bugün

16 Mart 1978

1- itanbul Üniversitesi'nden öğle üzeri dersten çıkan Hukuk veiktisat Fakültesi öğrencilerine kimlikleri saptanamayan bir grup tarafından bombalı ve silâhlı bir saldırı yapıldı.
Olayda 5 öğrenci öldü, 5 i ağır 44 öğrenci yaralandı. Olaydansonra istanbul Üniversitesi Senatosu, üniversiteyi, süresiz kapatmakararı aldı.
Ayrıca istanbul da Göztepe Ticaret Lisesinde derse giren iki öğrenciye, okulun karşısındaki büfeden ülkücü oldukları ileri sürülen 3 öğrenci tarafından ateş açıldı, öğrencilerden biri öldü, diğeri yaralandı.
istanbul Emniyet Müdürlüğü Siyasi Polis Ekipler Amiri Başkomiser Uğur Gür ün otomobiline, bombalı ve silahlı saldırı yapıldı.
Saldırı sırasında Uğur Gü 'ü, şoförünü ve bir gazeteciyi yaralayan silâhlı kişilerden 3 ü çatışma sonucu yakalandı, çatışmadan 2 polis yaralandı.
Başbakan Bülent Ecevit, istanbul da meydana gelen saldırı olayı ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı. Ecevit, Halkımıza barış içinde yaşamayı, gençlerimize can güvenliği içinde öğrenim yapmayı çok görenlere demokratik hukuk devleti kuralları içinde hadleri bildirilecektir dedi.

2- Uluslararası Hür işçi Sendikaları Konfederasyonu (ICTÜ) Genel Sekreteri Otto Kersten, Ankara da Başbakan Ecevit ve AP Genel Başkanı Süleyman Demirel le görüştükten sonra düzenlediği basın toplantısında Türkiye nin içinde bulunduğu ekonomik ve mali sıkıntıların çözümü için elinden geleni yapacaklarını söyledi.

3- Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında ticaret görüşmeleri Ankara da başladı. Ticaret Bakanı Teoman Köprülüler görüşme sırasında yaptığı konuşmada, iki komşu ülke arasındaki ticaretin gelişmesinin, iki tarafın da yararına olduğuna inanıyoruz dedi.

4- içişleri Bakanlığınca, kaymakamlar arasında nakil ve tayinleri öngören bir kararname hazırlandığı bildirildi.

5- iktisadî Kalkınma Vakfı Başkanı Ertuğrul Soysal, istanbul Sanayi Odası Meclis toplantısında, Ecevit hükümetinin kur farklarının geri isteme önlemlerine karşılık, Olan yine halka olacaktır. Sanayi Sektörünün bu faturayı ödemesine imkân yoktur. dedi.

6- Ankara Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Ekipleri, 1,5 ay süren bir çalışma sonunda uluslararası faaliyet gösteren uyuşturucu madde kaçakçılığını ortaya çıkardı.

7- Devlet Demiryolları ve Türk Hava Yolları ile Deniz Yollarında taşıma fiyatlarında yüzde 40-100 arasında bir zam yapılması ilkesi benimsendi.

8- New York Times gazetesi Türkiye ye uygulanan ambargo konusuna değinerek ABD nin Türkiye ile olan savunma ilişkisinin, Kıbrıs görüşmelerinin sonucuna bağlanması kadar Türkiye yi kızdıran hiç bir şey olmamıştır şeklinde bir yorum yaptı.
Kıbrıs için özel bir ek hazırlıyan ingiliz Times gazeteside adanın bugünkü durumu için Türklerin ve Rumların ne düşündüklerini belirten bir yazı yayınladı.

9- italya eski Başbakanı ve Hıristiyan Demokrat Parti Lider Aldo Moro, parlamentoya giderken, silâhlı kişiler tarafından kaçırıldı. Olay sırasında 5 polis öldürüldü, 1 poliste yaralandı.

10- Amerika Dışişleri Bakanlığı, Amerikan hükümetinin, Somali ye savunma donatımı ve başka ikmal malzemesi sağlama konusunda kongreye danıştığını açıkladı.

