bugün

kahvehane kültürü(!) ile toplaşan, adam dövmek için buluşulan, kesici aletler ve ateşli silahlar saklanabilen mekan bütünüdür.
milliyetçi hareket çizgisinde yayınlar yapan bir dergi. son dönemde ülkücü gençliğin toplaşma ve harekat planları yapma merkezleri haline gelmekten kurtulamamış yapı.
80 li yıllarda işlevini tamamlayınca kapatılması gereken kuruluş. devlet bahçeli döneminde vakıf haline getirilmiştir. ama bir türlü dikiş tutmamakta ve de ulvi bir dava olan türk milliyetçiliğini hakkıyla temsil edememektedir. yine de varlığı mevcut vakıf ve derneklerden daha çok olması gereken bir varlıktır. en azından vatana ihanet etmek,bayrak yakmak, etrafa zarar veren eylemlerde bulunmak, depreme yardım maksadıyla toplanan paraları çalmak gibi ucuz ve de tehlikeli işlerle uğraşmazlar.
vakti zamanında mantıklı bir çerçevede kurulan * ancak amacından tamamiyle sapmış ocaklar bütünü..
ilim irfan yuvası olmak için çaba sarfedilen ancak serserilerin de takıldığı vakıf.türklük gurur ve şuuru, islam ahlak ve faziletini gençlere aşılayan, gençlerin vatana ve millete hayırlı evlatlar olması için çalışmaktan başka bi amaçları yoktur.
ramazan aylarında her iftarda yemek veren yerdir.
türkiyede her kurum gibi ilk kurulduğunda baştaki sağlam insanlarla ve kafa takımıyla birlikte gerçek fikirleri doğrultusunda işlev gören ancak diğer tüm kurumlar gibi kafa takımları değiştikten sonra yozlaşan artık fikirleri doğrultusunda değilde çıkarları doğrultusunda işler yapmaya başlayan bir oluşumdur.gerçek yapmaları gereken işin insanlara sadece türk milliyetçiliğini öğretmek olması gerekirken faşistlikten öteye geçememişlerdir.
her ilde bulunan ve başında bulunan kişilere göre not verilebilecek mekanlardır.bütün ülkü ocaklarını aynı kapsamda tutmak başlı başına bir hatadır.''Bu budur,şu şudur!'' vb yargılar kesinlikle yersiz ve siyasi ideolojinin bir getirisi olarak yapılmış açıklamalardır.elbette hedeflerinden sapmış olan ocaklar vardır.bu her zaman da olacaktır.unutulmamalıdır ki işin içine insan faktörü girmiştir bir kere ve türkiye gibi bir ülkede adam kayırma,iltimas vb şeyler varlığını sürdürdükçe bu gibi yararlı olabilecek derneklerin tümü amacından sapmaya mahkumdur.bugün bu ocakların başına gelen de budur.neyi? hangi amacı? neden? savunduğunu bilmeyen kişilerin,üst yönetime atanmaları sonucu amacından sapmış,toplum gözünde eski itibarını yitirmiş bir konuma sokulmuştur.ama geçmişi araştırıp,dikkatle irdelendiğinde görülecektir ki; bu kuruluşları kuran kişilerin amacı asla serseri yetiştirme,gençlerin karı kız meselelerini halledebilmeleri için adam toplamalarını sağlayacak bir ortam oluşturmak,sadece çay dağıtılan bir yer kurmak veya boş boş konuşan insanları bir ortamda toplama değildir.oraların kuruluş amacı gençlerin nerden geldiklerini ve kim olduklarını hatırlatmak,türk toplumuna türklüğü aşılamaktır,bu kadar.şu an amacından sapmıştır o başka konudur...
bu konuda genelleme yapmadan,bireysel düşünmek daha doğrudur. *
'' alparslan türkeşin askerleriyiz '' sloganının üretildiği ve yeni üyelerin arandığı yerler.
son yıllarda amacından sapmış ortamlardır.
devletinin verdiği kimliğinden rahatsız olan, ortalığı yakıp yıkan, polise taş atan, askerine kurşun sıkan, adalet mekanizmasını silah zoruyla etkilemeye çalışan, bayrağa saygısızlık eden bünyeleri asla içinde barındırmamış kişilerden oluşur. çok fazla anlamlı işleri olmasa da bir vatanı sevmek gibi kutsal bir düşünceleri vardır.

ayrıca kimliklerindeki din hanesinden, ırk hanesinen rahatsız olup bu durumu aihme bile taşıyan içimizdeki ayrılıkçıların eleştirme hakkını kimden aldıklarını merak ettiğim kuruluşlardır.
ilk olarak mustafa kemal tarafınfan türk ocakları olarak kurulmuş olup, zamanla formatını değiştiren, günümüzde ise mafyacılık ve çetecilik oynamayı çok seven türk gençliğinin oyun parkı haline gelmiş olan derneğimsi...

