bugün

birçok yazarı uçuracağını belirtmiş kişidir. eğer yedinci nesil yazar alımı da altıncı nesil yazar alımı gibi olacaksa, boş yere uçurmakla uğraşmasın hiç.

(bkz: zall kanatlandırır)
"uludağ sözlük'te başka yönetici yok mu allah aşkına" dememe sebebiyet veren. anladım seviyorsunuz okey ama bu kadar da olmaz ki canım zall aşağı zall yukarı. bilemiyorum yani. bu adamla ne derdiniz var çözemedim.
Tarihin insanlığa öğrettiği bir öğretidir; öfkeyle kalkan zararla oturur öğretisi, ve insanların her an pratikte bunun canlı tanığı oluyor. Ve sanırım son açıklamalardan sonra da "zall" bunun en canlı tanığı olacak gibi.

Zall'ımızın olaylara yaklaşım tarzı heyecanlı bir insanın o anlık hissiyatından gelen bir tavır gibi gözükmektedir. Aylardır sözlüğü okuyorum eski nesil yazarlar sürekli bir şiyaket içerisindeler keza yeni nesil yazarlarda şiyaket içerisindeler hakaretler, sövgüler, ithamlar sürekli olarak artarak devam ediyor! Fakat bunu açıklamalar bölümünde "yazarları siliyoruz..." şeklinde yaklaşımla düzeletemezsiniz!

Bunu sistematik bir şekilde teşhir ederek yapacaksınız ki bir anlamı olsun! Yazar alımlarını kapatmanız güzel hoş sevindiricide ancak bundan sonra ki yazar alımlarında ki kıriterlerinizide açıklarsanız daha hoş olacaktır bence! Yoksa silin bugün bunca saçmalıklar içerisinde dolaşan yazarları! peki yarın yine aynı mantıkla alımları başlatınca ne olacak? diye sormak isterim.

Bir anlık gazla üç beş cümleyi yan yana getirip tehdit vari söylemlerle sözlüğün seviyesini arttıramazsınız! Belli bir sistematik çevçevede arttırmalısınız bunu arttırırken önce moderatörlerinizin belli bir sevisi olması ve kendilerine yapılan eleştirileri cevap verme yeteneği olabilmeli! yoksa bu eleştirilere karşı siz kalkıp "hakaret edenleri siliyoruz..." derseniz olmayacaktır.. peki ya şunu düşündünüz mü acaba? biri kalkıp birine "hakaret etti" o hakaret edene diğeride hakaret etti "gammaz"lar da ikisini de gammazladı ikisinide mi sileceksiniz!

Öfkeyle kalkan zararla oturur gerçeğini tekrar bizlere hatırlatmayın Zall... sistematik ve sakin çalışın kendiniz sakin kafa ile diğer yazarlarıda hatta belirlediğiniz uzun süreli yazan ve gözünüze iyi gelen yazarlarla oturun beyin fırtınası yapın uzun bir açıklama ile açıklayın...

Yoksa hepsini silebilirsiniz... Belki benimde hakaret ettiğim birileri vardır ama bu sorunun nereden geldiğine bakmazsızın silmek hitleri hatırlatıyor bana sırf israilli olduğu için birilerini öldürmek gibi..
gelişmeler bölümünde yaptığı duyuru ile sol framede uçmakla ilgili başlıkların çoğalmasına neden olmuştur.
gammazlığın ne demek olduğunu birilerinin ona anlatması gereken şahıs.

şaka yapıyor herhalde, sabah tersinden kalkıp bugün ne saçmalasam diye düşünmüş ve incilerini dökmüştür.
duyuru bölümünde bir duyuruda bulunurken bunu yazarlarla sevişerek sakince yapsa daha iyi olur kanımca. bu benim naçizane fikrim.*
gelişmeleri her açtığımda yazdıklarını her okuduğumda ödüm kopuyor kendisi patronumuzdur.
daha önce fark eden oldu mu ama moderatörüydü çaylağıydı uğraşırken zamanda yolculuk yapmış karambolde..

http://www.uludagsozluk.c...e&nw=detay&i=3520

gerçekten artık korkuyorum.. beni silmek bir kenara dursun, geçmişe gidip beni hiç yazar yapmayabilir.. şunu unutmasın ama, büyük güçler büyük sorumluluklar getirir.. bu paranormal özelliğini insanlık yararına kullansın rica ediyorum..