11- Fransa Komünist Partisi Başkanı Georges Marchais, Pazar günü yapılacak seçimlerin ikinci turunda, seçmenlerin sol cephe ortaklığını onaylamalarıyla solun Fransa da iktidar olabileceğini söyledi.

12- Uzay laboratuvarı Salyut6 ile 96 günden beri uzayda bulunan Sovyet kozmonotu, uzayda kalma rekoru kırdıktan sonra dünyaya döndü.

13- Peru da General Francisco Morales Bermuder in askeri hükümeti, 31 aylık yönetimi sırasında, rejimin siyasal sürgünleri için geniş kapsamlı bir af çıkardı.

14- Bulgar haber ajansı BTA nın bildirdiğine göre Sofya - Varşova seferi yapmakta olan Bulgaristan Hava Yollarının bir yolcu uçağı düştü ve uçakta bulunan 73 kişi öldü.

15- Brezilyanın kuzey eyaletlerini etkileyen seller yüzünden Parave Maranon eyaletlerinde 40 bin kişinin evsiz kaldığı bildirildi.
http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=4654
"30 yıl geçti...
Failler hâlâ dışarıda!

Yer istanbul Üniversitesi, Tarih 16 Mart 1978, saat 13.30

bir gurup faşist tarafından bombalı ve silahlı saldırı sonucunda
Hukuk ve iktisat Fakültesi'nde okuyan öğrencilerden Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Hatice Özen, Abdullah Şimşek, Murat Kurt, Hamdi Akıl, Turan Ören hayatını kaybetmiş, 50
'den fazla öğrenci de yaralanmıştı.

Davada ortaya çıkan en önemli olaylardan biri de kuşkusuz Susurluk kazasıyla adını sıkça duyduğumuz ve üst düzey yetkililerle ilişkilerini hayretle dinlediğimiz Abdullah Çatlı ydı. Çatlı'nın, 16 Mart tarihinde gerçekleşen ve 7 kişinin ölümü, yüzlerce kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan katliamdaki bombaları temin ettiği ortaya çıktı. 24 Kasım 1997 tarihli duruşmada tanık olarak dinlenen emekli Astsubay Oğuz Serçinlioğlu'nun verdiği bilgiler, ordu-çete ilişkisini gözler önüne seriyordu. Serçinlioğlu, Çatlı'ya verilen TNT kalıplarının ordu tarafından temin edildiğini söylüyordu. "

http://www.evrensel.net/01/03/16/dosya.html
can dündar tarafından 2003 yılında cnn türk' te yayınlanan belgeselin tamamı.

16 mart katliamı belgeseli.

http://video.google.com/v...446553804489769&hl=en
(bkz: hürriyet marşı)
bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz şeklinde açıklama yapanlara gösterilecek acı örneklerden birisi.
7 öğrencinin öldüğü 50 kişinin yaralandığı katliam.beyazıt meydanı komünistlere mezar olacak sloganı on gün kadar önce haber verilmiştir.davanın zanlıları delil yetersizliğinden dolayı beraat ettirilmiştir.tarihte kara bir lekedir.ayrıca 30.yıldönümü mehmet gül'ün cenazesine denk gelmiştir.*
yazıktır o kadar gence.
1 mayıs 1977'deki gibi karanlıkta kalan katliamın kara tarihi. kara sayfalarımızdan biri. 7 tane hayatın karartıldığı kara gün.
faşist şerefsizler tarafından gerçekleştirilen 7 kişinin öldüğü, 41 kişininde yaralandığı davası yüce(!)* türk adaleti tarafından "zaman aşımı" saçmalığı sebebiyle düşürülmüş katliamdır. yazıklar olsundur..

