bugün

Yalnızlığın kötü bisi olduğu.
ömür kotanı, lafları hoş ama içi boş insanlara harcamamak gerektiğini anlıyorsun...
insanları izleniminiz çok değişiyor. kendiniz ile alakalı huylar-rutinler değişebiliyor.
Dış görünüş herşeydir. Duygu hiçbir şeydir.
Ne kadar farklı hayat yaşamak istersek isteyelim hep aynı yola dönüyoruz. Hayat gerçekten düz bir çizgi ve hepimiz o monoton çizgide yürüyoruz.
Öğüt veren çoğu insanın anlattıklarıyla kendini tatmin ettiği ve işin gerçeği senin hayatının onların umrunda bile olmaması.
Alıştıkça, yaşadıkça önemsiz gibi geliyor.
Afedersiniz bir gün çubuğunuzun dikilmez olacağı.
yalnızlığın baki olmasıdır efenim... yalnızlığın kader olduğunu anladığınız o an kalabalıklar anlamsız gelir arkadaş grubunda oturmak gereksiz gelir yalnızlığı ararsınız. yalnızlık ıyidir ama kötüdür be..
Şarkıların seni zamanla incittigini ögreniyorsu.
Mutluluğun ütopya olması.
Ölüm de var.
(bkz: sıkı giyinmek)
(bkz: sıkı giyinmek)
Hayat fani, ölüm ani sözünün gerçekliği. insan yaşlandıkça çevresinde daha fazla ölüm görüyor ve alışıyor artık buna, önceleri kabullenemeyeceğin ölümlere bile alışıyorsun.
oturmayıp daha çok hareket ettiğinizde sorunların azalıp, mutlulukların artması.
evet. eskiden saatlerce yatarak pc ye bakabilirdim. artık her saat kalkmak zorunda hissediyorum.
Ne kadar yazılıp çizilse, paylaşılıp aktarılmaya çalışılsa da,anca yaş ilerledikçe anlaşılacak şeylerdir.
Kumaş pantolonun kottan daha rahat olduğu.
Gün geçtikçe insanları çok ciddiye aldığımı farkettim. Yavaş yavaş insanlara ederi kadar değer biçmeye başlıyorum ve gerçekten inanılmaz hafifledim.
yanında ailen ve sadece birkaç dosttan başka kimsenin kalmayacağıdır.
Seni aşan bir hedefin yoksa eğer, evlenip çoluk çocuğa karışıp "mutlu"
Bir aile kursan sağlığın da hep yerinde olsa çocuklarında hep hayırlı olsa kimse hastalanmazsa kimse de ôlmezse bu mudur hayat?
insanların mutlu diye çizdiği tabloya bak ne kadar sıradan neye yarar...
Evet 39 a geldim insanların çoğu kalabalık etmek için yaşıyor...
aslında yaşarken her olay her durum senle ilgisi varmış, senin bir şeyinden dolayıymış gibi geliyor. gerçek olan, senle çoğu şeyin bir ilgisi yok. sen diğer insanların ya da hayatın türlü olaylarının başına getirdiklerinin nesnesisin biraz. sen olmasan da o insan o olayı birine yaşatırdı. sen olmasan da o olay o şekilde gelişirdi zaten.
insanın tahammül etmek zorunluluğu olmadığı.
tabiki hayatın pembe olmadığı dır .

lay lay lomun acısı fena çıkıyor sonradan .
insan büyüdükçe hayalleri kuculuyormus ama hayal gücünü yitirdiginden değil umut hayal gücünden önce azaliyormus ve belli bir seviyenin altına indiğinde de ölmeye yatıyor insanoğlu. Hayal yine kuruyor ama bu kez bir fark var hayallerini hayal olsun diye kuruyor gerçekleştirmek için degil, çünkü gerçekleşmeyeceğini biliyor.