neyse nobel ödülüne adaydır kendisi.. cern'den çağırmışlar, ''daha yedinci nesil alıcaz lan burayı bırakamam..' demiş gitmemiş.. anlamamış cern'dekiler..
takıma ikinci sınıf yabancıları doldurup devre arasında operasyon yaparak taraftarı susturan kulüp başkanlığına soyunmuş sayın adminimiz. bak ama 'sayın' dedim, ordan yırtmayı planlıyorum. * hazır çağrışmışken;

(bkz: sayin gulen diyeceksin hocaefendi diyeceksin ulan)
"moderatör arkadaşların desteği ile önceden belirlediğimiz kişileri siliyoruz." demiş ve akabinde klasik olarak şakşaklanmaya başlamıştır. zira şu yaptığı hareketle insanları yönlendirdiği nokta ne yazık ki "süpersin abi, sözlüğün kalitesi abi, sana yalakalık yapmak için 3 gün kuyrukta beklerim abi" şeklinde kendisini şakşaklatma noktasıdır.

ilginç bir şekilde moderatörlerle birlikte bir liste hazırlıyor, gizliden gizliye bu liste kabarıyor ve insanların herhangi bir yargılamaya tabi tutulmadan, bir şekilde uyarılmadan, çaylak dahi olmadan uçurulmasına karar veriliyor. bu karar verilirken kişiye kendini savunma, yaptığını arkasında durma, gerekçe gösterme ya da bir şey söyleme hakkı verme şöyle dursun, gestepolar gibi kafasına göre liste tutma ve yargısız infaz etme yolu belirleniyor...

sistemin kendi kendini vaftiz ettiği, bütün berbatlıkların nedenini kendinden, kendi gibi olanlardan, kendine kayıtsız şartsız biat edenlerden gayrisine yüklendiği ve geriye kalacak kendisi gibi olanlarla kendini meşrulaştırmaya karar kıldığı andayız. dolayısıyla destekçi bulma ve akabinde destekçilere de aba altından sopa gösterildiği kazan-kazan stratejisinin uygulanmasının arefesindeyiz.

mesaj açık: ya biz gibi olacaksınız, ya biteceksiniz... zira sözlükteki varlığınızı kendi karakterinize, yazdıklarınıza, duruşunuza, fikrinize, zikrinize değil; sadece ve sadece sizin haberiniz bile yokken bizim keyfimizce hazırladığımız bir listeye lûtfen sizi dahil etmememize borçlusunuz. biz karar veririz, biz uygularız, biz kendimizi haklı buluruz ve siz, sadece ve sadece alkışlarsınız.. s.ke s.ke alkışlarsınız ya da s.ktir olup gidersiniz. unuttuysanız hatırlatalım...

kendisi ve birlikte gizli kapaklı listeler hazırladığı moderasyonunu temize çekme endişesi içinde olmayan birisi için oldukça açık ve gitmesi gereken yere giden bir mesaj.

ne zall'ı ne şürekasını tanırım. açıkçası zall'ın ekşi'den klonlayarak vücuda getirdiği ve yönetimini kayıtsız, şartsız, pervasızca, kafasına göre takılan, kimselere cevap vermeye tenezzül etmeyen, kendini nimetten sayan bir gruba teslim ettiği uludağ sözlük'le ilgili düşüncelerim de, yönetilme şekli, moderasyon ve zall'ın yazarlara seslenirken kullandığı üslup, sözlüğün varlığını borçlu olduğu yazarlara davranış şekli gibi yönlerden müspet değil.

bir sözlük olarak da birçokları gibi uludağ sözlük'ün lüzumsuz, yüzeysel, beş para etmez yazılarla dolu bir çöplük olduğunu düşünüyorum. ama birçokları, zall ve şürekasından ayrıldığım nokta şu ki, ben zall ve şürekası gibi bunun suçlusunun yazarlar olduğunu düşünmüyor ve aynı sebepten dolayı şu son uygulamayı meşrulaştırmak için kullanılan "son günlerde artan hakaret içerikli entryler" bahanesinin bariz bir çarpıtma ve yön şaşırtma çabası olduğuna inanıyorum.

zira bu açık bir yalan, berbat bir bahane.. en hafif deyimiyle, bariz bir çarpıtma. zira zall'ın bahsettiği ve pek şikayetçi olduğu, "hakaret içerikli" diye ilendiği entrylerin son zamanlarda artmadığı, bilakis, her zaman ama her zaman var olduğu ve bunların moderasyona yakın olanlarıyla olmayanları olarak kendi içinde ikiye ayrıldığı herkesin malumu. bu yüzden "biz gizlice liste yaptık, işimize gelmeyenleri atacağız" demek yerine, "hakaret içerikli entryler arttı da ondan" diyerek suçu yine ve yeniden yazarlara atmanın ipe sapa gelir bir yanı yok.