http://www.internethaber....news_detail.php?id=161834
istanbul üniversitesi'nde 16 mart 1978'de 7 tip'li öğrencinin faşistler tarafından katledilmesinin, 41 öğrencinin yaralandığı tarihidir.
katliamdan 19 yıl sonra açılan dava, istanbul 6. ağır ceza mahkemesi tarafından zamanaşımı nedeniyle düşürüldü.
mahkeme heyeti, katiller, mustafa doğan, latif aktı ve özgün koç hakkında, "16 mart 1978'de bomba atarak ve silahla tarayarak 7 kişiyi öldürmek ve tasarlayarak öldürmeye kalkışmak" suçundan 765 sayılı eski tck uyarınca açılan kamu davasında zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirdi. heyet, bu nedenle davanın, "zamanaşımı" hükmünü içeren eski tck'nın 102/1 ve 104/2 maddeleri uyarınca düşürülmesine karar vererek katilleri korudu.

işin ilginç yanı yapılacak saldırıdan emniyetin haberi varmış... emniyet teşkilatı toplum zabıta müdür vekili murat naiboğlu'nun 07.03.1978 gün ve 1982 sayılı yazısında şöyle denildi: "iü hukukta 08.03.1978 günü ülkücü gruba mensup gençler karşı görüşlü gençlere anfi 1'de saldıracaklar. solcular okula gelmeye devam ederse 8-10 gün içinde bu grup üzerine bomba atılacağı..." sonradan ortaya çıksa da dönemin hiçbir yetkilisine hiçbir dava açılmadı.

saldırının sonrasında yapılan incelemelerde; kullanılan bombanın amerikan yapımı bir bomba olduğu ortaya çıktı. tanıkların ifadelerine göre; emri verenlerin ülkücü gençlik derneği başkanı mehmet gül, alpaslan türkeş, abdullah çatlı ve orduda mit görevi yapan kimi kişiler olduğu belirtiliyordu.

olaydan sonra ülkü ocakları istanbul il başkanı orhan çakıroğlu, o dönem ülkü ocakları'nda görevli mehmet gül, dönemin mhp il başkanı kazım ayaydın ve ahmet hamdi aksoy gözaltına alındı. katillerden sıddık polat elazığ'da yakalandı. 1978 yılında istanbul cumhuriyet başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. 17 kişi hakkında takipsizlik kararı verilirken, diğer katiller hakkında 'idam' istemiyle istanbul 1 nolu sıkıyönetim mahkemesi'nde dava açıldı. 15 ay süren yargılama sonunda, polat'a 11 yıl hapis cezası verilirken, diğer katiller delil yetersizliğinden beraat etti. askeri yargıtay'ın 5 ekim 1982 tarihli kararından sonra polat da beraat etti.

http://www.atilim.org/hab...zamanasimi_na_ugradi.html
(bkz: mahşerde zaman aşımının olmaması)
solcuların polisler tarafından çembere alınarak okuldan çıkarıldığı, öğrenciler, ülkücülerin kucağına bırakıldıktan sonra güvenlik çemberinin dağıtıldığı gündür. o gün güvenlik çemberine "dağıl" emrini veren amirin, daha sonra susurlukta ve Hrant Dink cinayetinde anılması asla şaşırtıcı değildir.

(bkz: 80 darbesine ortam hazırlanışı)
(bkz: orospu çocukları)
16 Mart 1978... ülkücülerle polislerin nasıl ters ilişkide olduklarının kanıtı..

Bayezıt Meydanındaki solcu öğrenciler bombalandı ... insanların üzerine bomba attılar diyorum.. keşke burda kalsalarmış diyor insan devamını görünce. Hakkaten bu adamlara akıl sır erdiremiyorum..

Bombanın üretiminden başlayan ve nedense bizi hiç şaşırtmayan bir süreç çıkıyor araştırınca..

ülkücülerin saldırıda kullandığı bomba, abd'de imal ediliyor, Tsk'ya hibe ediliyor ardından...
Ne ilginç ki o tnt kalıpları, yani parça tesirli, yani kurulumuna gerek kalmayan bombalar arasında en güçlü olanı, o gün ülkücülerin ellerinde...

