.com/economy/exports
3. comparison basligi altinda iki bolum var,
a. country comparison ile sectiginiz iki ulkeyi degisik 10 degisik gostergeye gore birbirleriyle kiyasliyabiliyosunuz. ornek link: http://www.countrytalks.c......united-states-vs-china
b. country reports bolumunde ise istediginiz herhangi 5 ulkeyi istedeginiz kritere gore grafikleyebiliyorsunuz. ustteki bolumden farki bunda 1 gostergeye gore farkli ulkeleri kiyasliyosunuz. ornek link: http://www.countrytalks.com/country-reports
kampüsü bayağı dolu olan üniversite. gelişip serpilmesi temennimizdir.
komik olmaya çalışmak ya da kinaye nedir "bilmeden" yorum yapmamak gerekirse, evet muhafazakar gençlerin uğradığı bir internet sitesidir. güzel olan yanlarından bazıları; kültür sanat aktivitelerini haber vermesidir mesela. "boş boş takılma!" mesajı verircesine; "bisav, kocav, ilem, genç akademi vesaire toplulukların seminer etkinliklerine bir bakın" derler. sağolsunlar.
bütün dizi yapımcılarının veya yönetmenlerinin artık neyse, kampüs/amfi fetişini tek başına karşılamaya and içmiş bir okul. zaten akademik olarak rezil seviyede olduğu için bunu böyle kapatmaya çalışıyor sanırız. ders seçmek için internetteki sistemden çıktı alıp üç ayrı yere onaylatmanız da bürokratik öküzlüğün nerelere kadar gidebileceğini gösteriyor. her fakülte/enstitünün suratsız öğrenci işleri ile de tabii bir efsane.
nam-ı diğer, kapı üniversitesi. zira o ünlü kapısına bir şey olsa, geriye bir şey kalmaz tıp fakültelerinden başka.
nam-ı diğer, kapı üniversitesi. zira o ünlü kapısına bir şey olsa, geriye bir şey kalmaz tıp fakültelerinden başka.
fm'ye göre kısıtlı bir yeteneği var, 10 milyon euro'dan yukarı fiyata gidecek bir potansiyele sahip değil. ama orta halli takımlarda iyi iş yapar, alırım her oyunda.
servet'ten bile daha güçlü bir adam. yıllar önce servet'in shevchenko ile karşılaşmasını hatırlıyorum da, allah milli takıma kolaylık versin bu akşam.
öyle bir aile ve ortam düşündüğünüzde ancak o kadar olabilecek kadar iyi bir abi karakteri var filmde. o açıdan müthiş.
ama berrak tüzünataç çok yapay kalmış. bir de kızkardeşin olayını anlatma işini muğlak bırakmış sanki biraz. nereden geliyor bu kin, neyi kıskanıyorsun sorusuna tam bir cevap alamadım.
ama berrak tüzünataç çok yapay kalmış. bir de kızkardeşin olayını anlatma işini muğlak bırakmış sanki biraz. nereden geliyor bu kin, neyi kıskanıyorsun sorusuna tam bir cevap alamadım.
Evet sayın seyirciler, Hollywood'dan her sene düzenli olarak çıkan "Uf yha ne olacak bu pis teröristlerle savaşımız?" temalı filmlerden biri ile karşınızdayız.
Çok düz izlendiğinde "Vay, adamlar kendilerini sorguluyorlar abi" şeklinde yorum yaptıran bu film, aslında zihnimize hangi kodlarla kazınıyor bir bakalım:
1- Her müslüman, kökeni ne olursa olsun terörizme meyillidir.
2- Biz Amerika olarak teröristlerle savaşırken "aklınıza gelmeyecek" yollara bile başvurabiliriz, bu kadar kararlıyız.
3- Şiddet sadece şiddetle çözülür.
4- Eccük kendimize laf sokarsak entelektüel bir can alıcılığımız da olabilir
5- Pis iş yapacak adam ne hikmetse zencidir, etraftakilerin çoğu da Beyaz Irk mensubu değil.
