bugün

saç kestirmeye üşenince gözlere düşen saçı yukarı kaldırma hareketi. Hatta bir süre sonra tik olarak kalan hareketi kısa saça da yapmak.
ayakkabı bağlamamak için ayakkabıyı bağlı çıkarmak, bir daha giymek gerektiğinde çekçek aramaya üşenip parmaklardan yardım almak sonucu parmakları acıtmak.
kumandanın pili bittiğinde bakkala gitmekten üşenip evdeki duvar saatinin piliyle değiştirmek.
koltuğun yanına çöp poşedi açmak.
sigara külü kokuyor biraz ama çok rahattır.
sıçmayıp içinde patlatmaktır.
bilgisayar kapatılır, bir kitap alınır ve okumak istenir. * fakat hiçbir şey anlayamazsın, çünkü ışığı kapatmak için kalkman gerekecek ve bu iş sanıldığından çok daha zordur.
dağınıklık kimi zaman gibi davranışlar.
üst baş çıkarmadan yüzüstü yatağa atlayıp, uykuya dalmak.* çişi gelip yapmamak,sabaha mecbur gidilecek olmasından,sabaha kadar tutup uykuya devam etmek.
bilgisayardaki şarkıları liste yapmaya üşendiğinden fizyden dinlemektir.
çayın altını açıp içeri gittim ama daha kapıdan girmeden mutfağa dönüp çayın altını kapattım.sırf şimdi salona gidip yatarım da çayın altını kapatmaya üşenirim diye.**
Öncelikle küçücük bir yerde ayrı bir yaşam alanı oluşturabilir, neredeyse bütün gününü geçirebileceği bir yer oluşur bir koltuk önünde masa laptop, telefon, kumanda falan duran; biraz ileride televizyon yanda yemek gibi şeylerin bulunduğu ayrı büyükçe bir masa.

etrafındakilere emir vermeye alışır, ne yapsın yerinden kalkmaktan kolaydır.

temiz pis ayırmamakta cabasıdır.
çakmakla oynarken yere düşürmek; nasıl olsa bir daha düşecek, hem böylelikle tekrar eğilmek zorunda kalmam düşüncesiyle eğilip almamak, akabinde unutmak ve tokai'yi zengin etmek...
bir şey almak için uzanmak yerine ayak parmaklarım arasına sıkıştırıp elime uzatıyorum.
odamda ev ahalisinden biri kaybolana kadar toplamıyorum.geçen gün kaybolma tehlikesi geçirmem üzerine toplamak zorunda kalmıştım.
bitki çayı poşetlerini çöpe atmaya eriniyorum, biri görürse de gözleri dinlendiriyormuş ondan biriktiriyorum diyorum.
telefonum 1, 2 kez çaldığında 'nasılsa çaldırıyorlardır, yerimden kalkmama değmez' deyip yatmaya devam ediyorum.çok fazla çalınca açıyorum mecburen.
tv kumandası karşı koltuktaysa yani ayağımla ulaşamayacağım bir köşede, sevmediğim bir şey bile olsa kalkıp kumandayı almaya gitmiyorum.
bazen bir heves kahve yapıyorum bol köpüklü, orta şeker.sonra unutuyorum, mutfağa gidip almaya üşeniyorum.
not: şu yazdıklarımı okudum da valla tiksindim kendimden.çay poşetlerini atacağım yarın ilk iş.
geçen sene ev arkadaşımla kahvaltı için ekmek almaya üşendik ve hazır olan sofrayı 1 saat beklettik. amaç tavlada yenilen ekmek almaya gidecekti. e yendim tabi. buz gibi omlet + sıcak ekmek. en azından biri sıcak.
BURNUNU KARIŞTIRIP PEÇETE ALMAYA ÜŞENMEK SONRA BiRYERLERE FIRLATMAK YADA PEÇETE ALANA KADAR ELDE BEKLETMEK.
klimanın kumandasını almaya üşendiğinden sıcakta oturmaktır. bir benzeri de tv kumandasınının odanın diğer ucunda olduğunu fark etmek ve sırf onu almaya üşendinildiği için aynı kanala bakıp durmak.
2. öğretim olan arkadaşımın 8 de okula gitmek durumunda kalınca sabah uyanamayacağını düşündüğü için bütün gece uyumaması. evet bu çocuk uyanmaya üşendiği için uyumuyor.
"amma uyuşuk yazar varmış be" dedirten başlık.

(bkz: ben ne çalışkan biriymişim yahu)
eller doluysa kapıyı ayaklarla açmak.
şudur:
- gülcee! bana su getirsene!
- hayır.
- meleğim, canım, bir tanem, noluur? *
- hayır.
- hain, pis, hıyar! *
Sarj makinelerini hep fişde bulundurmak gerektiğinde telefon, laptop gibi aletleri takmak.
ölmek.nefes almaya üşenmemin sonucu.
entry yazmaya üşenip kendi düşüncesine paralel bir entrileri şukulamak.
ışık açık kalınca elindeki objeyi ışık düğmesine doğru fırlatmak.
çekmeceleri eğilip açmak yerine ayakla açmak.