bugün
- sigara içen insan aptaldır11
- bamya seven erkek16
- arkadaşlar yarın iş var farkında mısınız11
- serdar ortaç ve m ali erbil'in gözaltına alınması16
- hem seks hem hastalıkta söylenecek söz12
- 5 milyon memur 15 milyon emekli10
- yazarların üniversite son sınıfta yaşadıkları19
- belediye konserleri yasaklansın10
- öğretmen bayan ile evli olmak10
- erkek olana kadar çocuk yapmak12
- dilan polat15
- halil umut meler23
- musleranın morinho'ya verdiği ayar27
- makarnayı bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar16
- yazarların bugunkü mutluluk sebebi11
- anın görüntüsü14
- topuklu ayakkabı ile araba kullanan kadın15
- otobüste yanınızda oturan kadının uyuklaması12
- 10 kasım 2024 galatasaray samsunspor maçı16
- 10 kasım 2024 fenerbahçe sivasspor maçı13
- icardi simge aşkı15
- sözlükte geceleri çok tehlikeli tipler olması10
- mel mel bakan gibson vs masklavi11
- sözlük kızlarının 80 kilo üstü olduğu gerçeği9
- bir sözlük erkeğine sarılıp uyumak10
- mustafa kemal atatürk8
- supangle yapan babaanne iticiliği9
- karnabahar sevmeyen erkek8
- ilk türk yapay zeka robotu sezai10
- pornolardaki ağıza sıçma sahneleri14
- wanda nara23
- ticarette en güvenilir ırk25
- sokakta görülen kediye naber lan demek25
- victor osimhen19
- 34 plakanın diğer illerdeki karizması13
- realite manipülasyonu10
- 10 kasım31
- ya ile biten cümleler9
- sinirlenince çaylak atan yetkili32
- adanalı kadınlar12
- insan olmaya ceyrek kala19
- larisalisa14
- şeyh sait9
- en müslüman özelliğinizi yazın20
- ulu kızları gidip normal sözlük kızlarının gelsin9
- atatürk ün son sözünün aleykümselam olması17
- mauro icardi9
- 1993 toyota corolla vs 2020 fiat egea9
- neden sevgilin yok sorusuna alternatif cevaplar15
- bir sözlük erkeğini dağa kaldırmak8
güzel bir erhan gen kitabı.
Hastane demek, beklemek demek aziz dostum. Kan ver bekle, idrar ver bekle, imarı bekle, röntgeni bekle. Dışarıdaki hayatın aksine, hastanede insanlar birbirine şaşırtıcı derecede saygılı davranıyorlar biliyor musun? Kimse kimsenin önüne geçmiyor. Değil kavga etmek, kimse tartışmaya bile girmiyor. Burada belki herkesin ortak bir yanı olduğu için. Belkide herkes kendi derdine düştüğü için. Son bir ihtimal ki -bence en büyük ihtimal bu- insanlar hastanede geçirdikleri süre zarfında hayatın kıymetini anlıyor, yaşamanın sevincini özlüyorlar olabilir. Ne diyordum? istersem çok güzel yemek yapabilirim. Bir keresinde beşamel soslu enginar bile yapmıştım. Son kez bir daha karıştırayım tencereyi; sonra geri doğru sayacağım. Gülten de hep böyle yapardı zaten. Ah benim sevgili karıcığım. Ondan geri doğru saymandan kapatmazdı ocağı. Her şeyi oyunlaştırırdı kendince. Ne zamandır ağzına bir şey koymuyor, bari şu çorbayı içse. Faturalarda birikti; ya sonödemegünü geçtiyse? Ondan geri say, dokuz, sekiz, yedi, elmayı yedi; altı, beş, dört, üstünü ört; üç, iki, bir, hooopp kapattım.
Hastane kapılarında beklerken kapıya çıkıyorum mecburen. Kapıya çıkınca da elim kendiliğinden pakete gidiyor. Altı aydır günde bir pakete bana mısın demiyorum. ilham, mübarek de nasıl bir şeyse hep hastane kapısının önünde, sigaraya sarıldığım anlarda buluyor beni. Sürekli yeni hikâyeler kurguluyorum. Birini bozuyor, bir diğerini elden geçiriyorum. Yazamasam da kafamın içinde döndürüyorum en azından. Sonra, hayaller de kafamın içinde döndürüyorum en azından. Sonra hayaller de kurmuyor değilim aslında. Mesela ileride güzel günler bizi bekliyordur; önce Gülten sağlığına kavuşuyordur, sonra ikimiz de bu toprakların hatırı sayılır edebiyatçılarından oluyormuşuzdur. Biz öldükten sonra bu mektupları eline geçiren araştırmacı bir gazeteci, yayınlamak için bir araya getiriyormuştur, falan filan, hayal, heyecan.
Birazdan içeri gireceğim. Yatağını salona taşıdık. Böylesi ona daha iyi geldi. Kendi istedi zaten, balkonun kapısından esince iyi geliyormuş. Ama doktor tam tersini söylüyor. Günden güne eriyor gözümün önünde. Kötü düşünmeyeceğim desem de olmuyor; insanın aklına geliyor, sonra tutulmuyor iki damla yaş, düşüveriyor önüm sıra. Düştüklerinde de işin yoksa tepsiyi bırak, peçeteyi al, gözlerini kurula. Derin nefes al. Belli etme. Kızarıklık geçene kadar bekle. Tekrar tepsiyi al, içeri yürü. Yürürken yüzüne koca bir gülümseme yerleştirmeye çalış. Ağız dolusu gülmelisin; doktor öyle söylüyor. Tabi bunu parantez içinde söyledi. Fısıltıyla. Hep arasında olduğumuz korku ilk ümit yok mu; işte o ümit için moral çok önemliymiş. Gülersem, neşelenirsem, sevindirirsem, güldürürsem, yedirirsem, içirirsem, iyi bakarsam, ümit varmış. Ben de ümitvarım. Şimdilik havadisler bunlar. Çok dua et cevabını geciktirme. Allah’a emanet ol.
