bugün
- babayla karşılıklı sigara içmek8
- hala akpli olabilmek8
- volkan konak16
- cok eski bir ulu yazari11
- sözlüğe yeni kadın yazar gelmemesi16
- saçlarını kısacık kestiren kadın11
- geceye bir şarkı bırak9
- tayyip bey9
- en son ne yediniz11
- true yu evlendiremiyoruz14
- ne kadar çok yol açarsanız trafik o kadar sıkışır8
- ekrem imamoğlu'nun babasının ettiği beddua21
- ona bir şey hatırlat9
- nasıl bir kız istersiniz15
- ramazan bayramı24
- başka gezegenlerde de insanlar var mıdır8
- plak satmak10
- bayramınız kutlu olsun sayın yazarlar9
- bergamot tadını en iyi veren çay8
- kola cips yememek8
- küresel ıkınma14
- geldi yine deli9
- bir kızın prime dönemi16
- 29 mart 2025 beşiktaş galatasaray maçı31
- nervio'nun bayramlık cicileri8
- aykolik bugün nereyi gezdi sorunsalı8
- el opucek yastaki yazarlar9
- gençlerin neyi protesto ettiğini bilmemesi16
- hızlı konuşan kız14
- sözlük yazarlarının üye olduğu siyasi parti9
- cehape felakettir12
- first date9
- sahurdayız uludağ sözlük13
- sahne teklifi almak8
- ümit özdağ'ın açlık grevine başlaması17
- teketekte solcu mu alır sağcı mı23
- çirkinlere tavsiyeler8
- 29 mart 2025 imamoğlu'na özgürlük mitingi21
- osimhen ve penaltıdan gollll gese 3 2 kazandı12
- domdom usa9
- özgür özel'in ingiliz bbc'ye resmen ağlaması19
- true'nun karı çıkması8
- bir milyon kişi saraya yürüyelim14
- erkek depresyonu10
- ahmet beyin beyaz bareti10
- true'nun siki için yas tutuyoruz12
- çiçek uzatılan polisin boşanma aşamasına gelmesi22
- chpli kardeşlerim sizle bir sorunum yok12
- kapitalistlerin din kuracak kadar zengin olması8
- first date kombini12
cerireis: bedri baykam kedi götü görüp veteriner yok mu diye bağırmış.
ekşici : sandalyeden düştüm hafız.
tarzı yaklaşımların türevleri ve özelden hafızlı, moruklu pm ler aldığımız entrilerin genellemesidir.
ekşici : sandalyeden düştüm hafız.
tarzı yaklaşımların türevleri ve özelden hafızlı, moruklu pm ler aldığımız entrilerin genellemesidir.
başlık: sözlükten ayrılan yazarlarının açacağı sözlükler
altındaki entryler:
eşki sözlük,
öz ekşi sözlük, (bkz: öztürkcell) en çok buna güldüm...
fışkı sözlük...
altındaki entryler:
eşki sözlük,
öz ekşi sözlük, (bkz: öztürkcell) en çok buna güldüm...
fışkı sözlük...
yaran inci sözlük entryleri başlığının altında yazan entrylerdir.
ekşide yaran entry bulmak zordur. çoğu okunma kaygısıyla kasıntı yazılar yazdıklarından yapmacık entrylerle doludur ekşi.
başlık: 3 nisan 2012 dtcf faşist saldırıları
yazar: merhaba dünyalı biz dostuz
--spoiler--
fasistler her ortamda desifre edilerek ogrencilerin ana kitlesinden yalitilarak marijinallestirilmeli. bu onlari yenmenin en onemli yolu.
--spoiler--
arkadaşım sabah saat 05:55 de tüm mahalleyi ayağa kaldıracak şekilde gülmeme sebep oldun. sen nasıl bir adamsın ya. *
yazar: merhaba dünyalı biz dostuz
--spoiler--
fasistler her ortamda desifre edilerek ogrencilerin ana kitlesinden yalitilarak marijinallestirilmeli. bu onlari yenmenin en onemli yolu.
