bugün

Geniş bir hayal dünyasına sahip çocukların isteğidir. Ben uçan toka isterdim böylece saçıma takıp uçabilecektim. ilginç ötesi bir durumdur.
erkek olmama rağmen oyuncak bebek istemişim.
(bkz: polis olmak)

en basitinden gireyim dedim.
astronot olmak. büyüyünce 2 yıllık olsa da olur beaa yaz gitsin ' e dönüşen istek.
(bkz: megafon) çocukken çok istemiştim. hatta babama karşı; babamın amirleri tarafından meşhur bir siyasi parti el hareketini yapınca (ki o yıllarda modaydı) 1 hafta eve getirip oynamama bile izin verilmişti *
ayağımı tut uyuyacağım- 3 yaş çocukuğu *
apartmanın altında ki galeride bulunan fıstık yeşili eski model mercedes.
odamın ortasına büyük bi bilardo masası istemiştim.. bacağım kadarını almışlardı..
babamın içip içip eve gelmemesini çok isterdim.
otobüste dolmuşta annemin kucağındayken önümde oturan kızların saçlarını okşamak öpmek, yanağımdan öpen kızları dudağından öpmek, memelerini ellemek. (3-5 yaş)

pilot olmak, mitte istihbarat ajanı olmak, cumhurbaşkanı olmak , kendimden 3 yaş büyük komşu çocuğu murat'ı dövmek, kanatsız uçabilmek. (5-7 yaş)

not: 3-5 yaş arası bütün istediklerim oldu, 5-7 yaş arası sadece murat'ı dövebildim.
ışıklı ayakkabı.
kız çocuklarının her şeylerinin pembe olmasını istemeleri. takıntı halini alır. nedense erkeklere mavi renk yapıştırılsa da bu takıntı yoktur.
(bkz: Bir pokemona sahip olmak)
anneden bebek kardeş.
o zamanlar apartmanımızda asansör olmadığı için ve de 8.katta oturduğumuz için yürüyerek çıkmak zorunda kalıyormuşuz. ben de minimini bir şey olduğum için beni birinin taşıması gerekiyormuş. e annem de zayıfçacık bir bayan olduğundan babam üstleniyormuş bu görevi. ben ise '' haaayıırr ben annemi daha çok seviyorum o taşısın beniii '' gibi garip bir istekte bulunuyormuşum.
sabahlamak. can atardım resmen. şimdi de uyumaya çalışıp uyuyamıyoruz.
o kırmızı, boğazlı basketbol ayakkabısı.
garip değil ama kız işi olmadığı aşikar, belki de büyükler için imal edilmiş olan ayakkabıydı..
şimdi bile onlar ayağıma büyük gelir muhtemelen ama..istiyordum napiym, ayakkabıcının önünden her geçişimizde ağzım açık.. kalakalıyordum.. annem almadı tabi onu .. yaşıma uygun olmadığını savunarak geçiştirdi.. öyle.. hüzünlendim bak yine..
ölmek.
evet ölmek, merak ederdim çünkü ölmek nasıl bir şey. merakım gidince de geri döneceğimi sanırdım.
yaka mikrofonu.hep al(dır)mak istemişimdir ama gülerler,kızarlar diye kimseye bahsetmezdim. yalnızca kardeşimle sohbet ederken 3 dileğimden birisinin mikrofon olduğunu on asöylerdim o kadar. çok da parlak biri değilmişim yahu.
şampuan. annem beni küçükken markete sokamazmış; şampuan isteyip de alamazsam çıngar çıkarırım diye. annem şampuan almayınca kafamı kaldırım taşlarına vuruyormuşum. etkileri bugün bile sürüyor; bir insandan normal olduğum yönünde bir yorum duymadım. ve bugün bile kimya okumak istememin kökeninde de bu yatıyor galiba.
hep bir atım olsun istemiştim. ailedeki herkes de bilirdi at sevgimi ve bana peluş at hediye ederlerdi. hatta ben bi keresinde odamın duvarına kocaman bir at resmi çizmiştim ismi de "rüzgar" idi. *
Okla yay istemistim Kim bilir Hangi filmde görüpde özendim.