bugün

sadece soğanı doğra bunu ekle ile olmaz yemek.yemek yapmak bir sanattır.hem lezzetli olmalı hem de göze hitap etmelidir.
daha keyif vereni icin; (bkz: yemek yemek).
Yapılırken içine sevgi de katılması gerekendir.
hep yapınca bayan bi iştir. ilk yalnız kaldığım zamanlar ''aaaa ne kadar da zevkli lan hep kendim yaparım'' gibi düşünceler içinde kaybolmuşsam da şimdi etrafımdaki fast food cuların telefon numarası en iyi arkadaşlarım.
zorunluluk haline gelmediği sürece keyif veren ve stres attıran eylem
yapmasından çok yakmasının daha eğlenceli olduğu bi durumdur. (bkz: yemek yakmak)
yemek yapmayı bilmeyenlerin uzak durması gerken eylemdir. aksi takdirde sonuç on gün ugraşılsa temizlenemeyecek bir mutfakla baş başa kalmak olacaktır. asıl acı olanı elinizdeki tek şeyin yanmış bir yemek olmasıdır. birde üstüne rezil olup hazır yemek ısmarlamak işin cabasıdır.
çok zevklidir hele birde babanızın kızım 'eline sağlık annenin yemeğinden daha güzel olmuş' dediğinde daha bir zevkli oluyor!...
(bkz: babayla birlikte yemek yapmak)
her gün yapılırsa can sıkar. ama arada yapılınca güzel olan işlerden bi tanesidir.ama genede hiç yapmamak en iyisi galiba çünkü ardından bulaşık çıkar bir sürü bi de onları yıkamak gerekir.
herkesin yapabileceği bir iş gibi gözükse de aslında zor bir iştir. herkes yapabilir ama herkesin yemeği yenmez.
(bkz: sanat)
kadinlar icin en guzel terapi seklidir.
(bkz: bundan zevk alan insan olamaz)

zevk almak demişken,

(bkz: zevk almak)
(bkz: asl plz)
Teknik olarak daha fazla bilgiye sahip bayanların yaptığı aktivite. işin romantik ve anaç boyutu da söz konusudur.
bazı günler ne yapmak gerektiğine karar verilemediğinde, akla bir şey gelmediğinde sıkıntı yaratır.
bir sanattır.
diyip olaya evrensel boyutta girmek isterdim. fekat öyle girmeyede bilirim. sağım solum belli olmaz.
neyse efenim yemek yapmak bazıları için sadece karın doyurmaktan ibarettir. benim gibiler içinse hem karnım doysun hem gözüm doysun diyip; giriştiğiniz yemeği bir ümit usta bir emine beder gibi; soğanları küp küp doğrayıp, biberlere itana ile şekil veriyorsanız, domatesin kabuğunu üşenmeyip soyup, baharatı bol tutuyorsanız ve serviste şu ünlü lokantaları aratmıyacak şekilde özenip bözeniyorsanız bilinki gerçekten yemek yapıyorsunuz.

yaer ustadan sevgilerle..
*
sanattır. her zaman yapanın elinin tadı olduğuna inanmışımdır. keyif için yemek yapan, yaptığını yemekten ziyade yedirmekten hoşlanır.
yetenek isteyen bir hadise. tariflerden yararlanmadan, yemeklere neyden ne kadar ekleyeceğini tutturmak gerçekten beceri gerektiriyor. ulan makarnanın nesine tarif lazım denirse ayıp olur, zira benim gibi odunlar onu bile beceremiyor.
yemeğin göze hitap etmesi gerekmekle birlikte illa ki sanat eseri olmasına ya da kopengah kriterlerine uyum sağlamasına gerek yoktur. tadı güzel olsun, karın doyursun, az da göze hitap etsin tamamdır. beri yandan yemek yapmanın, bir miktar yetenek gerektirdiği de su götürmez bir gerçektir.
mecbur olmadığınız sürece en bi güzel eylemlerden(miş). ben de yeni farkettim.

şundan 5 ay öncesine kadar yemek yapmayı geçtim hazır çorba bile yapmışlığım yoktu. çünkü hiç ihtiyacım olmamıştı böyle bir şeye.

sonra ne olduysa oldu ve yemek yapmak zorunda kaldığım bir yaşamın içinde buldum kendimi. ilk yemeğim pişene kadar her dakikasında annemden telefonda tattikler aldım ve hayatımda yediğim en güzel brokoli yemeğini kendim yaptım.

yemek yapmak! yapamayaklarım listesinin enlerinin başındaydı.
ben bi kere o soğanı elime alıp ellerimi iğrenç kokutamazdım. şimdi ne değişti? ellerimin soğan kokmaması için tattikler bile öğrendim.

böyle işte hayat. yapamayacağıma inandığım bir şeyi artık mükemmel yaptığımı iddia ediyorum.

et, kıyma gibi hiçbir et ürününü yemememe rağmen içli köfte bile yapmışlığım, en azından yapmayı denemişliğim var.

oktay usta'nın yemek kitabını aldım. her yemeğin altına duyduğum püf noktalarını ekledim falan. geliştirdim işi iyice. yemek yapmanın kolay bir şey olduna da karar verdim.

yüzlerce başlık vardı sözlükte yemek yapmayı bilmeyen kız, yemek yapmayı bilmeyen kızla evlenen erkek...vs. hepsine tek tek çemkirmiştim zamanında. çünkü yazılan her şeyi üzerime alınmıştım, yemek yapmayı çok zor bir şey zannetmiştim.

ama yok böle bişi efendim, söyleyeyim dedim.
ascilik egitimi almama sebebiyet verecek kadar sevdigim eylem.
kişiye göre değişen benim için çok keyifli bir iştir.sevmenizle alakalıdır süper bir deşarj yönetmidir ayrıca.
aşçılık eğitimi alma isteğimin tavan yaptığı keske ascılık okusaymısım dedıgım, evde kendi capımda harikalar yarattıgım eylemdir.
ne kadar özel bir duygu olduğu ancak bu şekilde ifade edilebilir. (bkz: julie and julia)
üniversiteyi ailesinin yanında okuyan erkekler bu işi genelde evlendiğinde öğrenir dicem ama orda da hanım seni eğer bilmiyorsan asla mutfağa sokmaz ..en temiz yol ayrılıp tek yaşamak kendi ayaklarının üstünde durunca yemeğide öğreniyorsun çamaşırını da yıkıyorsun eeeerrr biişeyiii de yapıyorsun valla.