16 Mart günü polis her zamanki önlemlerini almıyor, bırak önlem almayı, derslerin ardından dışarı çıkmak isteyen öğrencilere "yan kapıdan çıkmak yasak, ana kapıya!" diyor... ana kapıda ise hali hazırda toplanmış olan 20 ülkücü beliriyor..

polis iyilik yapıyor öğrencilere ve okul içinde çıkan ufak tartışmayı yatıştırıyor(!) Solcu öğrenciler çembere alınarak okuldan çıkartılıyorlar. Öğrenciler çıkar çıkmaz da "güvenlik çemberi" dağılıyor...
Çemberin dağılması emrini veren komiserin adı daha sonra susurluk'ta ve Hrant Dink cinayeti'nde de anılıyor.

Bombayı getiren kişi dönemin ülkü ocakları başkanı abdullah çatlı .. abd'de üretilen, Tsk'ya hibe edilen bomba, çatlı'nın elinde...

Veriliyor bir ülkücü vatanperverin eline ve "haydi aslanım, vatan sana minnettardır" deniliyor.

O da atıyor tntyi insanların üzerine, Kars'a, ablasının yanına kaçıyor. Ama ne zaman? Olaydan 2 gün sonra.
Neden 2 gün sonra? Çünkü ertesi gün protesto eylemi düzenleniyor, hayatı ellerinden alınan 7 öğrenci anılıyor meydanda. Katil de orada, seyrediyor. Sonra kaçıyor işte. Ablası anlatıyor sonra "ilk geldiğinde uyuyamıyordu" diyor, "geceleri sürekli sayıklıyordu" diyor, ısrar ediyor sonra kardeşine, "bana anlat, ne oldu" diyor. O da anlatıyor ve peşine ekliyor "çok pişmanım&" diye. Gidip ağıt yakanları seyreden, kanları temizlenmemiş meydanda gezen militan "pişmanım" diyor.
Ablasına olayı anlatırken bir de öyle birşey diyor ki, biz orospu çocukları diye daha güçlü haykırıyoruz. Haykırıyoruz ama ne yazık ki şaşırmıyoruz...
önce bombayı polisler atacaktı, sonra elime tutuşturdu Allahsızlar... Plan bu işte. Alın size sağ-sol tartışması, öğrenci çatışması.
Alın size 80 darbesinin gerekçelerinden biri daha. 13 Eylül'de çatışmalar nasıl bitti, kardeş kardeşi sokak ortasında vururken sular nasıl duruldu, işte cevabı.

Sadece bomba değilmiş abd'de üretilen. Bu ülkenin vatanperverlerinin kıçında vardır abd damgası, üretim ve son kullanma tarihi..

Devlet, vatandaşlarını bombalattırdı, vurdurttu sokak ortasında. Ne ilk ne son..
Var sen düşün Sivas'ta ne oldu, Maraş'ta ne oldu!
çatlı'yı savunuyorlar... asala'yı bitirmiş..
asala? Çoğu üyesi Ermeni olan terör örgütü.. Türk diplomatları vurdu şerefsizler.. Ama şunu sormak gerekir asala'yı bitiren çatlı'ya.
Uğur Mumcu'yu, Çetin Emeç'i, Bahriye Üçok'u kim vurdu? Kim vurdu Hrant'ı?
Eğer o diplomatlardan biri "halkların kardeşliği" deseydi ne olacaktı? "bu ülkede Kürtler de yaşıyor, Ermeniler de" deseydi ne olacaktı? O lafları diyen Türk Diplomat vurulacaktı. Anlaşılacağı gibi asala'ya gerek kalmayacaktı.. ki pkk, asala gibi terör örgütleri'nin, zarar verdiği ülkenin "deriniyle" olan ilişkisi araştırılmalı, abd'ye olan bağlılıklarını sorgulamaya bile gerek yok...

Velhasıl kelam, 16 Mart 1978'deki öğrenci katliamının davası, geçen hafta zaman aşımına uğradığı için düşürüldü. kiminle dans ediyorsunuz?

tanım: orospu çocuğu olan büyük bir güruhun yaptığı öğrenci katliamına tekamül eden tarihtir.
türkiyede adaletin işlemediğinin göstergelerinden olan tarihtir.