bugün

bana bundan 120 sene evvel anadolu'ya gelen dedelerimin çığlığı gibi gelen türküdür. içimi sızlatır, yakar kavurur.

ve gülleri bursa'nın rumeli kokar...

sözleri:

çıkayım gideyim urum eline
arzuhal vereyim beylerbeyine beylerbeyine
kimleri sarayım yar senin yerine

gizli gizli sevdalarımız aşikar oldu
bize bu ayrılık mehmet mevla'dan oldu

çıkayım gideyim bir uçtan uca
göstereyim sana be kuzum ayrılık nice
kurbanlar keseyim sardığım gece

gizli gizli sevdalarımız aşikar oldu
bize bu aynlık mehmet mevla'dan oldu
çok güzel bir rumeli türküsü. okan murat öztürk'ün sesinden dinleyiniz;

http://fizy.com/#s/18dgt1
neşet ertaşın bir bozlağını aklıma getiren dizelerdir.

çıka idim dinek dağı salına
at kataydım mal yemezin malına
sıtkı bütün arkadaşın yoluna
biz kelleyi verenlerdeniz

belimizde kılıcımız kirmani
taşı deler mızrağımız temreni
düşmana yeke yek varmak zamanı
hazır ol vaktine diyenlerdeniz

bineyidim de kıratımın üstüne
alaydım da martinimi bestime
gafil varmak bir düşmanın üstüne
hazır ol vaktine diyenlerdeniz..

edit: neşet babanın olmayabilir. ondan dinledim ben.
çıkayım gideyim bir uçtan uca
göstereyim sana be kuzum ayrılık nice
kurbanlar keseyim sardığım gece.

göçmen kişiye atalarını hatırlatan türküdür.
yasemin göksu nun harika bir yorum kattığı rumeli türküsü. orjinalinden daha iyi olmuş.

http://www.youtube.com/watch?v=NkHYA-uMgLU
hakkaten çığlıktır.

senin arsanı başkaları kapatsa çığlık atmaz mısın?
ben öyleyim işte.
ne zaman aklıma gelse kaybettiğim ata, dede, toprakları için çığlık atasım geliyor.
oralar vallahi bizsiz öksüz.

hadi çık deseler çıkıp gidicem urumeline.
selam olsun silistra, dobruca, tutrakan.