--spoiler--
arkadaşım sabah saat 05:55 de tüm mahalleyi ayağa kaldıracak şekilde gülmeme sebep oldun. sen nasıl bir adamsın ya. *
başlık: bob ross renkleri
yazar: francisco sebastian danconia
entry: uzun süre mastürbasyon yapılmayan penisten çıkan sarımsı döl beyazı.
hemen bir örnekle durumu açıklığa kavuşturalım;
"evet burada bir ağaç var. üzgün bir ağaç. ama bu ağacın dallarına 'uzun süre mastürbasyon yapılmayan penisten çıkan sarımsı döl beyazı' ndan çeşitli gölgeler yaparsak o artık mutlu bir ağaç olur."
gibi...
iğrenç ama çok güldüm buna.
yazar: francisco sebastian danconia
entry: uzun süre mastürbasyon yapılmayan penisten çıkan sarımsı döl beyazı.
hemen bir örnekle durumu açıklığa kavuşturalım;
"evet burada bir ağaç var. üzgün bir ağaç. ama bu ağacın dallarına 'uzun süre mastürbasyon yapılmayan penisten çıkan sarımsı döl beyazı' ndan çeşitli gölgeler yaparsak o artık mutlu bir ağaç olur."
gibi...
iğrenç ama çok güldüm buna.
başlık: sevgiliyle yaş toplamının 60 olması
entry : erkek 51 kadın 9 ise erkeğin peygamber olduğunu gösterir.
yazar : so far so good so what
entry : erkek 51 kadın 9 ise erkeğin peygamber olduğunu gösterir.
yazar : so far so good so what
--spoiler--
kurucusu zall, yaptığı açıklamayla son zamanlarda artan saldırıların uludağ sözlük düşmanlarının çaresizliklerinin ve köşeye sıkışmışlıklarının göstergesi olduğunu belirtti. bu saldırıların kalleşçe yapıldığını ve uludağ sözlük yazarlarının birlikte yaşama iradelerini hedef alan saldırılar olduğunu söyleyerek sözlerine devam eden zall, "uludağ sözlük yönetiminin sabrını zorlamasınlar, moderasyon bugün de dün olduğu gibi bu huzur düşmanlarına hadlerini bildirecek güce ve kararlılığa sahiptir" diyerek sözlerini tamamladı.
birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde yapılan bu saldırılara karşı moderasyonun aldığı tavır, uludağ sözlük yazarlarınca (bkz: helal olsun) gibi bir çok bkz ile desteklendi.
--spoiler--
kurucusu zall, yaptığı açıklamayla son zamanlarda artan saldırıların uludağ sözlük düşmanlarının çaresizliklerinin ve köşeye sıkışmışlıklarının göstergesi olduğunu belirtti. bu saldırıların kalleşçe yapıldığını ve uludağ sözlük yazarlarının birlikte yaşama iradelerini hedef alan saldırılar olduğunu söyleyerek sözlerine devam eden zall, "uludağ sözlük yönetiminin sabrını zorlamasınlar, moderasyon bugün de dün olduğu gibi bu huzur düşmanlarına hadlerini bildirecek güce ve kararlılığa sahiptir" diyerek sözlerini tamamladı.
birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde yapılan bu saldırılara karşı moderasyonun aldığı tavır, uludağ sözlük yazarlarınca (bkz: helal olsun) gibi bir çok bkz ile desteklendi.
--spoiler--
GÜLMEK iÇiN ÇOK UĞRAŞTIĞIM ENTRYLERDiR. AMA OKUDUĞUM ZAMAN YÜZ KASLARIMIN SADECE YOK OLUŞLARINA ŞAHiT OLDUM. HiÇTE KOMiK DEĞiLLER. TEK GÜLÜNECEK YANLARI SAÇMALAMALARI.
başlık: muhammed ay'ı yardığı halde ona inanmayan mallar
ayar: 9 yaşındaki kızı yardığı halde ona inananlardan daha fazla mal değildirler. (de33000)
saygı duruşundayım ben hala.
ayar: 9 yaşındaki kızı yardığı halde ona inananlardan daha fazla mal değildirler. (de33000)
saygı duruşundayım ben hala.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=27821218
--spoiler--
işe yeni girmişim o yıllarda, taşındığımız evde de şofben yok. benim soğuk suyla yıkanmaktan, ya da tencerede su ısıtmaktan zifrim sikilmiş ama derim kalınlaşmış resmen lan. kışın göbeğinde dalıyorum buz gibi suya umurumda değil fok balığı gibi olmuşum, buzulların üzerinde güneşlenip, göbeğimi kaşıyıp el çırpacak kıvama gelmişim. her zaman söylerim, insan acayip bir makina amına koyiim her şeye alışıyor. neyse ben ilk maaşla koşa koşa gidip spotçudan ucuz yollu bir elektrikli şofben aldım. spotçu olduğu için servis falan yok haliyle, çağırdım bi elektrikçi geldi taktı şofbeni, kaçarak gitti. hemen attım kendimi suyun altına, bi sik ısıttığı yok tabi aslında, zaten ip gibi de azıcık bir su akıyor ordan ama tencereden maşrapayla su dökünmekten bin kat daha konforlu tabi o an bana. ben suyun altında oynaşırken musluğa gidiyor elim ve sürpriz, sağlam bi silkeleniyorum, elektrik çarpıyor beni, hay amına koyiim. adam nasıl taktıysa hacı o şofbeni, duş açıkken bütün ev voltaj manyağı oluyor, duşun altındaki de çarpılıyor, mutfaktaki musluğu açan da çarpılıyor, herkes çarpılıyor amına koyiim. biz artık çükümüzle amper ölçecek hale geliyoruz çarpılmaktan, uyurken götümüze 100 mumluk ampul tak, cavlım cavlım yanar, o kıvamdayız. lan öyle bi stres ki, düşün, girmişsin suyun altına kafanı şampuanlıyorsun, aynı zamanda her an gelebilecek o sarsıntıyı bekliyorsun, ve geliyor da orospu çocuğu, başlıyorsun banyoda sabunlu sabunlu breakdance yapmaya. millet banyoda 31 çeker sen voltajla zirveye çıkıyorsun. artık bi gün akımı keseyim falan diye kendi bildiğimce ufacık yeşil bi leğen vardı, onu aldım koydum küvete, içine girip öyle açtım duşu. leğen o kadar küçük ki iki ayağım birden zor giriyor içine. duşun musluğunu da açıp kapatırken bulaşık eldiveni takıyordum çarpılmayayım diye. orda ölüp gitsen o an sahneye bak amına koyiim, banyoda çırılçıplak adam, ayakları sik kadar yeşil küvetin içinde ellerinde bulaşık eldiveni. bildiğin sapıkça lan, rezilliğe bak. cenaze namazını bile kılmazlar yeminle. atıp çukura gömerler öyle leğenle, eldivenle.
--spoiler--
--spoiler--
işe yeni girmişim o yıllarda, taşındığımız evde de şofben yok. benim soğuk suyla yıkanmaktan, ya da tencerede su ısıtmaktan zifrim sikilmiş ama derim kalınlaşmış resmen lan. kışın göbeğinde dalıyorum buz gibi suya umurumda değil fok balığı gibi olmuşum, buzulların üzerinde güneşlenip, göbeğimi kaşıyıp el çırpacak kıvama gelmişim. her zaman söylerim, insan acayip bir makina amına koyiim her şeye alışıyor. neyse ben ilk maaşla koşa koşa gidip spotçudan ucuz yollu bir elektrikli şofben aldım. spotçu olduğu için servis falan yok haliyle, çağırdım bi elektrikçi geldi taktı şofbeni, kaçarak gitti. hemen attım kendimi suyun altına, bi sik ısıttığı yok tabi aslında, zaten ip gibi de azıcık bir su akıyor ordan ama tencereden maşrapayla su dökünmekten bin kat daha konforlu tabi o an bana. ben suyun altında oynaşırken musluğa gidiyor elim ve sürpriz, sağlam bi silkeleniyorum, elektrik çarpıyor beni, hay amına koyiim. adam nasıl taktıysa hacı o şofbeni, duş açıkken bütün ev voltaj manyağı oluyor, duşun altındaki de çarpılıyor, mutfaktaki musluğu açan da çarpılıyor, herkes çarpılıyor amına koyiim. biz artık çükümüzle amper ölçecek hale geliyoruz çarpılmaktan, uyurken götümüze 100 mumluk ampul tak, cavlım cavlım yanar, o kıvamdayız. lan öyle bi stres ki, düşün, girmişsin suyun altına kafanı şampuanlıyorsun, aynı zamanda her an gelebilecek o sarsıntıyı bekliyorsun, ve geliyor da orospu çocuğu, başlıyorsun banyoda sabunlu sabunlu breakdance yapmaya. millet banyoda 31 çeker sen voltajla zirveye çıkıyorsun. artık bi gün akımı keseyim falan diye kendi bildiğimce ufacık yeşil bi leğen vardı, onu aldım koydum küvete, içine girip öyle açtım duşu. leğen o kadar küçük ki iki ayağım birden zor giriyor içine. duşun musluğunu da açıp kapatırken bulaşık eldiveni takıyordum çarpılmayayım diye. orda ölüp gitsen o an sahneye bak amına koyiim, banyoda çırılçıplak adam, ayakları sik kadar yeşil küvetin içinde ellerinde bulaşık eldiveni. bildiğin sapıkça lan, rezilliğe bak. cenaze namazını bile kılmazlar yeminle. atıp çukura gömerler öyle leğenle, eldivenle.
