bugün
- fenerbahçe nasıl kurtulur9
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri19
- okan buruk18
- fenerbahçe taraftarı21
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- jose mourinho16
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı12
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı119
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı12
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- bimde çalışanda akıl var mı16
- sudekiray13
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- mert hakan yandaş9
- aranızda medyum olan var mı13
- sari renkli seker9
- narin güran18
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- eve çağıran erko22
- anın görüntüsü26
- b'u r c u24
- neden sürekli kabız oluyorum17
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- metin arolat31
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm12
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
- çekrekliğe bi vursak yüzde 75i boşa gider10
Bugünlerde karşılaştığımız bilimsel gerçek ve buluşlar dışında bir tanesi var bütün gerçeği ve bilgeliği içinde bulunduruyor.
Bazılarımızın reddettiği, bazılarımızın bilmediği, bazılarımızın da bilmek istemediği bir bilimsel gerçek: zihnimizdeki holografik evren!
Evet. Her dakika ve her saniye biz bizim hayal gücümüzün içinde yaşıyoruz ve hayal gücümüz yalnız.
Biz elektromanyetik dalgaları olan bir denizle çevriliyiz.
Bu dalgalar bizim beynimize beş duyumuz yardımıyla iletiliyor ve bunlar beynimizce var olan bilgi platformlarına göre değerlendiriliyor ve bunun sonucunda bazı hologramlar yaratıyor aynı üzerinde yaşadığımız 3 boyutlu dünya gibi.
Bizim kim olduğumuza aldırmadan dışarı dünyada yer almasak da hayal dünyamızda yer alıyoruz...
Bu gerçeği özümsemek ne kadar zor olsa da bir kere bu derin anlamı üzerinde düşünüp taşınırsak bu olayın varlığını gerçekten fark edebiliriz.
Hissettiğimiz ve yargıladığımız her şey aslında bir şey değil ama bu onların varlığının algılanışıdır.
Aslında algıladığımız şeyler ,duygularımızla sınırlı alandır ve bu alan beynimizdeki çekirdeğin şekillendirdiği bilgi tabanına dayalıdır.Hissettiğimiz bütün değişik duygular bilgi tabanımızda şartlandırdığımız ve yargılandırdığımız şeylere bağlı.
Beynimiz çeşitli karışık dalga dönüşümleri gibidir.Sinyalleri alırlar, vücudumuzun beş duyu organı vasıtasıyla kabul ederler,dışarıdaki nesneleri, ruhları ve varlıkları değerlendirerek veri tabanına ve önkoşullara uygun olarak öznel bir karar verir ve onu hayal eder.
Bu hareket televizyona çok benzer bir şekilde meydana gelir. Televizyon da dalgaları alır,bunları ekranındaki fotoğraf ve renkli resimlere dönüştürür.
Aynı şekilde telefon da dalgaları sese dönüştürür.
Aslında görmek,hissetmek,duymak ve tatmak olarak tanımladığımız şeyler çeşitli frekanstaki dalgaların beynimizde hologramlara dönüşmesinden başka bir şey değil. Yani biz aslında kendi dünyamızda yaşıyoruz.
Görmek olarak algıladığımız şey aslında anlık dalga patlamalarından başka bir şey değil ki bu dalgalar zihnimizce karşılaşılır ve buna bağlı olarak resimlere dönüşür ve zihnimizdeki bilgi tabanına eklenir ve de zaman geçtikçe bu albümleri gözden geçiririz. Zihin aslında dışarıdan gelen dalgaları hatırlamak ve bu ani dalgaları dönüştürmek için bir çeşit ön bellek hafızası yaratır.
Aynı bilgisayarın daha önceden girdiği siteleri belleğinde tutarak hatırlaması gibi. Ayrıca beynimiz en çok yaygın olan bir insana ya da eşyaya ait olan anıyı ön plana getirir ve her dalga aldığında onu anımsar.Böylece biz o kişiyle yüz yüze geldiğimizde daha önce verdiğimiz kanıları hatırlarız zihnimizdeki holografik bilgi tabanından. Bu bir çeşit önceden şartlandırılmış bir özelliktir.