Nasıl da terlemişim, nasıl da maharetliymişim. On parmağımda on marifet. Hem mektup oku hem çorba yap hemde mektuba cevap yetiştir.
Gülten, canım, çorbanı getirdim. Hadi biraz doğrul da içireyim sana. Baştan anlaşalım; istemiyorum, yemeyeceğim falan yok! Bu çorba seni kendine getirecek, emin olabilirsin. Hem karıştırırken içine, senin bana yemek hazırlarken yaptığın gibi sevgimi de kattım bak. Gülten! Gülten! Gülten…
Hastane demek, beklemek demek aziz dostum. Kan ver bekle, idrar ver bekle, imarı bekle, röntgeni bekle. Dışarıdaki hayatın aksine, hastanede insanlar birbirine şaşırtıcı derecede saygılı davranıyorlar biliyor musun? Kimse kimsenin önüne geçmiyor. Değil kavga etmek, kimse tartışmaya bile girmiyor. Burada belki herkesin ortak bir yanı olduğu için. Belkide herkes kendi derdine düştüğü için. Son bir ihtimal ki -bence en büyük ihtimal bu- insanlar hastanede geçirdikleri süre zarfında hayatın kıymetini anlıyor, yaşamanın sevincini özlüyorlar olabilir. Ne diyordum? istersem çok güzel yemek yapabilirim. Bir keresinde beşamel soslu enginar bile yapmıştım. Son kez bir daha karıştırayım tencereyi; sonra geri doğru sayacağım. Gülten de hep böyle yapardı zaten. Ah benim sevgili karıcığım. Ondan geri doğru saymandan kapatmazdı ocağı. Her şeyi oyunlaştırırdı kendince. Ne zamandır ağzına bir şey koymuyor, bari şu çorbayı içse. Faturalarda birikti; ya sonödemegünü geçtiyse? Ondan geri say, dokuz, sekiz, yedi, elmayı yedi; altı, beş, dört, üstünü ört; üç, iki, bir, hooopp kapattım.
Hastane kapılarında beklerken kapıya çıkıyorum mecburen. Kapıya çıkınca da elim kendiliğinden pakete gidiyor. Altı aydır günde bir pakete bana mısın demiyorum. ilham, mübarek de nasıl bir şeyse hep hastane kapısının önünde, sigaraya sarıldığım anlarda buluyor beni. Sürekli yeni hikâyeler kurguluyorum. Birini bozuyor, bir diğerini elden geçiriyorum. Yazamasam da kafamın içinde döndürüyorum en azından. Sonra, hayaller de kafamın içinde döndürüyorum en azından. Sonra hayaller de kurmuyor değilim aslında. Mesela ileride güzel günler bizi bekliyordur; önce Gülten sağlığına kavuşuyordur, sonra ikimiz de bu toprakların hatırı sayılır edebiyatçılarından oluyormuşuzdur. Biz öldükten sonra bu mektupları eline geçiren araştırmacı bir gazeteci, yayınlamak için bir araya getiriyormuştur, falan filan, hayal, heyecan.
Birazdan içeri gireceğim. Yatağını salona taşıdık. Böylesi ona daha iyi geldi. Kendi istedi zaten, balkonun kapısından esince iyi geliyormuş. Ama doktor tam tersini söylüyor. Günden güne eriyor gözümün önünde. Kötü düşünmeyeceğim desem de olmuyor; insanın aklına geliyor, sonra tutulmuyor iki damla yaş, düşüveriyor önüm sıra. Düştüklerinde de işin yoksa tepsiyi bırak, peçeteyi al, gözlerini kurula. Derin nefes al. Belli etme. Kızarıklık geçene kadar bekle. Tekrar tepsiyi al, içeri yürü. Yürürken yüzüne koca bir gülümseme yerleştirmeye çalış. Ağız dolusu gülmelisin; doktor öyle söylüyor. Tabi bunu parantez içinde söyledi. Fısıltıyla. Hep arasında olduğumuz korku ilk ümit yok mu; işte o ümit için moral çok önemliymiş. Gülersem, neşelenirsem, sevindirirsem, güldürürsem, yedirirsem, içirirsem, iyi bakarsam, ümit varmış. Ben de ümitvarım. Şimdilik havadisler bunlar. Çok dua et cevabını geciktirme. Allah’a emanet ol.
Nasıl da terlemişim, nasıl da maharetliymişim. On parmağımda on marifet. Hem mektup oku hem çorba yap hemde mektuba cevap yetiştir.
Gülten, canım, çorbanı getirdim. Hadi biraz doğrul da içireyim sana. Baştan anlaşalım; istemiyorum, yemeyeceğim falan yok! Bu çorba seni kendine getirecek, emin olabilirsin. Hem karıştırırken içine, senin bana yemek hazırlarken yaptığın gibi sevgimi de kattım bak. Gülten! Gülten! Gülten…
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar