bugün

Ufolar.
diş perisinin gece gelip yastığımızın altından dişimizi alıp yerine para koyma durumu. bütün dişlerimizi çektiğimi bilirim para gelsin diye.
dua edip evdeki herkese amin dedirtince istedigim herseyin olucagina inaniyodum. ama tabi o isler hic oyle olmuyomus.
Çocukken televizyon programlarına çıkan, örneğin tarih alanındaki doktor, doçent doktor, yar.doç.dr, profesör doktor gibi konuşmacılar çıkınca çok takdir ederdim. adam hem doktor olmuş hem de tarih, coğrafya veya edebiyat alanında da bilgisi var diye onları çok bilgili görürdüm.
kredi kartıyla alışverişi, bedava sanmaktır. mutluydum o zamanlar. hani ''bilmemek mutluluktur'', demişler ya şimdi ekstreler kol gibi.
Ay'ın bizimle birlikte ilerlediği saçmalığı.
ninjaların çayı şekersiz içtiğine inanırdım hep.
meğerse dişlerim çürümesin diye annemin uydurmasıymış.
sağol annecim sayende inci gibi dişlerim var.
din..........
(bkz: Gulyabani)
ohoo say say bitmez ;
-sabah gazetesinin sabah, akşam gazetesinin akşam çıktığını sanmak.
-mesut yılmazla tansu çilleri karı koca sanmak
-şirinler köyü gerçekten var sanmak.
-gece aynaya bakarsan cinler gelir sanmak
-herkes uyuyunca televizyondaki insanlarında uyuduğunu sanmak vs vs...
babamın da dedemin yaşına geldiğinde öleceğini sanmak.
ağzımdan çıkan butun sacma kelimelerin ingilizce oldugunu sanirdim.

-abla, hutrounfu ne demek

+ b.k!
mahallede yalnız yaşayan yaşlı kadınlardan korkmak...

ciddi ciddi tırstım yine.
Böyle şehir değiştirince bir anda her şey değişecekmiş gibi sanıyordum. Ne bileyim mesela yol boyunca dağ var diyelim, diğer şehre geçince bir anda o dağ cetvelle çizilmiş gibi ortadan kesiliyor yerine renkli renkli şelaler akıyor gibi şeylerdi. Ama gel gör ki değişen.sadece şehrin adı imiş. Zamanında Bayağı üzülmüştüm düşündüğüm gibi olmadığına. Çocukluk işte.
minareleri allah zannetmek. Ve uzun süre beni kekledikleri doğrudur.
eskiden teyzemler ikamet ettiğimiz aynı apartmanın doğuya bakan kısmında oturuyorlardı. biz kısaca arka taraf diyorduk.

neyse ben çocuk aklımla bir yerlerden dünyanın yarısının gündüzü yaşarken diğer yarısının da geceyi yaşadığını işittim.

biz ön tarafta teyzemler arka tarafta oturuyor ya...

birkaç sene hep düşündüm kendi kendime: "bizim pencereden güneş gelirken teyzemlerin evi neden karanlık olmuyor da aydınlık kalıyor?"

gerçeği 2-3 yıl sonra idrak edecektim..
her çocuk aklı ermeğe başladiğinda sorar ya, 'anne, baba ben nasıl oldum?' diye. bana da 'seni dereden tuttuk yavrum' demişlerdi. ben de o dereden böyle çocuklar akıyor, insanlar da gidip ordan tutup tutup getiriyorlar sanıyordum.
Çocuk orucunda günde 3 kez su içme vardır . ulan bi de kendimize ayar çekerdik şu saatlerde içelim diye .
Çocukken kuzenim vampir hikayeleri ile beni korkuturdu. Geceleri vampirler gelip beni de vampir yapacak diye korkardım. Hatta bi kez bacağımda ki çürüğü vampir ısırığı zannedip bütün gece vampir olmayı korkuyla beklemiştim.
kaldırım mühendisliğini gerçek bir meslek sanıyordum, kaldırımların yapılmasını sağlayan kişiler olduklarını düşünüyordum.
reha muhtar'ı muhtar sanıyordum.
kaldırım mühendisliğinin gerçek bir meslek olduğunu sanıyordum. Hala öyle sanıyordum? öyle değil mi lan.
Yatarken yorganı açardım hayaletler bana zarar verecek sanırdım sonra hemen kapatırdım yorganı vücuduma sarar öyle uyurdum.
görsel

Şu resimde görülen yere düşüp dizini kanattığında canının acısına ağlamayan domuşuk çocuk, annesinin "aaaa deve çıkıcak dizinden, deve." sözü üzerine korkudan 3 saate yakın ağlamıştır.

Oğlum bir insan nasıl dizinden deve çıkacağına inanabilir ya?

Gerçi asıl soru, bir insan bir çocuğa dizin kanıyor demek yerine niye deve çıkacak der, olmalıydı.

Ah annem benim ya…
aileyi çok büyük ve yıkılmaz sanıyordum.