Bazen bize bu özellik bazı tuzaklar hazırlayabilir. Daha önceden tanıştığımız bir kişi ya da tanıdıkla karşılaştığımızda önceden koyduğumuz kanılar yüzeye çıkar ve bu kanıları bazen hatırlayamayabiliriz çünkü eskiden kalmışlardır ve de daha önceden tanıştığımız kişi hala aynı kişi olmayabilir.
Bununla birlikte bizler mutlaka önbellek bilgilerimizi temizleye özen göstermeliyiz ki yeni durum ve ani gelen dalgalara karşı yeniden değerlendirme yapabilelim.
Bizler karşımızdaki kişinin de kendi çok boyutlu dünyasında kendine ait önşartlandırma ve kanılarının olduğunu anlamalıyız.
Bu ani dalgalar kişinin psikolojik özelliklerine bağlı olarak zihnimizce bilgi tabanımızın limitlerine uygun olarak dönüştürülüyor ve de içinde yaşadığımız hayal dünyasını kurmamıza yardımcı oluyor.
Dünya'ya yalnız olarak geldiğimiz,yalnız yaşadığımız ve de yalnız gittiğimiz görüşü bizler tarafından kavranan egemen gerçektir.
Bazılarımızın evleri var ya da kaleyi andıran çok boyutlu holografik evrenleri; fakat bazılarımız da çöplerle dolu evlerde yaşıyorlar.
Bir insan evini isterse çöplerle doldurabilir tabi bu onun kendi değerlendirme sisteminin güzelliği ve değerliliğine göre değişebilir.
Aynı bir insanın evsiz ya da kaba tabirle beyinsiz olabileceği gibi.
Şimdi sıra yenilemede.
Beynimizin bizi yarattığı evreni inceledikten sonra bizim kuantum potansiyelimizi yeniden keşfetmeli ve de evrenimizi erdemle dekore etmeliyiz. Gerçekliğin aslında bizim zihnimizde olduğunu ve onu bizim yarattığımızı anlamamız gerekir.
Aynı Einstein'ın dediği gibi :
Gerçeklik sadece bir illüzyon fakat çok ısrarlı olanı
Kaynak : http://ezinearticles.com/...-Our-Minds&id=5870980
Bazılarımızın reddettiği, bazılarımızın bilmediği, bazılarımızın da bilmek istemediği bir bilimsel gerçek: zihnimizdeki holografik evren!
Evet. Her dakika ve her saniye biz bizim hayal gücümüzün içinde yaşıyoruz ve hayal gücümüz yalnız.
Biz elektromanyetik dalgaları olan bir denizle çevriliyiz.
Bu dalgalar bizim beynimize beş duyumuz yardımıyla iletiliyor ve bunlar beynimizce var olan bilgi platformlarına göre değerlendiriliyor ve bunun sonucunda bazı hologramlar yaratıyor aynı üzerinde yaşadığımız 3 boyutlu dünya gibi.
Bizim kim olduğumuza aldırmadan dışarı dünyada yer almasak da hayal dünyamızda yer alıyoruz...
Bu gerçeği özümsemek ne kadar zor olsa da bir kere bu derin anlamı üzerinde düşünüp taşınırsak bu olayın varlığını gerçekten fark edebiliriz.
Hissettiğimiz ve yargıladığımız her şey aslında bir şey değil ama bu onların varlığının algılanışıdır.
Aslında algıladığımız şeyler ,duygularımızla sınırlı alandır ve bu alan beynimizdeki çekirdeğin şekillendirdiği bilgi tabanına dayalıdır.Hissettiğimiz bütün değişik duygular bilgi tabanımızda şartlandırdığımız ve yargılandırdığımız şeylere bağlı.