--spoiler--
başlık: mabel maztiz
entry: milletin burnunda et olur, bu arkadaşınkinde antrikot var.
slum adlı bir yazardan
entry: milletin burnunda et olur, bu arkadaşınkinde antrikot var.
slum adlı bir yazardan
https://eksisozluk.com/entry/21368686
--spoiler--
tek kelime fransızca bilmediğim halde iş için gittiğim fransa'da, iş yerinin fransa'da yaşayan türk ortağı ve ben, işini yaptığımız firmanın sahibi tarafından yemeğe davet edildik. ertesi sabah erkenden dönecek olmam ve sıfır fransızca nedeniyle pek sıcak bakmamama rağmen, türk ortağın ''bu şekilde bir jesti reddetmen yanlış anlaşılır'' uyarısı ile adamın evine gitmek zorunda kaldım. ev lüks bir semtte ve gayet güzel bir bahçesi olmasına rağmen oldukça sade döşenmiş bir evdi. fransızların meşhur, yemekten önce şarabı, yemek şarabı, yemek sonrası şarabı üçlüsüne takılıp, ara sıra hem onların hem de benim pek iyi olmayan ingilizcemizle iletişim kurmaya çalıştık.
koltuklara geçip konyak-kahve ikilisinin tadını çıkarırken, salona 4-5 yaşlarında bir çocuk girdi. sarışın mavi gözlü, annesinin kopyası sevimli bir çocuktu. aile orada olmasını istemiyorduı. ''piyer hemen odana '' gibi çocuklar duymasın vari cümleler kurduklarını tahmin edebiliyordum. ''oh mami no'' ,''pağlevisyon, televizyon'' gibi cümlelere, ailesinin, ^noğğ piyeğ televizyon zamanı değil şimdi'' diye yanıt verdi *.
neyse bu sevimli çocuk, beni fark etti ve; ''mami bu amca kies?'' diye sorarak yanıma seğirtti. aile tedirgin oldu ama ben hemen onunla oynamaya başladım. bebe ile gayet iyi anlaştık. hatta ben koltuktan yere indim bebenin arabaları ile oynuyorum. arabasını koltuktan aşağı sallayıp yere çakılması temalı, salak çocuk oyunlarından birini oynarken, araba yere çakıldığında çocuk ''hobereyyy'' gibi bir ünlem çıkardı. ben şaşırmama rağmen belki de evrensel bir 'hobarey' vardır diye çok takılmadım.
biraz sonra çocuğa dikkatli bakınca yüzündeki kırmızılıkları fark ettim. kızamık mızamık endişesi ile aileden kimse yokken patrona ''ne olmuş bu çocuğun yüzüne kırmızı kırmızı ?'' diye sordum. ve hayatımın en dumur cevabını aldım.
aynen şu şekilde; ''zuccuk yediydim gabarcık oldum''..
cevabı patron değil çocuk vermişti. o kadar şarap, 1 haftadır yaşadığım iletişim kaosu, bir anda beyin amcıklaması geçirtti bana dona kaldım. patron halimi görünce gülme krize girip konyağı burnundan çıkardı. meğer çocuğun yaklaşık 3 aylıktan bu yana yozgatlı bir üniversite öğrencisi bakıcısı varmış. kız üniversite okumasına rağmen türkçesi ailesinin türkçesi gibi kalmış. geçen haftada türkiye'den gelen sucukları bebeye yedirince, bebe baharattan alerji olmuş..
sarışın mavi gözlü fransız çocuğu piyer, enşante, ekute, pağlevisyon derken ''zuccuk yediydim gabarcık oldum'' dedi ya. nesine yorum yapacaksın.