yalan, dolana başvurup işin içinden çıkma zall! sözlük bu haldeyse, sözlükte adam gibi yazan yazar sayısı bir elin parmaklarını geçmiyorsa, uludağ sözlük muadillerinden en kötü, en dandik, en sıkıcı ve en yüzeysel entrylerin sahibi olmasıyla ayrılıyorsa, hayatında hiç sözlük okumamış bir insan uludağ sözlüğü okuduğunda tiksiniyorsa bunun sebebi yazarlar değil; tam olarak sen ve senin yönetimi keyiflerine bıraktığın moderasyon denilen kişilerdir.

bu, yazarların değil, senin eserin zall! zira sözlüğü bu hale getiren, adam gibi yazanları arada kaynatan, iyi yazarlığı sadece ve sadece o berbat, o adil olmaktan çok uzakta olan formatınıza uymaya bağlayan moderasyondur. yani sensin. zira bu formata karar verip inisayatifi formatın çerçevelediklerinden alıp doğrudan doğruya moderatöre bırakacak şekilde belirleyerek, adaletsizliğin, keyfiyetin, kankiciliğin, adamcılığın ve dolayısıyla bu keyfiyet ehlinin çevresindeki hizbin eline bırakan tam olarak sensin.

bu sözlüğü bu hale getiren senin ve yanındakilerin karar verdiği bu berbat sistemdir. bu, şu yaştaki insanları bile yağcılığa iten, yazarların onlar/bunlar/diğerleri diye ayrılmasına imkan veren formattır. neredeyse birebir aynı şekilde yazmış, aynı üslubu kullanmış, aynı mantıkla yazısını vücuda getirmiş iki kişiden birisi taltif edilirken diğerinin uçurlmasına, çaylak olmasına imkan verecek kadar moderasyonun keyfine bırakılmış format ve onun nimetlerini keyfince kullanan, adalet mevhumunun ırzına geçercesine yazarları ayıran, çifte standart uygalayan moderasyonundur. bu sözlüğün bu halde olmasının, adam gibi tek entry girmeye değer olmamasının, girilen adam gibi entrylerin para etmemesinin; sadece ve sadece moderasyon çevresinde hiziplenmenin geçer akçe olmasının ve en önemlisi bunun hiçbir şekilde sorgulanamamasının tek sebebi sensin zall!

bugüne kadar format hakkında tek adam akıllı entryi tartışmaya yanaşmamışsanız, moderasyon denilen grup bunca şikayete, aleyhlerinde bunca entrye cevap vermeye bile tenezzül etmeyecek kadar burnu büyüklük yapabiliyorsa, sildiği entryde entry sahibi hakkını savunur, haksızlığı yüzlerine vurur diye nickini dahi belirtmiyorsa ve her şeye ama her tepkiye cevaben bu berbat, bu içler acısı, bu, sadece ve sadece kendi canının istediği gibi şekil verdiği formatı bahane edebiliyorsa suçlu sensin zall!

şimdi hiç boşuna hakaret içerikli entrydi, kaliteli entrydi bahanesine sığınmayın! siz yaptınız bunu. insanlarda sizin koyduğunuz bu adaletten uzak kurallara ve bu üsluba göre konumlandılar, ona göre davrandılar. ne para ediyorsa ona yöneldiler, geçer akçe neyse onu harcadılar.

zor değil mi? bunca insanla uğraşmak çok zor, değil mi zall? öyleyse kolayı seçmeyecektiniz, öyleyse adil olmak için her şeyi yapacaktınız, öyleyse adil kurallar koyacaktınız, öyelyse keyfiyete mahal vermeyecek kadar ciddi olacaktınız, öyleyse her türlü şikayeti göğüsleyip haklıysanız hakknızı savunacak, değilseniz adam gibi hatanızı düzeltmeye koşacaktınız... ama siz kolayı seçtniz ve şimdi sonuçlarına katlanıyorsunuz.

bak ben sana daha şimdiden söyleyeyim ne olacağını... o "bahar temizliği" dediğiniz şey hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi değiştirmeyecek. 1 ay, bilemedin 2 ay sonra aynı halde olacaksınız. zira pislik bu tarafta değil zall, pislik, adaletsizlik, adam kayırmacılık, keyfiyet, görmezden gelme, yok sayma tam olarak bulunduğunuz yerde; paçalarınızdan akıyor.