Beynimiz çeşitli karışık dalga dönüşümleri gibidir.Sinyalleri alırlar, vücudumuzun beş duyu organı vasıtasıyla kabul ederler,dışarıdaki nesneleri, ruhları ve varlıkları değerlendirerek veri tabanına ve önkoşullara uygun olarak öznel bir karar verir ve onu hayal eder.
Bu hareket televizyona çok benzer bir şekilde meydana gelir. Televizyon da dalgaları alır,bunları ekranındaki fotoğraf ve renkli resimlere dönüştürür.
Aynı şekilde telefon da dalgaları sese dönüştürür.
Aslında görmek,hissetmek,duymak ve tatmak olarak tanımladığımız şeyler çeşitli frekanstaki dalgaların beynimizde hologramlara dönüşmesinden başka bir şey değil. Yani biz aslında kendi dünyamızda yaşıyoruz.
Görmek olarak algıladığımız şey aslında anlık dalga patlamalarından başka bir şey değil ki bu dalgalar zihnimizce karşılaşılır ve buna bağlı olarak resimlere dönüşür ve zihnimizdeki bilgi tabanına eklenir ve de zaman geçtikçe bu albümleri gözden geçiririz. Zihin aslında dışarıdan gelen dalgaları hatırlamak ve bu ani dalgaları dönüştürmek için bir çeşit ön bellek hafızası yaratır.
Aynı bilgisayarın daha önceden girdiği siteleri belleğinde tutarak hatırlaması gibi. Ayrıca beynimiz en çok yaygın olan bir insana ya da eşyaya ait olan anıyı ön plana getirir ve her dalga aldığında onu anımsar.Böylece biz o kişiyle yüz yüze geldiğimizde daha önce verdiğimiz kanıları hatırlarız zihnimizdeki holografik bilgi tabanından. Bu bir çeşit önceden şartlandırılmış bir özelliktir.
Bazen bize bu özellik bazı tuzaklar hazırlayabilir. Daha önceden tanıştığımız bir kişi ya da tanıdıkla karşılaştığımızda önceden koyduğumuz kanılar yüzeye çıkar ve bu kanıları bazen hatırlayamayabiliriz çünkü eskiden kalmışlardır ve de daha önceden tanıştığımız kişi hala aynı kişi olmayabilir.
Bununla birlikte bizler mutlaka önbellek bilgilerimizi temizleye özen göstermeliyiz ki yeni durum ve ani gelen dalgalara karşı yeniden değerlendirme yapabilelim.
Bizler karşımızdaki kişinin de kendi çok boyutlu dünyasında kendine ait önşartlandırma ve kanılarının olduğunu anlamalıyız.
Bu ani dalgalar kişinin psikolojik özelliklerine bağlı olarak zihnimizce bilgi tabanımızın limitlerine uygun olarak dönüştürülüyor ve de içinde yaşadığımız hayal dünyasını kurmamıza yardımcı oluyor.
Dünya'ya yalnız olarak geldiğimiz,yalnız yaşadığımız ve de yalnız gittiğimiz görüşü bizler tarafından kavranan egemen gerçektir.
Bazılarımızın evleri var ya da kaleyi andıran çok boyutlu holografik evrenleri; fakat bazılarımız da çöplerle dolu evlerde yaşıyorlar.
Bir insan evini isterse çöplerle doldurabilir tabi bu onun kendi değerlendirme sisteminin güzelliği ve değerliliğine göre değişebilir.
Aynı bir insanın evsiz ya da kaba tabirle beyinsiz olabileceği gibi.
Şimdi sıra yenilemede.
Beynimizin bizi yarattığı evreni inceledikten sonra bizim kuantum potansiyelimizi yeniden keşfetmeli ve de evrenimizi erdemle dekore etmeliyiz. Gerçekliğin aslında bizim zihnimizde olduğunu ve onu bizim yarattığımızı anlamamız gerekir.
