bugün

okulda yeni işe başlamış hocanın, öğrencilerine karşı devamlı despot olması; vurarım kırarım tavırlarına girmesi olayıdır. öğrencilerin gözünde saygın, korkulan bir hoca olmak için bir taraflarını yırtmasının sonucunda gösterdiğidir. ilkokullarda zaten pek girişilmez bu tip şeylere, liselerdeki otorite sağlamlaştırma çalışmaları takribi 1 dönem sürer, bu da yarım yıla tekabül etmektedir. bu süre zarfında hoca ödev yapmayan öğrencilerin ebesine atlar, kızar bağırır; kendisini saygın bir hocaymış gibi göstermek için elinden geleni yapar.

genellikle sonuç vermez. sıkı denetimi bıraktığı ikinci dönem, bütün öğrenciler hocanın amacının ne olduğunu fark edip bıyık altından kıs kıs gülerler. kendini kamyon garajında hisseden hoca, emeklerinin karşılığını alamamanın verdiği üzüntüyle tırıs tırıs öğretmenlik hayatına devam eder. korkma len, ispata gerek yok; hocasın en nihayetinde, severiz biz seni bağrımıza basarız.

***

her daim sonuçsuz kalır, evet.

bir de bunun tersini yapıp yeni öğrencilerine iyi davranan, akabinde sapıtan hocalar da vardır. bunlar meşe odunuyla dövülesidir. lan sen alış öğrencilerine, ne artistik yapıyorsun?
muhtemelen uzun süre olumlu bir getirisi olmayacak girişimdir.bir de bu lisede yaşanıyorsa söz konusu hocaya bol sabır dilenmesi gereken durumdur.
Genellikle olumsuz sonuçlar doğuran eylemler dizisidir.

bülent korkmazın galatasarayın başına geçer geçmez uygulamaya başladığı eylemler dizisi buna en somut örnek olarak sunulabilir şu sıralarda. uefa kupasından elenilir, lincoln gibi bir yıldız kaybedilir, takım ligde yerlerde sürünür, akabinde hocaya da artık yol verilecektir sırf bu otoriteyi sağlamlaştırma kaygısı yüzünden.
(bkz: ölü ozanlar derneği)
takımdan ayrı düz koşuyu kaldırmaktan geçer. *
(bkz: ersun yanal)