eğer bir bahar temizliği yapacaksan oradan başlayacaksın. önce kendi kapının önünü süpürecek, ondan sonra yazarları suçlayacaksın, önce kendi yüz karanı görecek, ondan sonra başkalarının yüz karasını yüzüne vuracaksın.

kusura bakma, bu haldeyken bahar temizliğinden bahsedecek, pislikten şikayetçi olacak durumda değilsin. zira o denli batmışsın ki o pisliğe, gözünün önündekileri göremiyorsun. zira o denli güveniyorsun ki doğruyu yaptığına, pusulayı hepten şaşırmışsın. yazarları tehdit ederek işlerin düzeleceğini zannediyorsun. sözlükten birilerini uçurduğunda işler yoluna girecek zannediyorsun ama o denli şaşırmışsın ki, listeler hazırlamak için yardım aldığın kişilerin sözlüğün bu halinin asıl müsebbibleri olduğunun bile farkında değilsin. onlara sormaya devam ettikçe de bu pislikten, bu ahvalden kurtulamayacaksın, zira onlar hep yazarları suçlayacaklar ve sen hep yanlış tarafa bağıracaksın.

insanlarla uğraşmak zor, değil mi zall? arada bir aç gözlerini, belki değişir bir şeyler.. zor ama, değil mi?
aptalca yazan insanları da, yazım kurallarını siklemeyenleri de sözlüğe alarak kaliteyi düşüren patron.

zall, yapma etme gözünü seveyim!
gelismeler bolumune yazdiklariyla beni gulmekten is yerinde oturmus bulundugum donen baslikli sandalyemden dusurmustur. o kadar komik yani. yine de operim.
kaşgarlı mahmud'un izinden giden ve gelecekteki hayalinin divanı lugati't-türk gibi bir kitap yazmak olduğunu düşündüğüm ve bu ihtimalini gözönünde bulundurduğum ulu kişi.
uçurma operasyonunda kendisine başarılar diliyorum, kolay iş değil destek vermek lazım. ama beni uçurma. başarıların devamını dilerim, kolay gelsin abi.
temizlik duyurusu yapmış olan sahip.

şimdi hacı, sen bu sözlüğün hangi döneminde yazar alımlarını kapatıp, ne kadar zaman yazar almadın? oldu mu böyle bir eylemin? elini kolunu sallaya sallaya dalan forumcular mı dersin, 3-5 fake hesap ile "ortam şenlendiren" mi dersin olmadı mı? silinip silinip geri gelenler olmadı mı? 50 defa silinip, 51. defa gelmedi mi adamlar arkadaş?

neymiş, önceden belirlenenler uçurulacakmış, sahip zall sormak isterim neden böyle bir "duyuru" yapmaya ihtiyaç duydun ki? yaparsın temizliğini olur biter. ha madem yaptın bir duyuru taahhüt edebiliyor musun; "uçurulan yazarlar hiçbir surette farklı bir hesap ile yazar olamayacaklar, olsalar bile tespit edildiği anda tekrar uçurulacaklardır" diyebiliyor musun?

yok efendim uçurulacaklarmış da bilmem neymiş. mehmet gidecek, memo gelecek. mustafa gidecek, mıstık gelecek. kullanıcı adı değişecek, kişiler aynen geri gelecek. olmayacak mı bunlar ha zall? birbirimizi kandırmayalım cancağızım. adam silinmesinin üstünden 1 hafta geçmeden geri gelecek başka bir hesapla. adama 1 ay çaylaklık versen daha iyi bir ceza be?

sen yazar alımına sınırlama getirmediğin müddetçe, çeşitli sürelerde alımlarını durdurmadığın müddetçe senin göstermelik hareketlerin hiçbir anlam ifade etmeyecektir.

haydi hayırlı traşlar zall, seni bu konuda destekleyen moderatör arkadaşlara da selamlar.
zall bahçenin sahibidir. bizlerse bahçivanlarıyız.
'' gammazlar hakaret edilmiş entry'leri özenle ispiyonlasınlar. ''
özlü sözünün sahibi kişi. hakaret edilmiş entry mi olur ya da entry'e hakaret nasıl bir şeydir ki ?
temizliğe ilk üç nesilden başlaması gereken kişi. yazmıyorlar ve en ufak bir katkıları yok çünkü.
sevgili genç adam ;

bendeniz sözlüğünüzde koşuşturmakta olan, kendi halinde bir yazar olarak açık mektup adı altında birkaç satır iliştirivermek istiyorum. zahmet olmayacaksa oku lütfen. zira emeğime yazık.