6- iran, bekle bizi. Seni bulacağım oğlum!
Çok düz izlendiğinde "Vay, adamlar kendilerini sorguluyorlar abi" şeklinde yorum yaptıran bu film, aslında zihnimize hangi kodlarla kazınıyor bir bakalım:
1- Her müslüman, kökeni ne olursa olsun terörizme meyillidir.
2- Biz Amerika olarak teröristlerle savaşırken "aklınıza gelmeyecek" yollara bile başvurabiliriz, bu kadar kararlıyız.
3- Şiddet sadece şiddetle çözülür.
4- Eccük kendimize laf sokarsak entelektüel bir can alıcılığımız da olabilir
5- Pis iş yapacak adam ne hikmetse zencidir, etraftakilerin çoğu da Beyaz Irk mensubu değil.
6- iran, bekle bizi. Seni bulacağım oğlum!
çalım atacağım diye topu çok ileriye atan dizi. o topu kaptırmak zor iş değil. ayrıca;
şems ile mevlana'nın karşılaşması öyle değil. sen şimdi modern insana popüler kültürün dümeninde bir hikâye anlatacaksın diye içine etme mühim şeylerin.
şems ile mevlana'nın karşılaşması öyle değil. sen şimdi modern insana popüler kültürün dümeninde bir hikâye anlatacaksın diye içine etme mühim şeylerin.
dizide kendisi yerine daha işi beceren bir aktris gelse, milletçe bir şey olmamış gibi yapacağımız bağyan. kimse çaktırmaz, ilerde de hatırlamayız. lütfen yapın bu kıyağı ay yapım.
eskiden böyle dizileri izleyince; "gavur yapıyor abi." derdik. gerçi gavur ne kadar kassa bir dayı çıkaramaz o başka. dr. house çıkar, benjamin linus çıkar, michael scofield çıkar ama dayı çıkamaz.
(bkz: başka dilde aşk) filmi konulu bir ropörtajdan:
--------
işaret dilini öğrenme süreci zor oldu mu?
S.A: Benim filmde çok hâkim olmam gerekmiyordu. Dolayısıyla biraz kaytardım! Mert çok sıkı çalıştı. Ben de seyirciyle beraber öğreniyorum. Seyirci benim öğrenme sürecimi görüyor zaten.
O süreçte, neler aklınıza geldi? Hiç 'ya onların işi ne kadar zormuş' dediğiniz oldu mu?
(buraya dikkat)
S.A.: Ben esasen dilin, iletişimimizi zorlaştırdığımızı düşünüyorum. insanlar arasındaki saf iletişim şekli, diller üstü bir şey olsa gerek. Filmde doğrudan iletişim var. Dil bazen iletişimimize mesafe koyuyor. Dolambaçlı hale getiriyor, yanlış anlamalara sebep oluyor.
--------
çok şükela laflar bunlar, helal.
--------
işaret dilini öğrenme süreci zor oldu mu?
S.A: Benim filmde çok hâkim olmam gerekmiyordu. Dolayısıyla biraz kaytardım! Mert çok sıkı çalıştı. Ben de seyirciyle beraber öğreniyorum. Seyirci benim öğrenme sürecimi görüyor zaten.
O süreçte, neler aklınıza geldi? Hiç 'ya onların işi ne kadar zormuş' dediğiniz oldu mu?
(buraya dikkat)
S.A.: Ben esasen dilin, iletişimimizi zorlaştırdığımızı düşünüyorum. insanlar arasındaki saf iletişim şekli, diller üstü bir şey olsa gerek. Filmde doğrudan iletişim var. Dil bazen iletişimimize mesafe koyuyor. Dolambaçlı hale getiriyor, yanlış anlamalara sebep oluyor.
--------
çok şükela laflar bunlar, helal.
