bugün

vatandaşlık farkı alan otel

biri değil, hepsi...

sorun bir otelin bunu yapması değil, bunun turizm politikamız olması...

hiç unutmuyorum, almanya'dan bir arkadaşım, 2018 aralık tarihinde antalya ra..da otelde "uçak bileti dahil" 2 gece antalya tatilini, ultra her şey dahil "toplam 32 euro"ya aldı.

şok geçirmiştim.. otelde patlayana kadar yiyip içen müşterilerin tamamı, almanya'da b.k temizlemekten emekli, üçüncü sınıf emeklilerdi.. benim anlamadığım, bundan uçak şirketi dahi para kazanamıyorsa, bu zararı kim, neden çekiyor?

hala arada haberlerde rastlıyorum, adam freelance çalışıyor, ingiltere'de kışın 6 ay ev kirası vereceğine antalya'da bir otele yerleşip, her şeyini bedavaya getiriyor..

bu mu turizm, bu mu bacasız sanayi, bu mu para kazanma? bu olayın benim nazarımda bir kaç boyutu var:
1. sıfıra yakın para kazanan bir sistem, aslında ülkenin doğal kaynaklarını tüketiyor.. memlekette su yok diyorsun, ama otellerde harcanan suyun haddi hesabı yok..
2. memlekette gıda enflasyonu var diyorsun, tavuk ihracatını kısıtlıyorsun, peki otelde bunu kim zıkkımlanıyor? yine yabancı.. bu da örtülü bir ihracat aslında..
3. turizm bölgeleri illegalite ve vergi kaçağının adeta cenneti.. kimsenin ipinde değil..
4. turizm tesisleri türkler'e tatil fırsatı tanımıyor veya restoran vesaire türk'ü, soyulacak adam olarak görüyor.. adamlar da, yurtdışına kaçıyor.. yani aslında döviz kaçağına neden oluyorlar.. fahiş fiyat suçlarını zaten saymıyorum.
5. millette zaten büyük bir huzursuzluk var. tatil yapamadığı gibi bu uygulamaları gören insanlar memnuniyetsizliklerini -ilk fırsatta- yansıtıyor.. yani bu aslında, akıllı bir iktidarın da, iktidar olma sorunu..

bence otellere yerli turist kotası ve yurtdışı ile eşit fiyat-kampanya mecburiyeti getirilmeli..