bugün

ülkesinde üretilen ürünler uluslararası düzeyde kalitede olsa dahi yabancı hayranlığı nedeniye ülkesinde üretilen ürünleri kötüleyen kişidir.

bu kişiler yurtdışından bir şey aldıklarında öve öve bitiremezler.
-eee ama bizimkiler üretemiyor be abi adamlar da kaliteli üretiyor.
gibi bir savunma sistemleri vardır ve bunun arkasına sığınmışlardır. elbette seni kazıklamaya çalışan bir anlayışada sırf kendi ülkesinden diye destek verilmemelidir ancak zihinlerden şu körükörüne hayranlık ve eziklik duygusu silinmelidir.
ülkesinde üretilen ürünleri kötüleyenin yatacak yeri yoktur o ayrı. ama ne yazıkki ülkesinde üretilen ürünlerin yabancilar tarafindan ( bir kısmı) üretildiğini anlayınca ister istemez içinde bulunduğu durumdur.
türk'tür. kendi ülkesini bu kadar aşağılayan bir millet görmedim ben.
pek hoşlanmadığım insan türüdür. arçeliğin kötü olmasını sony ile kıyas yaparak ifade eden kişidir. genellikle teknoloji manyağı olur bu tipler. 3 sene sonra çok geri kalacak bir teknolojiyi günümüz itibariyle savunurken, teknolojide son nokta, mükemmel gibi ifadeler kullanırlar. aradan geçen 20-30 senenin sonunda ise torunları tarafından "ti"ye alınacak kişilerdir.
sırf milliyetçilik adına gözleri körmüş gibi davranmayan kişidir.
türk firmaları yabancılar ile fiyat konusunda sidik yarıştıracağına kalite ve güven konusunda sidik yarıştırsın.

çamaşır makinesi almaya kalkıyorsun bosch çamaşır makinesi 1100 tl, arçelik çamaşır makinesi de 1100 tl. bize ucuza satacağına daha çok pahalıya satıyor paşam. sanki işçisine çok değer veriyormuş gibi, sanki koç grubunun sırf bu yüzden cepleri dolmamış gibi. kalite desen sıfıra yakın.
giderim bosch alırım amk! hani taşlanmış kotlara işçilerin kötü durumundan dolayı karşıyız ya. aynı şey. bosch alırım hem işçim rahat olur hem cebim.
ayrıca bunların "teknolojimiz" diye bahsedipte uzak doğudan teknoloji ital edenleri var. hep götünü yedimi ayağı.

hizmet alımında da, banka sektöründe de aynı şey geçerli. yanar döner bankalarımız gırtlağa kadar kar ederken kredi vermiyor. paramız olduğu zaman köpek gibi peşimizden koşan bankalar, ülkede durum biraz bozulunca kuduz köpek gibi davranıyor sahibine. giderim city bank şeysinden bilmem kaç puan fazla faizli alırım yine sizden almam. (2009 yılının ilk üç aylık kazancı bi tarafınıza girsin)

asalında yerli malı değilde "yabancı malı" kutlamaları filan yapmamız lazım. yapalım ki patronun kim olduğunu anlasınlar. senelerdir ayak yapa yapa ceplerini doldurdukları dolarlara baka baka ağlasınlar.
özenti ve bağımlı kişidir.
ülkesinde üretilen ürünlerle yabancı ürünleri karşılaştırıp, aradaki kalite farkını tespit edebilen tüketicidir. para veren her birey kaliteli ürünü tercih edecektir. kötüye kötü demek neden rahatsızlık veriyor? bize ait diye illaki kötü ve kalitesiz ürüne iyi demekle kendimizi aldatmış oluruz. üreticiyi kaliteli ürün üretmeye yönlerdirmek için yapılması gereken doğal bir davranıştır.
bilmezki kullandığı çoğu şey canım türkiyem de üretilip yurt dışına gittikten sonra tekrar buraya gelir. onlarda aman türk malı almayalım ithal alalım diye alırlar.
diğer ülkelerin mallarına kullanmaya alışmış olup kendi ülkesinin malını kullandığı zaman iyi kötü ne olursa olsun kötüleme ihtiyacı duyan insandır.
''yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı'' felsefesini benimsememiş kişidir. bu kişinin yerli malı haftasını starbucks'ta kutlaması muhtemeldir.
"yerli malı kullanmalı" ayarını yemiş vatandaş cızırtısı.
o aldığı aynı mal a 5 katı fiyat ödemeyi pek seven ve bunu çok iyi bir bok sanan "gavat" yahut "götü kalkık" kişidir.
yabancı ülkelerde üretilen ürünlerin nasıl üretildiğini bilmeyen kişidir.
bu ne ülke sevgisidir? ülkenizde yapılanları pohpohlayarak geliştiremessiniz. yok ulkede yapılan urunlerin dedesi ağaymış falan filan olmuyo boyle! diyen kişidir.