--spoiler--
--spoiler--
tek kelime fransızca bilmediğim halde iş için gittiğim fransa'da, iş yerinin fransa'da yaşayan türk ortağı ve ben, işini yaptığımız firmanın sahibi tarafından yemeğe davet edildik. ertesi sabah erkenden dönecek olmam ve sıfır fransızca nedeniyle pek sıcak bakmamama rağmen, türk ortağın ''bu şekilde bir jesti reddetmen yanlış anlaşılır'' uyarısı ile adamın evine gitmek zorunda kaldım. ev lüks bir semtte ve gayet güzel bir bahçesi olmasına rağmen oldukça sade döşenmiş bir evdi. fransızların meşhur, yemekten önce şarabı, yemek şarabı, yemek sonrası şarabı üçlüsüne takılıp, ara sıra hem onların hem de benim pek iyi olmayan ingilizcemizle iletişim kurmaya çalıştık.
koltuklara geçip konyak-kahve ikilisinin tadını çıkarırken, salona 4-5 yaşlarında bir çocuk girdi. sarışın mavi gözlü, annesinin kopyası sevimli bir çocuktu. aile orada olmasını istemiyorduı. ''piyer hemen odana '' gibi çocuklar duymasın vari cümleler kurduklarını tahmin edebiliyordum. ''oh mami no'' ,''pağlevisyon, televizyon'' gibi cümlelere, ailesinin, ^noğğ piyeğ televizyon zamanı değil şimdi'' diye yanıt verdi *.
neyse bu sevimli çocuk, beni fark etti ve; ''mami bu amca kies?'' diye sorarak yanıma seğirtti. aile tedirgin oldu ama ben hemen onunla oynamaya başladım. bebe ile gayet iyi anlaştık. hatta ben koltuktan yere indim bebenin arabaları ile oynuyorum. arabasını koltuktan aşağı sallayıp yere çakılması temalı, salak çocuk oyunlarından birini oynarken, araba yere çakıldığında çocuk ''hobereyyy'' gibi bir ünlem çıkardı. ben şaşırmama rağmen belki de evrensel bir 'hobarey' vardır diye çok takılmadım.
biraz sonra çocuğa dikkatli bakınca yüzündeki kırmızılıkları fark ettim. kızamık mızamık endişesi ile aileden kimse yokken patrona ''ne olmuş bu çocuğun yüzüne kırmızı kırmızı ?'' diye sordum. ve hayatımın en dumur cevabını aldım.
aynen şu şekilde; ''zuccuk yediydim gabarcık oldum''..
cevabı patron değil çocuk vermişti. o kadar şarap, 1 haftadır yaşadığım iletişim kaosu, bir anda beyin amcıklaması geçirtti bana dona kaldım. patron halimi görünce gülme krize girip konyağı burnundan çıkardı. meğer çocuğun yaklaşık 3 aylıktan bu yana yozgatlı bir üniversite öğrencisi bakıcısı varmış. kız üniversite okumasına rağmen türkçesi ailesinin türkçesi gibi kalmış. geçen haftada türkiye'den gelen sucukları bebeye yedirince, bebe baharattan alerji olmuş..
sarışın mavi gözlü fransız çocuğu piyer, enşante, ekute, pağlevisyon derken ''zuccuk yediydim gabarcık oldum'' dedi ya. nesine yorum yapacaksın.
--spoiler--
başlık: afyonlu katolik gay taşfırın ustaları
entry:
gerçekleştirmek istediğim bir proje. önce bütçe bulucaz, tüm malvarlığım ve toplanan bağışlar 500000 tl yi bulduğunda projemiz start alıcak.
aşama 1: "kütüğü afyona bağlı, 20-45 yaş arası, askerliğini yapmış, prezentabl, takım arkadaşları arıyoruz. ssk, yol, yemek, prim." ilanını yerel gazetelere veriyoruz.
aşama 2: çok taş görünümlü ve gay erkekler ile konuşup belli bir paraya ilişki yaşamayı kabul ederlerse onları güzel bir malikaneye yerleştiriyoruz. (buna çok para gider lan sanırım)
aşama 3 mission'ary fırıstiyan: katolik olan misyonerleri ve rahipleri ücreti mukabilinde afyon ilimize yerleştirip, gerekli izinler alındıktan sonra küçük bir kilise açıyoruz. geçen pazar seni kilisede göremedim müco!
aşama 4 eğitim: taş fırının tüm inceliklerini bilen kolu kıllı ustalarımızdan seminer vermelerini, çıraklık yaşı geçmiş şu hayvanları bi güzel eğitmesini ve yeri geldiğinden ağızlarına fırın küreği ile vurmalarını istiyoruz.
