bugün

islam'da herşeyin zıddı ile var olması ile benzer durum.
69 pozisyonundaki japon balıkları isimli logoya sahip felsefik söz, durum gibi birşey.
karşıtların birbirini beslediği ve birbirlerinin devamlılığını sağladığı görüşünü benimseyen, Tai-chi ile ilişkili bir uzakdoğu felsefesi. doğrusu yin yang dır.
ruh ve beden
elmanın iki yarısı
bir kere kesildimi
ikisi de ayrı uçta
gece beden
gündüz ruh...
doğrusu yin yang olan taoist bir felsefe.
aşağı yukarı şöyle bir şeydir :
görsel
şöyle bir şey de olabilir;

görsel
divxplanet çevirmeni. çevirilerine şuradan ulaşılabilir;

http://divxplanet.com/cevirmenler/Ying_32_Yang/
"ying yang" ı bilmiyorum fakat " yin yang" uzak doğu felsefesinde zıtlık yakıştırması, ayrı bir bütünselliği olmayan bütünün bir parçası. Şekilcilikte çok örneği olduğu için Türkiye' deki insanlarımızın çok ilgisini çekmiştir. Cem yilmaz' ın ilk çıkışındaki bıyık ve keçi sakalının şekli şemali iyi bir temsildir.
fizik kanunlarında da görülür. ismini bilmem ama şöyle bir elektrik manyetik alan kuralı vardır.

oluşan elektromotor kuvvet, kendini doğuran sebebe zıt yöndedir.
bu sayededir ki çok küçük dirençli bobinler yüzlerce amper akım çekmezler.

flüx hocam sağolsun. hala aklımda, teori.
shu seng'in kardeşidir.
işaretin anlamını bilmeyenler için; görsel
güzel bir hayat felsefesi..!
karşıtlar birbirine dönüşebilir ying yang felsefesinde. ve karşıtlar bağımlıdır birbirine.
her insan da kendi için de ying yang. birazcık iyi, birazcık kötü..
dönüşmediğimiz ya da şartlar altında bile dönüşmem dediğimiz ne var ki?

her uyumsuzluğun uyumudur insan, şöyle eserine kısık gözle uzaktan bakan ressamlar gibi baktığımızda.
insana gözlerinizi kısarak bakmak lazım, ayrıntılarla boğuşmadan.
her ayrıntı bir sürü kusur barındırır çünkü. ama kusur yoksa hiç bakmayın, gözlerinize yazık.
kusur yoksa görünen, çok büyük kusurlar vardır görünmeyen..

insanın yüz karası insan.
içinde barındırdığı
doğrusunu bilip yanlışını seçtigi, yanlışını bilip doğruya söylemediği..
kirli kan da akar insanın damarlarında temiz kan kadar..!

bir gün nerede kanatlarım derken, ertesi gün ateşler çıkar gözlerinden.
her insan, bir türlü boşanamayan seytanıyla meleğinin kavgasının arasında ezilmiş ağlayan bir çocuk…

her insan biraz ben biraz sen;
her insan herkes, ama kendi gibi görünen…

peki, huzur nerede?
ne buldurur insana yolunu?
sevmekle mi aydınlanır bir insanın yolu. şeytanı girme dese de girmek mi lazımdır o yola?
ya insan asıl severken uyuyorsa şeytana?
neredeydi huzur?

seytanını da sever insan üstelik; o ki bazen keyfini sürdüren hayatın ve kendini ezene,
haksızlıklara karşı durmasını sağlayan…

kimse iyi değildir bağırırken ; sevdiğini bağırıyorsa bile..!
ama bazen de kötü bile değilsindir karşındakine git derken; ona sormazsan nasıl göründüğünü…

‘‘kimim ben‘‘in cevabı gelir oturur yan koltuğa, sizin kadar beyaz saçlarıyla bir gün.
öyle gelip oynamaz insanla çünkü çocukken. o cevap ki aslında kim olduğunu anladığında aslını değistirmek istemeyecek kadar inatçı, zaten değistiremeyecek kadar da yorgundur…

her yaşam, her nefes kendisini aramak ama bulmamak için var, ne garip…
bulamadıkça bulamadıklarıyla kendi olmak işin aslı.
mükemmel tek renk bir daire çizemez insan istese de.
iyidir insan için ying yang, fazlasını aramak zaman kaybı.

melekler ve şeytanlarla varız; hangisini gösterirsek daha çok, onunla bilineniz başkalarınca.
önemli olan kendi bildiğinle mutlu olup olmamaktır.
tam da bölünürken yingler yanglar kendi içinde, orantısıdır iyiliğin ve kötülüğün…

iyiyimdir ben.
görünen odur.
ya da inanılmak istenen…

güzele, iyiye inanmak kolaydır insanlar için.
arada bir hatırlatırım o yüzden ‘‘ben o kadar iyi değilim, bak şu durumlarda kötüyüm!‘‘ diye.

ama yine de biliyorum ki ‚‘‘nasıl bilirdiniz merhumu‘‘ deyince ‚‘‘iyi‘‘ diyecekler hep bir ağızdan.
başka bir şey söyleyen gördünüz mü?
bir katilin cenazesine canını aldığının yakını gider mi?
ya da en basitinden çöpünü kapısının önüne attığı komşu?
ya da daha borcu bile bitmeden bin bir zorlukla aldığı arabasına vurduğu adam?
peki, onlar nasıl bilirler o merhumu sizce?

kabul etmek lazım ne meleğiz ne şeytanız ya da hem meleğiz hem şeytanız.
insanız düğüm, düğüm…!
kendinden başkası bilmez insanı.
karanlığı ne kadar, hanği kuyunun dibinde kimselerin bilmediği…
ya da gizlice okuttuğunuz çocukların kurtaracağı kadar mı günahlarınız?
kimseye değil kendine sormalı insan, cevabı yoksa bile…

ne yazdığımı niye yazdığımı bilmiyorum şu anda.
meleğim mi şeytanım mı yazdırdı bunları, bir fikrim yok.
kavga ettiler sanki yine. ama bu sefer onların kafalarını okşadım ve ben kazandım.
şaşkın, şaşkın bakıyorlar bana sanki. çünkü ikisine de hak verdim bugün..!
öpüşün, barışın siz de bakalım dedim.
bu günlük ying yang hatırıyla bağırış çağırış duymak istemiyorum!
bu günlük kendimi insan olduğum için affettim.. bu günlük…

nasıl olsa çok sürmez bu sessizlik…!
Yin-Yang motifi sanıldığının aksine ilk olarak Çin'de değil, Roma'da görülmüştür.
iki partili başkanlık sistemidir.
Oluşumlar, karşıtı olmadan açıklanamayacağını ifade eden felsefesidir. hülasa; Karşıtların biri, diğerinden bağımsız olamaz. Gündüz olmadan, gece; gece olmadan, gündüz açıklanamaz. Gece olmadığı sürece, gündüz de yoktur.
moğolistan bayrağında bulunur.
Evreni karşıtların dinamiği olarak inceler. imge, genelde siyah ve beyaz ya da mavi ve kırmızı olsa da iki farklı renkte ve birbirinin içine akan iki damla gibi gösterilir.