12 eylül zamanlarında hakiki idealizm vardı. (benim saygı duyduğum) ülkücü gençlik okurdu, bilgiliydi. neyi neden, ne gerekçelerle savunduğunun farkındaydı. milliyetçi olmanın ne demek olduğunu, ülkücü hareketin ne anlama geldiğini sorsanız anlatabilirlerdi.

şimdilerde ise, her lise kavgasında klişe haline gelmiş "ocağı aradım geliyolar, x reis merak etmeyin dedi" tarzı cümlelerde kullanılacak kadar ayağa düşmüştür ülkü ocakları. ülkü ocakları artık en azından istanbulda misyonunu tamamlamıştır. ya revize edilmesi, ya da kapatılması gerekmektedir. ülkücülüğü adam dövmek, tesbih sallamak, çetecilik oynamak sanan, boynunda 3 hilalli kolyelerle gezip, hayatında "9 ışığı" bir kez bile okumamış zibidilerin oyuncağı olmuştur ülkücülük kavramı.
her yaptığı mhp ile özdeşleştirilen mgv veya bilme ne partisi gençlik kolları kadar kanun önünde sorumlu topluluktur. kuruluşu sırasında yurt içi ve yurt dışı kamplarda maoist, marksist, leninist bilinçlendirme(!) faaliyetlerine tabi tutulan gençliğe karşı alparslan türkeş tarafından kurulan ve türk tarihi ve islam konulu derslerin son derece yaygın olduğu, molotof kokteyli yapmayı öğrenen sol teroristlere karşı silah kullanma eğitimi alan gençlerin bulunduğu das kapital okuyan bir gençliğin karşısında kuran öğretilen bir yer olarak kurulmuş ancak türkeşin olumunden önce tasfiyesi bizzat kendi emri ile başlatılan kurumlardır. yukarıda yazılanların birçoğuna tepki geleceğini bilmekte benim hakkımda birşeyler yazmak isteyenlerin önceki entrylerime bakmalarını özellikle rica ederim.
, sen tum bunları nereden biliyorsun derseniz cevabım sadece tahmin derim. zira bugun 50-60 lı yaşlarda olan sol görüşlü insanlar o dönemden kalma bir şekilde devamlı ideolojik kitap ya da en azından bir gazete okurken, ocak kökenli insanlar ise en azından kuran okumayı bilen birçoğu da hafız olan insanlardır. hele o insanlarla sohbet etme sansı da yakaladıysanız. yorumlama kabiliyeti de varsa tadından yenmez bir hal olur bu. sonucta yukarıdaki tahminlere ulaşırsınız.

edit: az önce bir arkadaş belirtti ki, alparlan türkeşin cenaze töreninde izmir ülkü ocakları ile bazı diğer illerin ocak temsilcileri kavga etmişler. sebep de alparlan türkeşin izmir ocağını mafya vb. hareketlerden dolayı kapatılması emrini vermiş olması ve diğer ocaklara da bu tasfiye süreci bitene kadar izmir ülkü ocakları ile irtibatı dondurulması yönündeki yazısıymış.
sıra arkadaşı: kanka ülkücü oldum artık kimse dövemeyecek beni, s**erler bana dokunanın belasını.
karanlıkta: öyle mi?
s.a: öyle tabi, n'oldu devrimciydin falan hani? konuşsana
k: (küt)
s.a: ahına koyim naptın lan?
k: bir test edelim bakalım gelcekler mi?
s.a: (gider ve okul reisine olayı bildirir)
reis gelir
r: ne yaptın lan çocuğa? kaç paralık adamsın?
k: vala sen on ytl'liksin geçen gördüm göbek atıyordun 10 ytl yapıştırdılar.
r: nerden biliyon?
k: biz erkek tarafıydık oğlum. nasıl koydu damat ama!
r: ne diyon lan?
k: şimdi ideolojini al git burdan
r: oğlum dövücem bak!
k: iyi sen beni döv, ben de eskiden küpe taktığını söyleyeyim beyaz çoraplı kankalarına
r: o eskidendi oğlum
k: osmanlı da eskidendi, türban da, turan da. onlara neden eskidendi demiyorsun.
r: oğlum o başka bu başka.
k: devlet dediğin insan gibi değişen bir şeydir.
r: benzetmeye bak. ben benzetçem şimdi seni. devleti insan yerine koyuyor.
k: haklısın, ben yanlış benzettim. başta seni adam sandım.
r: senin amuna..

