bugün

sözlükte cocukluk yillarini ozlemek, lise yillarini ozlemek ortaokul yillarini hatirlamak gibi başlıklar varken bulunmayan başlık. şimdi birisi aha burda vardı deyip bkz koyarsa anasına söverim ona göre. varsa da içinizde bir sır olarak kalsın.

şahsım adına üniversiteyi bitirmem üzerinden 6 ay geçmiş olmasına ve hali hazırda bir işim olmasına rağmen beni garip duygulara iten duygu. hayır üniversiteyi amcık otu gibi okuyanlara falan kızmıyorum. kıymetini bilmeyenler umrumda değil ama ben o özgürlük dünyasından umarsızca çıkışıma üzülüyorum.

cebimde param var artık. viceroy için idda kuponu yapmıyorum. sigaralar arası deney yapıyorum. en afilli kutusu olanlardan alıyorum bir karton. beğenmezsem dağıtıyorum. size ne aq param var. ama bir mavi viceroy tadını alıyor muyum? nein.

yoğurt ekmekle sahur yapamıycam mesela bir daha. inanır mısın nasıl koyuyor. ya da sahuru bekleyip iftara uyanamıycam bir daha. acım büyük.

asla neye güldüğümü ne için güldüğümü bilmeden karnıma ağrılar girmeyecek. patavatsızca gülemeyeceğim.
ondan bundan notları alıp son geceyi bekleyemeyeceğim 400 sflık finale çalışmak için. ya da çalışmamak için..

geceleri küçük parkta sabahlamak mı? şu an küçük parka kilometrelerce uzağım dostum. 23:00 olduğu zaman gözlerim kendi kapanıyor!

şu derbi maçından sonra sırtıma formamı geçirip gidemedim. okula değil işe gidiyordum. sikerim ben böyle aşkın ızdırabını aq.

yemek yapmayı özledim. arkadaşımın "olm yarrak gibi olmuş bu" demesini de.
daha neler özledim.
biraz önce o yılları aklıma getiren bir şarkını sesini açtım, dinlemek istedim. aşağıdan tavana vurdular. al evini ananın mına sok diyemedim bağıramadım. yatıyorum. mesailer..
Üniversiteyi bitireli yıllar geçtiğini farkedip, göz çevresindeki kırışıklıkları, şakaklarındaki beyazları ve basküldeki değer artışını göz önünde bulundurup, ıskaladığı mutlulukları ve kazandığı değerleri hatırlayıp geçmişe özlem duyma eylemi.
nasıl bir duygu olduğunu halen üniversitede okuyanların anlamadığı durumdur.
hele ki yaz okulu göz kırpıyorsa ben böyle fakültenin de bölümün de diye başlayıp sövmek kuvvetle muhtemeldir.
iş hayatına atıldığın anın paralelinde durmaksızın söylenen ve söylenecek olan, acı ama ibretli söylemdir.
iş hayatının öğrencilik gibi olmamasından kaynaklanan durumdur. zordur tabi iş hayatı, kelamlardan çok icraat ister. ne dediğin önemli değildir ne yaptığın önemlidir.

mitinglere gidip bağırmaya benzemez zira.. tabi özlenir..
sabah derse girmeyip okul bahçesinde çay simitle kahvaltı yapmak, bir önceki günkü olaylara bir daha katıla katıla gülmek, senin gibi insanların olduğunu bilmek.
güzel günlerdi fakülte günleri.

yaşandı bitti kaygısızca/aldatmanın tadına varınca.
kendi şehrinde üni. okuyanların 'tam anlamıyla' hissedemeyeği bir duygudur. bir yerden sonra lisenin sivil biçimi gibi geliyor olması üzücü...
"şu lanet okul bitsin kurtulsam" diye dertlendiğiniz o günleri,

son gece hatta finale iki saat kala çalışma stresini,

dersten çıkıp ayaklarınızı uzatıp kantinde oturduğunuz günleri, hocalarla kavgalarınızı,

boş zamanlarınızı,

gençliğin o son rahat yıllarını özlemekten daha fazlasıdır.

hocanıza "canım istemedi derse gelmedim" derken, patrona "canım istemedi işe gelmedim" deme lüksünüzün olmadığını,

"bu kağıda böyle düşük not verilir mi hoca" diyebilirken, "bu paraya çalışılır mı patron" demenin mümkün olmadığını anladığınızda,

üniversiteyi özlemeye başlayacaksınız demektir..

