bugün

Birisi evrim şu bu demiş. ulan dangalak insanın en meraklı olduğu dönemin çocukluk dönemi olduğu aşikar sanki 1243 yılındaki bir çocuğa telefon versen 2 dakikada uzmanı olmayacağını mı sanıyorsun?

iki dakikada sözlükte teori üreten prifisirleri gördükçe hayranlığımı gizleyemiyorum.
Cocugu simarik diye cok zeki sanan ebeveynlerdir. Ulan zeki degil simartmissiniz amk veledini anlayin sunu.
-Aaaa bak bak sana cevap verdi el hareketi ile.

-Bak bir de alkış yap bebeğim.

- cdyi de takabiliyor vcdye.

-Heh tamam gördünüz mü çok zeki.

Büyüyünce doktor olmazsa o zaman soracam ben.
bunların bi diğer versiyonuda dünyanın en tatlı çocuğu onlarınki olduğunu düşünen ebevenlerdir.
bu sendroma yakalanmış ebeveynler, yüzlerce "sıradan" cocuk resmine sizi boğarken söylemek zorunda kaldığınız "ayy evet çok tatlı maaşallah, ne güzel gülmüş, bak burada ciddi bakmış, ay çok şeker, ay aynı babası" gibi cümleleri ardı ardına tekrarlamak zorunda kalıyoruz ya... aman ne bitmek bilmeyen bir çile. yahu senin çocuğunda dünyadaki milyonlarca çocuk gibi sevimli ama bu kadar! başka bi özelliği yok, yorum bekleme" diyemiyorum.
Bizim ailede neden bizim kafamıza kaktılar geriden geldiğimizi? Ben gerizekalısın diyen bir anneden terlik yiyerek büyüdüm... Anneannmden söz etmiyorum bile. Tabi bu aile içinde olan kısım. Aile dışına bizim oğlan çok zeki diye geçindiler hep.
Maldır. insanın sinirini bozar. Ulan sıradan bir çocuk işte. Neymiş telefonun herşeyini biliyomuş. Ne var bunda amk. Atomu parçaladı sanki. Benim çocuğum olsa asla böyle davranmam.
E-Okul uygulamasından habersiz ebeveyndir.
ortalama yaşın 20 olduğu bir sözlükte evlilik, ebeveyn çocuk ilişkileri minvalinde konu açanlara götümle gülüyorum.

La olm hayatında hiç koalisyon görmemiş ergenin, koalisyon çok güzel bir şey oww yeah demesi gibi tek gün bile evli olmadan, o çocuğu kucağınıza almadan bunun nasıl bir his olduğunu nereden bileceksiniz.

Esasında bu bizim milletin hastalığı, az okuyup; fikir sahibi olmadan zikir sahibi oluyoruz.

Bahsi geçenlerin çocuklarını neden zeki gördüklerini söyleyeyim:

Ben 4.5 yaşındayken, pipimin yerini bulamazken benim aynı yaştaki kızım okuyor, yazıyor, basit toplama çıkartma yapıyor. Benimle ingilizce konuşup anasıyla türkçe konuşabiliyor zorladığımızda. Buna rağmen ben zeki demiyorum ufaklığa, 5,5-6 yaşında calculus çalışan dehalar var dünyada amk.

buradaki herkesin Anası avukat, babası astronot olduğundan hatta 1.90 mavi gözlü olduğunuzdan farketmemişsinizdir, herkes sizin kadar şanslı değildi.

Babam ilkokul mezunu, Rahmetli de 3 e kadar gitmiş sonra kız çocuğunun okulda ne işi var deyip okuldan almış "rahmetli" dedem. Bunları niye anlatıyorum? Biz eğitimli üniversite mezunu bireyler olarak çocuklarımıza eğitimi erken yaşta verip, onların teknolojinin nimetleri sayesinde erişebildikleri noktayı görünce, kendi çocukluğumuzu referans alıp bu çocukları zeki belliyoruz. Biz böyle bir eğitim göremedik. çünkü bizim zamanımızda anaokulu yoktu, anne babalarımız - Allah hepsinden razı olsun- bizi vatana millete hayırlı bir evlat olarak yetişmemiz için ellerinden geleni yaptı. Öğretim kısmını layıkıyla yaptılar da eğitim kısmı onlarda da yoktu ki ne versinler??

Bu arada körelmelerinin nedeni de kitap yerine çok soru sormasınlar diye ellerine tutuşturduğumuz tabletler ve açıp başımızdan savdığımız televizyonlardır.
Özellikle 5-9 yaş arası çocukların ebeveynlerinde rastlanan durum. Çocuğu tanımasan ikinci albert einstein zannedersin.
Anne ve babalar çocuklarının adım adım buyuduklerine şahit olduğundan her hareket onlara mucize gibi gelir. Herşeyi ilk kendi çocukları öğrendi sanırlar. Oysa çocukların hemen hepsi paralel gelişim gösterir. Biraz objektif bakmak lazım.
Benim ebeveynim olamaz çünkü çok zekiyim.
haklıdır. devam etsin.
Benim cocuk kalem seçti hehe okuyacak bilim adamı olacak. Dolma kalem seçti bak o kadar eşya arasından dolma kalem.

Bak kurşun kalem demiyorum dolma kalem seçti.

Bu zamanlar ebeveynler için kader anıdır herşey fırtlayabilir.
Çocuklar zaten zeki yaratıklardir. Eğitim sistemi zekalarını köreltir.
Bir de bunların, azıcık yaramaz diye çocuklara hiperaktif diyen ebeveyn türleri vardır. Üstün zekalı ya da hiperaktif çocuklarla yaşamanın, onların ihtiyaçlarını karşılayabilmenin zorluklarından bihaber gerizekalı ebeveynusların tek amacı, çocukları kullanıp konu komşuya hava atmaktır. Inşallah çocukları onlara benzemez.
hem kendilerini hem de çocuklarını komedi duruma da düşebilirler. geçen bayram ziyaretimize gelen yan komşu çocuklarının üstün zekalı olduğunu, 3-4 yaşlarında daha okuma yazma bilmeden plakaları okuduğunu (herhalde doğuştan geliyor harf bilgileri çocukların), çocuklarını üstün zekalılar okuluna göndermediği için pişman olduğunu söylemişti. bu arada çocukları sıradan anadolu üniversitelerinde biri diş hekimliği, biri de öğretmenlik mezunu. (peder de bu sözlere karşılık o da çok küçükken tüm arabaların modellerini ve üretildiği yılları bildiğini söylemişti.*) valla üstün zekalı çocuklar gelecekte torpilsiz olarak üst düzey yerlere çıkabilen çocuklardır. (bilime veya sanatta) örneğin bir sınıf arkadaşım vardı; onun bizim okulun birincisi kardeşi odtü'den mezun olduktan sonra abd'ye bursla gitti ve doktoradan sonra şu an harvard üniversitesi'nde genetik bölümü üzerine öğretim üyeliği yapıyor. onun ebeveyni çocuğunun üstün zekalı olduğunu iddia ederse tabii ki kabul ederim ama böyle bir kişinin ailesi de zaten buna gerek duymaz. (harvard'da burslu okuyor lafı yeter zaten) [haa bir de bilal erdoğan gibi torpilli (bunu da tayyip direkt obama'dan istemişti) bir harvard mezunu değilse]
Gerizekalı çocuklarına hiperaktif diyenlerle aynidir .
veli toplantılarında falan sürekli " benim oğlum veya benim kızım çok zeki" diye öğretmenin lafını keserler.
Zeki ama çalışmıyor örtmenim. O yüzden kızımın/oğlumun notları düşük.
(bkz: ana baba beyanı)
son dönemde genellikle "yahu bizim çocuk çok zeki, tablette oyun açabiliyor" diyerek ortada dolaşan ebeveynlerdir.

tabletten oyun açıyormuş.

ulan benim 1 yaşındaki muhabbet kuşum bile tablette oyun açıyor.

böyle bir zeka göstergesi olabilir mi?
çocuğunu zeki zanneden ebeveyndir. birisi de benimdir.

--spoiler--
subjektif anılar.
hatta o derece ki çocuk 3 yaşında sayı saymasını, 4 yaşında okuma yazmasını öğrenince kendisini kıskanan arkadaşlarından dayak yemesin diye çocuğa matematiği de, okuma yazmasını da zorla unutturduk. okula başladığında da sınıfın ortalarındaydı. böylece çok da zeki olmadığına ikna olduk. sonra ne mi oldu? ikinci sınıfta, onuncu, üçüncü sınıfta sınıf birincisi oldu. ha bu aralar okul birincisi. bu da böyle bir anımdır.
--spoiler--