ulkede yapılanlar kotuyse kotu denir. sozlerini de ekler ve gider aynı zamanda.
ülkesinde üretilen mallar beş para etmez kalitede ise doğruyu yapan ademoğludur.
(bkz: o değilde bi küreselleşme vardı ne oldu ona)
mantıklı bakıldığında hak verilebilcek bir durum gibi görünsede, asas olan böyle düşünenler sonunda ülkenin bu hale geldiği gerçeğidir.
erkekler cok yapıyor bunu. sureklı rus kadınları rus kadınları. halbukı yerlı malı yerlı malı herkes onu kullanmalı.
kendisine ikinci, üçüncü sınıf kalitede ürünler satıldığı için kötüleyen insandır. çünkü kendi ürettiğimiz ürünlerin en kalitelisini ve üstelik ucuz bi şekilde yurt dışına ihraç edip, en kötüsünü kendi ülkesindeki insanlarına kakalayan bir zihniyet söz konusu. işin salaklığı ve acı tarafı, ben yurtdışındaki insanla ülkemizde üretilen aynı ürünü farklı kalitede giyiyorum ya da yiyorum ve üstelik ondan daha fazla para ödüyorum. hem paramla rezil oluyorum hem de kendi insanını aşağılayan bir muameleyle karşılaşıyorum. kendi insanımız bile bize 'siz ancak buna layıksınız' der gibi bende bir intibah uyanıyorken, siz kendi ülkenizdeki insanı düşünmeyip ilk önce onları memnun edin, ondan sonra deyin ki, yabancı ürün almayın! ulan milleti yabancı mal almaya mecbur bırakan bizzat sensin be memleketlim(!)
(bkz: türk insanı)
aldığı ürün ve verdiği avuç dolu para elinde patlamış kişidir , he bunun genellemesi yapilir mi artik bizim ülkemizde de kaliteli ve güvenilir ürünler var ama ithal mallara nazaran daha az tercih edilmeme sebebi ise tamamen duygusaldır .
frenkmeşrep çekiciliğine kapılmış insandır. kendisi aslında harika bulduklarının harika olduğuna inanıyordur. yoksaa harika değillerdir. ne var ki bir dönem çinle yarışacak kadar dandik üretim çılgınlığını yaşamış bu millet sütten ağzı yanınca çıldırıyor.
Bilinçaltında ülkesinden nefret eden kişidir. Bu kişi yabancı ülke markalarının üretiminin ağırlıklı olarak uzakdoğu ve Türkiye'de yapıldığını; hatta o firmalara çalışan fason atölyelerinin aynı ürünü daha ucuza piyasaya sürdüğünü bilmeden kompleks yumağı şeklinde yaşamını sürdürür.
ülkesinde üretilen ürünler
"bu salak millet ne satarsak alır" uyanıklığıyla 8. sınıf olup da 1. sınıf fiyatıyla satılıyorsa,
olan şeye yok demeyen, olmayan şeye de var demeyen kişidir.
8. sınıf olup da 1. sınıf fiyatlarıyla satılan yabancı ürünleri tercih eden kişi olabilir.