hatta daha önce demeniz bile mümkündür, tecrübeyle sabittir.
ilkokuldayken anaokulunu, ortaokuldayken ilkokulunu, lisedeyken ortaokulu, üniversitedeyken liseyi özlemek gibidir. ama bazı farklı yönleri vardır. üniversitede edindiğiniz deneyimlerin, arkadaşların yeri bambaşkadır. büyüdüğünüz yerdir. hayatı öğrenirsiniz bir nebze. yeri gelir aç kalırsınız ama onun bile tadı başkadır işte.
keşke üniversite öğrenciliği diye bir meslek olsun diye içlendiren, hatta karın tokluğuna bile çalışırım diye düşündüren güzel anıların olduğu, artık tozlu rafların taze defteridir.
iş hayatına atıldığın zaman gerçekleşir. vay anasını ne rahatmışız ya ekmek elden su gölden gez toz arada bir okula git negzelmiş yav diye iç geçirilir.
henüz hayaller ve ideallerin yorulmadığı, amaçsız amaçlar içinde koşuşturulan yılları özlemektir.
bir ömür boyunca devam edecek özlemdir.
iş hayatında bir baltaya sap olunmadığından dolayı gelişir. yoksa çok para kazanan biri sefaletle geçen o yılları siksen özlemez.
öğrencilik yıllarını da rahat geçirmiş maddi sıkıntısı olmadan eğlencesine okula takılmış biriyseniz, muhteşem ve kalıcı dostluklar kurmuşsanız en çok özlenendir.
en kötüsü de olsa özlenendir.
18 yaşında üniversiteye başlayıp 22 yaşında üniversite bitiren birine, ergenliğin son; olgunluğun ilk demleri yani bir yandan kendi kaderini ve hayatını yöneten genç bir yetişkin bir yandan havai, umursamaz bir deli fişek durumu hakimdir.
belli bir özgürlük çerçevesinde kendi sınırlarınızı çizersiniz, hesap verdiğiniz kişi sadece siz olursunuz, kendi kendinin efendisi olmayı öğrenirsiniz.
okuduğunuz şehir, üniversite ve arkadaşlarınız o döneme özeldir; hayatınızı o kesitini diğer kesitlerle karıştırmak istemez, anılarınızı unutmamak için gayret edersiniz.

tek geceye sıkıştırılmış- hiç uyumadan girilen sınavlar, önlerde oturan çalışkan arkadaşların elden ele dolaşan notlarının fotokopisinin fotokopisinin zar zor okunan fotokopisiyle cebelleşip "not tutacağım, derslere düzenli katılacağım artık..." diyerek sınav bittikten sonra bozulan tövbeler, parayı hunharca harcamalar kalan az parayla ayın sonunu getirmeye çalışmalar, çokça insana çokça hayata şahit olmalar, aşklar, ihtiraslar, oyunlar, dostluklar ve hiç bütünlemeye kalmamak-alttan ders almamakla övünürken 4. sınıfa gelince ciddi anlamda akıllanıp diploma notu için kasmalar...

üniversite yılları, sezon sayısı kişinin okuduğu fakülteye göre değişiklik gösteren bir dizidir. başrolleri kapmışsanız ister istemez akılda kalıcı acı tatlı hatıralar biriktirirsiniz ve bu sizin ömür boyu en sevdiğiniz ve hatırlayamamaktan korktuğunuz yıllardır.
üniversitenin son senesinde arkadasiklar pekisir, butun ortamlar kesfedilir, ve insanlar yasadiklarini hayatin son zamanlarini hatirladigindan olsa gerek üniversite yillarini ozler, tamam katiliyorum ozlenmeyecek gibi degil ama cok fazla sıkıntisi da yok degil.
Müzik okulunda bir nebze giderilse de yine o yıllar bambaşkaydı.
an itibari ile o yıllardayım hiç özlenecek gibi değil amk. berbat bir üniversite yaşamım var.
şuan bitmesini deli gibi isterken gün gelecek özlenecek biliyorum. bir sonraki aşama daha kötü oluyor, beterin beterine geçiş yapıyoruz sürekli bilmem mi, bilirim de geleceği arzulamaktan vazgeçilmiyor işte. geçmişi özlemekle geleceği istemek arasındayım. sadece geçmişi özleyeceğim günler gelmesin. iyi böyle.
eger issizseniz ya da calistiginiz is yerinde mutsuzsaniz, bi an once emekliligi hayal ediyorsaniz arada bir ozlemek gerekir. hayat cabuk geciyor azizim.
ileride hatırlarsam sinirden ağlarım. O derece.
Ara ara gelen ama insanın içini sızlatan özlemdir.
köpek gibi özlemektir.