gelişmeler kısmına, sözlüğümüzde yılbaşı temizliği adı altında yazar uçuracağını kaleme almış, saygıdeğer gammaz arkadaşlarımızdan bu konuda yardımlarını rica etmişsin.

gözlerimi kapatıp son zamanlarda sol framenin aldığı şekli, büründüğü ruh halini zihnimde canlandırdıkça, açılan başlıkların ve girilen entrylerin ( sözde tanımların ) hakaretten, küfürden, pornografik kelamlardan malesef öteye geçemediği gerçeğiyle bir kere daha karşılaşıyorum.

uludağ sözlük için ne dersin diye soracak olsan bana... derim ki;
inanç özgürlüğü, düşünce özgürlüğü adı altında kişilerin birbirine saldırdığı, küfretmekten çekinmediği, en mahrem konuları sözlük içinde paylaşmaktan sıkılmadığı bir sanal ortam uludağ.
zira öyle de. efendim ? yo yo mübalağa değil, hakikaten vaziyet bu.
taşı gediğine oturtacak bir karar vermişsin aferin. seni kutluyorum azizim.
lakin, yılbaşı temizliğinde dikkat etmeni istediğim küçücük naçizhane bir husus var.

uçuracağın yazarları seçerken, hakettiğinden emin olasın. ettiği küfre değil , yaptığı hakarete bakasın. hoş, ben yine de sözlükten kimsenin uçurulmasına razı değilim ya neyse... iyisiyle kötüsüyleuludağ burası. uludağı uludağ yapanlar da bizleriz. sözlüğün rengiyiz, kalbiyiz, ayrı pencerelerden aynı sokağa bakan mahalle sakinleriyiz, bu yüzden kimimiz maviyiz, kimimiz pembe, kimimiz mor, kimimiz yeşiliz. ama tek tip insanlar değiliz, olamayız. oldurulamayız.

bir sınıfta öğretmenlik yaptığını varsayarsak eğer, haylaz ve sesi çok çıkan öğrencilerini dersten atarak tek adım ilerleyemezsin evlat. öğretmenlik sesi çıkanın sesini kesmek, sindirmek, püskürtmek, hötletmek, zötletmek değil... yakında ata ata bi sen kalırsın bi de oturduğun masa. nasıl olur da bu haliyle daha düzgün hale getiririm onu düşün sen. bu konu da biraz kafa yor istersen. zahmet olacak sana da. kendim için birşey istiyorsam namerdim.

satırlarıma burada son vermek zorundayım. zira ellerim üşüdü. ben kendime çay doldururken senin de önerilerimi dikkate alacağın düşüncesiyle arsızca gülümseyeceğim. hoş parmaklarım yoruldu onca da satır yazdım ama ne önerdim, daha doğrusu birşey önerebildim mi bilmiyorum.
başlığı gördüm, yazmadan edemedim. iki kelam da ben döşemek istedim. dikkat ettiysen çabucak yazdım. hakaret de yok. bla bla bla...

hava hakikaten soğuk, sıkı giyin üşütme. sen bu satırları okurken ben çayıma bisküvi banıyor olacağım.

saygılarımla.
sözlükte yakında çok kişiyi şutlayacak yazar. ama uyarısındaki üslup ilginç...
''uçurulacak'' ne lan! sen koskaca sözlüğün patronusun , bizim gibilerin diline düşme. hadi bizim kültür seviyemiz yerlerde de sana noluyo...
sen efendi zall'sın uğraşma bu işlerle...
üslubuyla halkın seviyesine inerek, aslında kendisinin de bizlerden biri olduğunu vurgulayan, ulu admin.

- zall, şu reklamları kaldırsak sözlükten? he hacı?

+ yeak yaa! baban mı ödüyo server paralarını, kâmil?
adriano fiziğine sahip baş yazar.
beni yazarlıktan çaylaklığa düşüren yazar..
yıldırım demirören'liğe soyunmuştur, başarılar kendisine;

(bkz: tribünleri temizleyeceğiz)
an itibariyle sözlükte olduğunun farkında olarak kendimi güvende hissetmemi sağlayandır.

(bkz: korkuyorum sözlük)