bugün

Basurun varken sıcmak.Amanın ne ağırıdır o.
Taşikardi anıdır.
Kalp, deli gibi atarken, tişörtünüzünde, ona eşlik ettiğini, hoplayıp, zıpladığını gördüğünüz andır.
Gerçek anlamda ölmeyi beklersiniz ama ölmezsiniz...
Biraz kafasına göre takılır, yusuf yusuf nidalarından sonra, hiç bir şey olmamış gibi, slow şarkı moduna geçer.
Harap, bitap, yığılıp kalırsınız, namussuzun arkasından!!!
Hayko'nun şarkılarının sonundaki boğurme kısmına gelince; kalp atışlarım hızlanıyor, tüylerim diken diken oluyor, gozlerim doluyor... "galiba ölüyorum" diyorum o anlarda...
çok hızlı toprak yolda giden bisikletimin frenine bastığım gibi bisikletin aldığı sarsıntı anındaki hisse benzer hislerdir.
çok iyi yüzücü olmama rağmen bir keresinde teknenin altına çekilmiştim. eğer kurtulmayı bir şekilde başaramasaydım pervanenin beni kıymaya çevirmesi işten bile değildi. kabus gibiydi ve gerçekten "bu sefer ölüyorum sanırım" dedirtmişti.
Tansiyon düşüklüğü sebebiyle bayılma anı.
Arada bir gelen sol kol uyuşmasının yanında kalp çevresinde gelişen ağrılar ve nefes almakta zorlanma yaşanırken söylenir "ölüyorum galiba". Geçen akşam bir kaç dakika süresince denenmiştir. Tavsiye olunmaz.
regl olurken.
harbi anlamda 12,5 yaşımda olduğum anlardır. geceleyin anneme sucuklu kaşarlı tost yapmasını söylemiştim, çünkü açtım. nefis bi' sucuklu kaşarlı tost yiyordum, annem mükemmel yapmıştı. sanki tostla sevişiyordum, çok büyük lokmalar yutmaya başlamıştım. derken limiti açtım sanırım. nefes alamıyordum, daş gibi oturdu boğazıma tost ekmeği. canım annem beni bi' kaç mükemmel hareket yaparak kurtardı. o kadar bağrışmaya rağmen babam hala uyuyordu. üst komşu bile geldi ne oldu diye. şaka bi' yana, gerçekten hayatım gözümün önünden geçer gibi oldu.

not : o günden sonra bir daha tost yemeyeceğime söz vermiştim.
not2 : o günden 3-4 gün sonra bi' daha tost yedim.
diş ağrısı çekilirken hissedilendir.
bayilmadan birkac saniye onceki andir. biseylerin cekildiginin hissedilmesi, bas donmesi, bilinc bulanikligi..
kusarkenki anlar.

nefes alamıyorum ben ya.
mide bulantısı, çok isteyip kusamamak. işte bu ölüyorum dediğin anlardan biridir.
Oldukça trajikomik anlar olabiliyor bazen.
Iş yerinde öğle yemeği molası ve yemekte de domates çorbası var ki bayılırım. Hele üzerine de kaşar varsa idi bir zamanlar..
Harbiden de kaşar da var uzata uzata yiyoruz.
Nasıl olduğunu anlamadım ama büyükçe bir kaşar parçası ağzımın içinde boğazıma doğru uzadı ve orada takılı kaldı. Aşağı doğru salındığını hissedebiliyordum ve nefesim tıkandı bi anda. Öksürüyorum yok.. sırtıma vuruyorlar bana mısın demiyor. Artık iyice nefesim gitmeye başladı ve başım dönmeye. Herkes şaşkın ama ne yapacağını bilmez bir şekilde bana bakıyor.. tam kendimden geçiyordum ki benim 3 katım olan satın alma Müdürümüzü gördüm en son ve parmağını ağzımın içinde hissettim.. hayatımı kurtardı resmen adam..
O birkaç saniye o kadar uzun ve acıydı ki allah ölümün de kolayını versin.

Edit: ve artık asla domates çorbasını kaşarla içmiyorum. Böyle ölüm sebebi mi olur artık dilden dile anlatılırdım.
regl olduğumda. hele ilk günü. ..
Tamda şu an.

Kafamı kesip atasım var bu nasıl bir ağrı.
görsel
ciddi anlamda başıma gelmiş ve kara kara sevdiğim insanları düşündüğüm anlardır.
Kusmadan hemen önce ki o an.
su içmek, yemek yemek gibi konuşmaya, görmeye ihitiyacınız olan bir insanın aniden ölmesi.