(bkz: ve olaylar gelişir)

(bkz: reis in ürolog maceraları),
(bkz: testise tekme atmak)

(bkz: karanlıkta)
(bkz: ayar)

olaylar sonunda iki taraf da gayet mutludur. reis hayatına etilerde bir pavyonda devam eder. karanlıkta ise zaten olduğu gibi atatürkçü kalır. atatürkçü ve çağdaş insanları anarşik sanan zihniyetin testislerine tekme indirilmesi farzdır.

işte böyle yerlerdir ülkü ocakları.
çoğunlukla adamların olduğu değil
girenlerin kendilerini adam sandıkları yerlerdir.

şimdi bu entry'i kötüler misin kötülersin; ama vatandaşım gerçek budur. liselerde mantar gibi çoğalan faşizan eğilimlerin sonucudur bu. en tiki markaları çekmiş tembel bir çocuğun okulun iyice öğrencileri olan bizlere milliyetçi olun demesidir ülkü ocakları. nike giyerek ülkücü olunmaz. iki saz iki türkü dinleyip ülkücü de olunmaz.

öncelikle ülkü ve turan kavramları bilinmelidir. bir de bu ülkücülerin şaşılcak halleri vardır ki onları da ileride yazacağım entry'lerde sizle paylaşacağım.

not: bu entry ülkücü arkadaşları kötülemek değil ocakların düştüğü anaokulu pozisyonuna gönderme amacaıyla yazılmıştır.
http://www.ulkuocaklari.org.tr/
sosyalizmle ilgilenmek istemeyen kardeşlerimizin oluşumu.geçen yıl bildiri vermeye gitmiştim, pek sıcak karşılanmadım elbette.mescitten çıkan bir arkadaşa bildirimi gösterdikten birkaç dakika sonra 10 dakikada çıktığım binanın zemin katındaydım.öyle hızlı inmişim ki..
1960'lı yılların ortalarından başlayarak mhp tarafından oluşturulan eylemci gençlik örgütlerinin adı. özellikle demokratik ve solcu kesimlere karşı vurucu bir güç niteliği taşıyan, aynı zamanda tarafsız kitleler üzerinde etkili olmayı amaçlayan ülkü ocakları, o günlerin siyasal ortamı içinde, gittikçe tırmanan şiddete başvurdu. mhp'ce silahlı militn yetiştirmek üzere açılan kamplarda eğitim gören komandoların görev aldığı bu örgüt, üniversite gençliğinden başka, devrimci kişileri, disk vb. meslek kuruluşlarını, ilerici olarak tanınan aydınları, öğretim üyelerini, sendika yöneticilerini, gazetecileri hedef alan geniş kapsamlı bir terör programını uygulamaya koydu. avrupa'nın çeşitli ülkelerinde de örgütlendi.
taş çatlasa 10-15 ülkü ocağı dışında diğer ocaklarda genelde milliyetçilik ve ülkücülük dışında herşeyin döndüğü mhp'ye büyük zararlar veren gençlik örgütleridir.uyuşturucu,hayat kadınlarıyla ortamlar,solcuları dövelim,adamın biri bana lölö yaptı toplanıp dövelim tarzında yapılanmışlardır ama bazı ocaklar ise hakiki ülkücü ve milliyetçilerden oluşmuşlardır,ülke meselelerine deli kafa patlatırlar çok çabuk organize olup protestolarını aslanlar gibi yaparlar.eğer bütün ocaklar böyle olsa mhp tek başına iktidar olur.
Hakkında onca eleştiri yapan arkadaşların hiç girmedikleri ve önyargıları sonucuda sürekli karaladıkları, yarı hiyerarşik bir oligarşiyle yönetilen, mensup olan kişinin profiline göre misyon yükledikleri, kendi aralarında teşkilat diye belirttikleri, iş ve sosyal hayatta çok iyi deneyimler kazancının sağlanabileceği *.
Tarihsel sürecine bakıcak olursak 1968 yılında Alpaslan TÜRKEŞ'in emri ile Dündar Taşer, Ramiz Ongun gibi isimlerin organize ettiği Ülkücü Gençlik Derneği olarak faaliyetlerine başlamış ve ülkedeki sosyalist ideolojinin gelişimini durdumak, ahlaklı, vatansever gençler yetiştirmek amacıyla kurulmuş bir dernektir. Dönemin süreci gereği sol freaksiyonlar gibi silaha silahla karşılık vermemiş 1970 yılına kadar tepkilerini yürüyüş ve mitinglerde sürdümüşlerdir. Bu tarihten sonra Yusuf imamoğlu ve Dursun Önkuzunun öldürülemsi ile eylemlerini silahla ifade eder duruma gelmişlerdir. Yani bu zaman kadar sölenenlerin aksine Ülkü Ocaklarına mensup gençler eylem tavırlarını öle bilindiği gibi silahla değil sadece tartışmalarla ortaya koymuşlardır.
O dönemde 56 tane yasadışı veya içi sol freaksiyonlu örgüt varken bunların tamamıyla ÜGD * m
uhatap olmuş ve 12 eylül Askeri darbesine kadar da bu tutumunu korumuştur. Her zaman faşist bir ideoloji olarak göstermeye çalışılan ülkücülük tanımına bu benzetmeyi yapanlar için ise şu örneği vermek yerinde olur sanırım.
Yıl;1978 DEV-SOL ikiye ayrılmıştır.DEV-GENÇ ve DEV-YOL olarak. DEV-GENÇ'in başında kadıköy grubu olarak anılan Dursun Karataş * vardır ve DEV-YOL üyelerini faşistlikle suçlamaktadır. Bu örnekten yola çıkarak birey yada güruh sosyalist düşüncenin bir neferi ise kendisinden başka herkesi faşist olarak suçladığından artık bu suçlamalar komik bir hal de almaktadır.
12 Eylül sonrasında bence bir galip yada mağlup aramak hatalı olur zira olan onca vatan evladına olmuştur.
Kısaca Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı hizmetine ülkenin 78 vilayetinde ve taşralarında devam etmekte gelecek nesillere Türklük gurur ve şuuru,i slam ahlak ve faziletini aşılamaya devam edecektir.
Özel Harekatçılar ın da aralarında bulunduğu 500 polis sabah saat 05.30 da 34 ayrı eve operasyon düzenledi.