Aynı Einstein'ın dediği gibi :
Gerçeklik sadece bir illüzyon fakat çok ısrarlı olanı
Kaynak : http://ezinearticles.com/...-Our-Minds&id=5870980
sadece şunu sormak istiyorum sayın hakim "bütün insanlar bir anda yok olsa evren de mi yok olur?" evet yok olur diyen idealist arkadaşlara buradan acil şifalar dilerim.
Bundan binlerce yıl önce bile söylenen bir bilgidir kendileri. Tabi o zamanlarda fazla ciddiye alındığını söyleyemem. Çünkü bu bilgi ilk olarak, insanların yaşadığı mistik deneyimlerin (trip) bir sonucu olarak açığa çıktı. Fakat bizim beynimizdeki 3 boyutlu gerçeklik algısına çok ters vaziyetteydiler. bu yüzden dile dökülmesi için sembolik anlatımlar gerekiyordu. Bunun sonucunda semboller kullanılarak insanlara aktarıldı. örneğin isa göklerin krallığı derken, yukarda bir yer anlatmıyordu. kendi bilincinde gördüğü, algıladığı bir üst boyutun tasvirini anlatıyordu. Bunun dışında miraç diye geçen hadisede aynı şekilde boyutsal bir farkındalıktan bahsediyor. yani materyalist anlatımlar gibi gelsede, genel tema insanın bilincinde yaşadığı deneyim. Yanı her şey insanın içinde, dışsal materyalist anlam yok. Ancak tabiki bu bilgiler neredeyse hep yanlış yorumlandı. bunun nedeni temel mesajın yerine tam oturmamaş olması denebilir. Peki temel mesaj nedir derseniz o da şu ; "bu evren bir ilüzyon". yıllardır gelen mesaj hep buydu. neredeyse tüm dinler ve mistik ögretiler bu bilginin açıga çıkması üzerine kuruludur.
Günümüze dönüp devam edersek, bu bilgi şu an daha anlaşılır, yani taşlar rayına oturdu. bilimsel gelişmeler ve teoriler evrenin holografik bir gerçeklik içerdiğini kanıtlar nitelikte. Tabi ben şimdi uzun uzun onu yazmayacağım. sadece bir kaç entry altta, daha öncede bu konuda yazdım. Evrenin bir ilüzyon olduğunun, her şeyin bir bütünlük içerip ayrı olmadığı bilgisi, bu dünyada, üstüne düşünülürse, tam olarak rüya kavramıyla örtüşmekte. Bir çok önemli soruya cevap olurlar kendileri. Ben 4 dk lık bir videoda konuşup anlatmaya çalıştım bunu. göz atabilirsiniz.
https://youtu.be/D8JDb_Uvy0s
yeni ve ilgi çekici konularla ilgili konuştuğum videolar yükleyeceğim, ayrıca kanalı takip ederseniz destek olmuş olursunuz. Yararlı olabilir. iyi eğlenceler.
Günümüze dönüp devam edersek, bu bilgi şu an daha anlaşılır, yani taşlar rayına oturdu. bilimsel gelişmeler ve teoriler evrenin holografik bir gerçeklik içerdiğini kanıtlar nitelikte. Tabi ben şimdi uzun uzun onu yazmayacağım. sadece bir kaç entry altta, daha öncede bu konuda yazdım. Evrenin bir ilüzyon olduğunun, her şeyin bir bütünlük içerip ayrı olmadığı bilgisi, bu dünyada, üstüne düşünülürse, tam olarak rüya kavramıyla örtüşmekte. Bir çok önemli soruya cevap olurlar kendileri. Ben 4 dk lık bir videoda konuşup anlatmaya çalıştım bunu. göz atabilirsiniz.
https://youtu.be/D8JDb_Uvy0s
yeni ve ilgi çekici konularla ilgili konuştuğum videolar yükleyeceğim, ayrıca kanalı takip ederseniz destek olmuş olursunuz. Yararlı olabilir. iyi eğlenceler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar