çocukken yapılan şerefsizlikler

Köyde almancı kuzenimle otları yaktım. Yangın çıktı milletin tarlası tüm yandı. Baya zor söndürdüler. Suçlu tamamen bendim ama babamlara otları kuzen yaktı dedim. Benden bi yaş küçüktü herhalde idrak edemedi çocuk kabullendi. Tüm suç benimken suçu en azından paylaştırdım. Adamların tarlayı yakmamsa ayrı bi şerefsizlikti tabi. Pişman değilim.

Sokakta atmayıp evin kanepelerinin altına çöp atmak.

daha küçüktüm o zamanlar. bizim evin önünde boş bir alan vardı. adamın biride eskimiş koltuklarını atmış oraya neyse. camdan baktım bütün sokaktaki çocuklar koltuğun yanında bir şeyler yapıyorlar. indim hemen aşağı baktım mallar ellerinde kibrit koltuğu yakıyorlar sonra üfleyerek söndürüyorlar. bende o zamanlar aşırı zeki olduğumdan aldım bir kibrit başladım yakmaya. aradan biraz zaman geçti bizim kibritler bitti biz tam olay yerinden ayrılcaz başladı koltuk tümüyle alev almaya. içten içe yanıyormuş meğer. neyse ben aralarında en küçükleriydim hemem kaçtım eve olayları camdan gizlice izliyorum. itfaiye geldi söndürdü o çocuklarda bi güzel sopa yedi ben yine ucuz yırttım.

(bkz: 90 ların sonunda çocuk olmak)

Cam şişenin içine 4 5 tane torpil koyup komşu teyzenin balkonuna atmıştık. Kadının balkon tarafında bulunan 2 penceresi de kırılmıştı. Kadın da kocasından kalan aylıkla geçiniyormuş bizimkiler ödemişti tabi.

küçükken yaz tatilinde ananemlere gitmiştik. 7 yaşında falandım muhtemelen.
Evde küçük plastik bir top bulmuştum, yumruk kadar bir şey. duvardan duvara atıp oynuyordum.
Tabi bir zaman sonra teyzemler rahatsız oldu haliyle.
Yapma evladım, etme evladım derken aldılar en sonunda topu elimden.
Bende yalvar yakar uslu duracağıma dair söz verip geri almıştım.
sonrasında rahat durdum mu peki? tabi ki hayır.
Tekrar duvarlara atmaya başlayınca, Teyzem söz vermiştin gibilerinden bir şeyler söylemişti.
Bende erol taş filminde gördüğüm bir replikle cevap vermiştim kendisine:
"Ben bugüne kadar verdiğim sözleri tutsaydım bugünlerime gelemezdim"
birde okkalı kahkaha patlatmıştım ardından.
dumur olmuştu kadıncağız, ne diyeceğini bilememişti.
aldı topu sonra. göt oldum.*

Yerde beş lira bulmustuk arkadaslarla gittik lahmacun ayran aldik yedik.

Hala içime oturur.

Hakkini helal etmistir dusuren her kimse inşallah.

Şerefsiz değil de yaramazlık diyelim.
Gıcık kaptığım, oyun oynamamıza izin vermeyen 1. kat komşumuzun penceresine koskoca bir elma Fırlatmıştım.

deliyürek'i izleyerek komşu kızını boncuklu tabancayla alnın çatından vurmak

kedi şerefsizi hayatım boyunca en çok sevdiğim hayvandı. Bir gün olmayacak bir vakitte "miyav" masınmı! hiç böyle ürkmemiştim ve o saatte e n nefret ettiğim hayvandı ve en çok beddua ettiğim hayvan dı...

Saklambaç oynarken ebe olduğumda ezan okumuştu ve eve gitmem gerekti. Gözlerimi kapatıp 20 ye kadar saydım. herkes saklandıktan sonra eve doğru depar atarak kaçtım.

saklambaç oynarken ebe olan bir şerefsiz vardı.neyse bu yumdu biz de saklandık.bir baktım koşusuna soktuğum eve doğru depar atıyor.
önce sağa sonra sola bakıp girdi evinden içeri.ben de bisikletinin selesine kuş boku sürdüm.
sonra ki gün beyaz pantalonla dikkatsizce binmiş beynini miktiğim.
güzel zamanlardı.

Arkadaşlarımla ne zaman merdiven çıksak arkalarından sinsice yaklaşır ve parmak atardım onlara.

bakıcımız gülsüm abla vardı. bizden biri gibi. sürekli bizde kalır, ancak 2-3 haftada bir kere kendi evine giderdi. işte öyle biri.

bir akşam ev halkı yatmış. gülsüm abla da yere uzanmış tv izliyor, uzun saçlarını halıya atmış vaziyette. ben ise büyük tekerli,çekmeli arabamla oyun oynuyorum halıda. o anda arabayı geri geri çekerek kurup gülsüm ablanın saçlarına doğru bırakmamla tekerlerin gülsüm ablanın saçına dolanması bir oldu. neyse yaptık bir eşeklik çıkaralım arabayı dedik. tekerler düğüm olmuş bildiğin, çıkmıyor. baktık böyle olmayacak. gittim babamı uyandırdım, elinde bir makasla çıkageldi adamcağız. saçın yapışan kısımlarını kesti. bu arada gülsüm ablanın saçlar da pert olmuştu tabi. ertesi gün doğruca kuaföre gitti. eve geldiğinde uzun saçlar gitmiş, kısa küt saçlı yeni imajıyla gülsüm abla karşımızda duruyordu.

suç unsuru arabam da kaybolana dek, tekerlere dolanan o saçlarla birlikte oyuncak araba konvoyumu süsledi.

Koltuklara bilincli isemek.

Hemen hemen herşeydir. Çünkü Çocuk olmak zaten başlı başına bir şerefsizliktir. insan niye çocuk olur hiç anlamıyorum şahsen.

kuzenimin en sık giydiği ayakkabısını arkadaşımla komşunun evinin altındaki lağıma atmıştık.

sonra kuzen çok kızınca salak gibi bokun arasına girip aldık o ayakkabıyı orası ayrı.

karşıdan gelen arabanın üstüne kum dolu kola şişesi fırlatmak bunlardan biridir. size sahip sesleniyorum çocuklara sahip çıkalım.

köktüğüm tasoları annesi yada abisiyle gelip geri isteyen çocuk ve benim kapış diye diğer çocuklara ve büyüklere atmam.
ne güzel günlerdi.

babamın amcasının oğlunun oğlunun sünnet düğününden önceki gece babasından değerli olan digimonlu max tasosunu çalmıştım.

pişmanım sözlük.

o zamanlar bi su tabancam vardı . antalyadan da arkadaşım gelmişti. aldık su tabancasını indik aşağıya sağa sola sıktık felan ve su bitti. eve kim gidecek . ne yapsak ne yapsak derken işemek aklımıza geldi. aldık birer birer işedik içine. sonra ayar olduğumuz çingen bi kız vardı sitede gittik onu ıslatmaya başladık. tam ağzını içine nişan alıyordum öyle öyle suyu bitirdim bide üstüne hayvan gibi kahkaha attık .

yine bir gün diğer arkadaşımla bu sefer sitenin çocuk parkında oturuoz arkadan yine bu çingen geldi. bende öyle konuşma arasında oturuduğum yerden elimle tek hamlede bunun şortu bi indirdim. insan içine don giymezmi lan ? belkide onuda almıştım elime ama o an kızın kapkara bacakları arasında kıpkırmızı birşey vardı . işte o an bitmiştik arkadaşla ve sonra yine hunharca gülmüştük.

Köyde yapılan şerefsizlikler çok daha fazladır. Komşunun civcivlerini çalmak, evinin kapısını gece yarısı taşla kırmak, bahçesine cam şişe atıp kaçmak, açık pencerelerden içeriye torpil ve kız kaçıran atmak, tüftüfle cam kırmak, eriklere dalmak, köy okulunun camlarını kırıp toplarını aşırmak, okulun potalarını kırmak, tren yoluna taş ve çıtı pıtı koymak, köyün delisine sidik içirmek, yine köyün delisine porno izletip adamların üstüne salmak ve aklıma gelmeyen bir çok olay. evet, küçükken baya şerefsizmişim. Pişmanım sözlük.

Hic yapamadigimdir. Mahallede beni kıskanan kara bi kiz vardi beyazim diye uyuz oluyordu bana. Mahallede iki tanede oğlan vardi onlarla plan kurup ya vurarak morartiyolardi ya da dalga geciyolardi saçma sapan dalga gecilmiycek şeylerle. Zaten birkaç sene dut yemiş bülbül gibi oldum.

arkadaşların yüzüne mürekkep püskürtüp kaçmak.

genellikle bilinçsizce veya biliçli fakat şeytanice yapılan şerefsizliklerdir. misal bundan yıllaar önce baba ve ablayla tatile gidilir. yüzmeyi gerizekalı gibi 13 yaşına kadar öğrenemeyen ben o sıralar yelekle yüzmektedir. hafta sonu olması sebebiyle deniz kirlidir, kıyı taraflar yosundan geçilmemektedir. abla şakasına kıyıda kendi halinde dolanan bana ibnelik olsun diye bir avuç yosunu yeleğin içine tıkıştırır. yosundan iğrenen ben ise hırçınlıkla ablamın bikinisinden tutup aşağı çekerim.
not: kıyıdaydık....

aslında bi intikam içindi arkadaşın sırasına toplu iğneler yerleştirmiştim oda oturur oturmaz zıplayıp küfürler eşliğinde sınıftan çıkmıştı.