(bkz: oyunun kuralı)
sinema tarihinin(1939 yapımı) en önde gelen filmlerinden birisidir. yönetmeninin* kendine has üslûbuyla, sınıfların kendi içlerindeki ilişkileri ele alır.
sinema tarihinin(1939 yapımı) en önde gelen filmlerinden birisidir. yönetmeninin* kendine has üslûbuyla, sınıfların kendi içlerindeki ilişkileri ele alır.
Luis Buñuel'in 1961 yılından harikulade eseri. genç rahibe viridiana'nın etrafındaki olaylarla değişen bakış açısını anlatıyor diyebiliriz en sade şekilde. burada mesele o "anlatıyor" noktasında zaten. jean renoir'nın(?) la regle du jeu'suna birkaç noktada benzeyen eser, yine aynı şekilde samimî ve umursamaz bir dile ve müthiş bir çarpıcılığa sahip.
şaka gibi. bunuel'in müthiş eseri hakkında yazı yok bu sitede. adult forumlarındaki "bin kişi bakmış bi teşekkür eden yok" tarzı bir sükut-u hayal içerisindeyim.
şaka gibi. bunuel'in müthiş eseri hakkında yazı yok bu sitede. adult forumlarındaki "bin kişi bakmış bi teşekkür eden yok" tarzı bir sükut-u hayal içerisindeyim.
pestil-köme üretimi ve doğal olarak satımı güzel bir sektör oluşturmuş bu ilimizde, "kral" markası iyi olsa bile "aslışah" vs. gibi diğer kaliteli markalara göre çok pahalı satım yapıyor. yolunuz düşerse pestil alın, karaca mağarası var bir de. bir bayburtlu olarak gözlemlerim bunlar. tabii bizim oraya göre yeşillik bol bol.
diğer tüm oyuncuları türk ve baya da kaliteli olmasına rağmen başrole italyan birini koymuşlar ve ona da türkçe ağız eklemişler. adamın iki ağzı var, bizim kulağımıza gelen türkçe olsa da kendisi italyanca çıkarıyor kelimeleri. gereksiz bir dandiklik, çok sırıtıyor. ondan gayrı filmde güzel bir sinematografi var evet.
lâkin çok yavan ilerliyor lan, tek izlediği filmler holivud aksiyonları olan bir insan da değilim. hattâ "sen ne anlarsın" diye su-i zan edecek olanlara bergman ile yaklaşırım söyleyeyim.
diğer bir mesele de konunun çok ortada kalmış olması ve dahi anlatılan kültüre sanki önyargıyla yaklaşılmış gibi. osmanlı adaleti o kadar katıydı diye tahmin etmiyorum.
diyaloglar ise kusura bakmasınlar çok yapmacık, "dinî hususta konuşuyor olmak için konuşmak" gibi duruyor sanki. birkaç karakter de öyle.
kitabın yazarı selimovic'i bilmiyorum, ama bu kadar bizden bir hikâyeyi neden bir italyan çekmiş o şaşılacak bir şey. fakat bu durumda filmin ortada kalmış durumu ise şaşırtmıyor...
lâkin çok yavan ilerliyor lan, tek izlediği filmler holivud aksiyonları olan bir insan da değilim. hattâ "sen ne anlarsın" diye su-i zan edecek olanlara bergman ile yaklaşırım söyleyeyim.
diğer bir mesele de konunun çok ortada kalmış olması ve dahi anlatılan kültüre sanki önyargıyla yaklaşılmış gibi. osmanlı adaleti o kadar katıydı diye tahmin etmiyorum.
diyaloglar ise kusura bakmasınlar çok yapmacık, "dinî hususta konuşuyor olmak için konuşmak" gibi duruyor sanki. birkaç karakter de öyle.
kitabın yazarı selimovic'i bilmiyorum, ama bu kadar bizden bir hikâyeyi neden bir italyan çekmiş o şaşılacak bir şey. fakat bu durumda filmin ortada kalmış durumu ise şaşırtmıyor...