aşama 5 total kombinasyon: afyonluları önce karşımıza alıyoruz çok samimice "hoca! var mı içinizde gay olan!" diye soruyoruz. "kara murat benim!" diyeni hiç gay oryantasyon programına almadan direk aşama 3-4 e geçiriyoruz. geri kalanlarına soruyoruz "have you ever gay!" diyoruz olmadı "would you like" diyoruz en olmadı "what the shut the fuck off" deyip postalıyoruz! kalanları hemen kiliseye gönderiyoruz, ama hemen dediysek öyle yaldır yaldır değil mına ko adamlar acıkmıştır. şu true gay arkadaşlarla afyondaki olası en romantik toplu yemeğini ayarlıyoruz bunlara. hey maşallah be! pazar ayini, ayin önemli aga, bunları kilisede mumlu tütsülü bir ortamla karşılıyoruz. böyle bi yandan ilahiler bi yandan haleluyahlar. bi an galeyana gelebilirler, rahipleri salın üstlerine! huşu içerisinde konuşsunlar onlarla, gün sonunda elde 3-4 kişi kalmış olabilir. olsun 1 tane dahi mezun versek, boş kümeyi yeneriz! ve final eğitimi olarak kalanları taş fırına çırak olarak veriyorz, artık usta olmak için kaç ay uğraşırlar bilemem, ama o kadar dolgun ücret ile motivasyonları yüksek, ve gay partnerlerinin güzellikleri ile enerjileri daima tavanda olacaktır. sizlere güveniyorum çocuklar!
entry:
gerçekleştirmek istediğim bir proje. önce bütçe bulucaz, tüm malvarlığım ve toplanan bağışlar 500000 tl yi bulduğunda projemiz start alıcak.
aşama 1: "kütüğü afyona bağlı, 20-45 yaş arası, askerliğini yapmış, prezentabl, takım arkadaşları arıyoruz. ssk, yol, yemek, prim." ilanını yerel gazetelere veriyoruz.
aşama 2: çok taş görünümlü ve gay erkekler ile konuşup belli bir paraya ilişki yaşamayı kabul ederlerse onları güzel bir malikaneye yerleştiriyoruz. (buna çok para gider lan sanırım)
aşama 3 mission'ary fırıstiyan: katolik olan misyonerleri ve rahipleri ücreti mukabilinde afyon ilimize yerleştirip, gerekli izinler alındıktan sonra küçük bir kilise açıyoruz. geçen pazar seni kilisede göremedim müco!
aşama 4 eğitim: taş fırının tüm inceliklerini bilen kolu kıllı ustalarımızdan seminer vermelerini, çıraklık yaşı geçmiş şu hayvanları bi güzel eğitmesini ve yeri geldiğinden ağızlarına fırın küreği ile vurmalarını istiyoruz.
aşama 5 total kombinasyon: afyonluları önce karşımıza alıyoruz çok samimice "hoca! var mı içinizde gay olan!" diye soruyoruz. "kara murat benim!" diyeni hiç gay oryantasyon programına almadan direk aşama 3-4 e geçiriyoruz. geri kalanlarına soruyoruz "have you ever gay!" diyoruz olmadı "would you like" diyoruz en olmadı "what the shut the fuck off" deyip postalıyoruz! kalanları hemen kiliseye gönderiyoruz, ama hemen dediysek öyle yaldır yaldır değil mına ko adamlar acıkmıştır. şu true gay arkadaşlarla afyondaki olası en romantik toplu yemeğini ayarlıyoruz bunlara. hey maşallah be! pazar ayini, ayin önemli aga, bunları kilisede mumlu tütsülü bir ortamla karşılıyoruz. böyle bi yandan ilahiler bi yandan haleluyahlar. bi an galeyana gelebilirler, rahipleri salın üstlerine! huşu içerisinde konuşsunlar onlarla, gün sonunda elde 3-4 kişi kalmış olabilir. olsun 1 tane dahi mezun versek, boş kümeyi yeneriz! ve final eğitimi olarak kalanları taş fırına çırak olarak veriyorz, artık usta olmak için kaç ay uğraşırlar bilemem, ama o kadar dolgun ücret ile motivasyonları yüksek, ve gay partnerlerinin güzellikleri ile enerjileri daima tavanda olacaktır. sizlere güveniyorum çocuklar!
güncel Önemli Başlıklar