--spoiler--
Aralarında Ülkü Ocakları Dergisi nin Konya dergisi üyelerinin de bulunduğu çeteye yönelik operasyon için bu sabaha karşı düğmeye bastı. Operasyonda Özel Harekat, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele, Terör, Asayiş ve Çevik Kuvvet şubelerinden 500 polis, önceden belirlenen 34 ayrı eve saat 05.30 da eş zamanlı baskın düzenledi. Gözaltına alınanlar, arasında Ülkü Ocakları Eğitim Kültür Vakfı nca çıkarılan Ülkü Ocakları Dergisi nin Konya Temsilcisi islam Alim Ülkü, derginin il yönetimi üyeleri, Kulu ilçesi Temsilcisi ile eski Konya Temsilcisi Zeki Zorlu'nun da bulunduğu belirtildi. islam Alim ile iki arkadaşının bulunduğu ev, Özel Harekat Timleri tarafından sarılarak basıldı.

Şüphelilerin, öldürüldükten sonra Aslım Çöplüğü ne atılan galerici 57 yaşındaki Ömer Güraslan cinayeti, haraç alma, darp, adam yaralama gibi suçlara karıştığı iddia ediliyor.
--spoiler--

KAYNAK:SENDiKA.ORG
lise tayfası tarafından beleş çay içmenin bir diğer yolu görülen ocaklar.
(bkz: mhp fun club)
minik kurtcuklar egitim merkezi olarakta adlandırılan merkezler, ocaklar. egitim şu şekilde gercekleşir:

başbuğ: hadi yavrum biraz daha yürekten yap şunu!
kurtçuk: auuuuuvvvvvvv, auuuuuuuvvvvvvv, auuuuuvvvvvv...
başbuğ: aferin size.. cabuk ogreniyorsunuz. hadi şimdi eyleme gidelim.

eylemde: şehitler ölmez vatan bölünmez, şehitler ölmez vatan bölünmez...

eylemden 10 dakika sonra kurtcuklar kendi aralarında muhabbet etmektedir:

x: abi manyak kızlar vardı. bi kacına göz kırptım yuz vermedi orospu.
y: olsun baba takma.. yarın gene eylem var. oradada bakarız. yorma kendini...
dusunulenin aksine ocaklarında seminer vb. egitim programlarıyla kişiyi siyasal bakımdan bilinçlendiren ve aynı zamanda kardeslık,sevgi,saygı olgusu kazandıran-türk örflerini unutmus olanlar için emir-komuta zinciri gibi gelebilir-paylasımcı yerlerdir
(bkz: soylesem tesiri yok sussam gonul razi degil)